TAM GAZLA İLERİYE

Elçilerin İşleri 9:20-43

Saul birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. 20Havralarda İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu hemen duyurmaya başladı. 21Onu duyanların hepsi şaşkına döndü. “Yeruşalim'de bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi? Buraya da, öylelerini tutuklayıp başkâhinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?” diyorlardı. 22Saul ise günden güne güçleniyordu. İsa'nın Mesih olduğuna dair kanıtlar göstererek Şam'da yaşayan Yahudiler'i şaşkına çeviriyordu. 23*Aradan günler geçti. Yahudiler Saul'u öldürmek için bir düzen kurdular. 24Ne var ki, kurdukları düzenle ilgili haber Saul'a ulaştı. Yahudiler onu öldürmek için gece gündüz kentin kapılarını gözlüyorlardı. 25Ama Saul'un öğrencileri geceleyin kendisini aldılar, kentin surlarından sarkıttıkları bir küfe içinde aşağı indirdiler. 26Saul Yeruşalim'e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa'nın öğrencisi olduğuna inanamıyorlardı. 27O zaman Barnaba onu alıp elçilere götürdü. Onlara, Saul'un Şam yolunda Rab'bi nasıl gördüğünü, Rab'bin de onunla konuştuğunu, Şam'da ise onun İsa adını nasıl korkusuzca duyurduğunu anlattı. 28Böylelikle Saul, Yeruşalim'de girip çıktıkları her yerde öğrencilerle birlikte bulunarak Rab'bin adını korkusuzca duyurmaya başladı. 29Dili Grekçe olan Yahudiler'le konuşup tartışıyordu. Ama onlar onu öldürmeyi tasarlıyorlardı. 30Kardeşler bunu öğrenince onu Sezariye'ye götürüp oradan Tarsus'a yolladılar. 31Bütün Yahudiye, Celile ve Samiriye'deki inanlılar topluluğu* esenliğe kavuştu. Gelişen ve Rab korkusu içinde yaşayan topluluk Kutsal Ruh'un yardımıyla sayıca büyüyordu. 32Bu arada her tarafı dolaşan Petrus, Lidda'da yaşayan kutsallara da uğradı. 33Orada Eneas adında birine rastladı. Eneas felçliydi. Sekiz yıldan beri yatalaktı. 34Petrus ona, “Eneas, İsa Mesih seni iyileştiriyor” dedi. “Kalk, yatağını topla.” Eneas hemen ayağa kalktı. 35Lidda ve Şaron'da yaşayan herkes onu gördü ve Rab'be döndü. 36Yafa'da, İsa öğrencisi olan Tabita adında bir kadın vardı. Tabita, ceylan anlamına gelir. Bu kadın her zaman iyilik yapıp yoksullara yardım ederdi. 37O günlerde hastalanıp öldü. Ölüsünü yıkayıp üst kattaki odaya koydular. 38Lidda Yafa'ya yakın olduğundan, Petrus'un Lidda'da bulunduğunu duyan öğrenciler ona iki kişi yollayıp, “Vakit kaybetmeden yanımıza gel” diye yalvardılar. 39Petrus kalkıp onlarla birlikte gitti. Eve varınca onu üst kattaki odaya çıkardılar. Bütün dul kadınlar ağlayarak Petrus'un çevresinde toplandılar. Ona, Ceylan'ın kendileriyle birlikteyken diktiği entarilerle üstlükleri gösterdiler. 40Petrus, herkesi dışarı çıkarttı, diz çöküp dua etti. Sonra ölüye doğru dönerek, “Tabita, kalk” dedi. Kadın gözlerini açtı, Petrus'u görünce doğrulup oturdu. 41Petrus elini uzatarak onu ayağa kaldırdı. Sonra kutsallarla dul kadınları çağırdı, Ceylan'ı diri olarak onlara teslim etti. 42Bu olayın haberi bütün Yafa'ya yayıldı ve birçokları Rab'be inandı. 43Petrus uzunca bir süre Yafa'da, Simun adında bir dericinin evinde kaldı.



AÇIKLAMA: Mesih’in Büyük düşmanı Saul’un birden imana gelmesi eminim o dönemde büyük bir manşet oldu. Ama Saul eskiden nasıl ki bütün gücüyle İsa imanlılarını kırıp geçtiyse bu defa tam gazla gidip her fırsatta Mesih’i duyurmaya başladı. Kendisi bir din bilgini olduğu için rahatlıkla Yahudilerin toplanma yeri olan havralara girip konuşabiliyordu. Böylece önce Şam’da daha sonra Yeruşalim’de eskiden zulmettiği İsa’nın, gerçek Mesih ve Tanrı Oğlu olduğunu öğretmeye başladı. Başta Şam’da büyük tepkiler topladı, hatta Yahudiler onu öldürmek için komplo kurdular. Ama kardeşlerin yardımıyla ellerinden sıyrılan Saul Yeruşalim’e gitti. Oradaki imanlılar doğal olarak ondan çekiniyorlardı ve ancak Barnaba’nın referansıyla onunla görüşmeye razı oldular. Bu şekilde ‘Cesaret verici’ olarak bilinen Barnaba, Saul’un hayatında çok önemli bir rol oynamaya başladı.

Saul Yeruşalim’de de durmadı. Eskiden büyük sıkıntılara soktuğu kilise üyeleriyle birlikte bulunarak her yerde Mesih’i anlatıyordu. Bu kendisi için çok büyük bir riskti. Çünkü önceleri Hristiyanları yok etmek için Saul’a destek çıkan başkahinler bu defa kendisini hiç af etmeyeceklerdi. Nitekim bir süre sonra Saul’u öldürmek için bir komplo daha ortaya çıktı. O yüzden imanlılar Saul’u kendi memleketine Tarsus’a yolladılar. Ama olan oldu ve bütün dünya İsa Mesih’in gücünü bir kere daha gördü. Böylece artık pek çok yere yayılan kiliseler esenliğe kavuştu ve giderek çoğalmaya devam ettiler.

Bu sırada Petrus’un yaptıklarına da bir pencere açılır. Petrus’la diğer elçiler hiç durmadılar, onlar da durmaksızın her yerde Mesih’i duyuruyorlardı. Bu sırada Petrus Lidda’da yaşayan felçli bir adama Mesih’in adıyla şifa verince bunu duyan pek çok insan Mesih’e iman etti. O sırada Yafa’da yaşayan ve imanlılarca çok sevilen Tabita adında bir kadın vefat etti. Kardeşler hemen Petrus’u çağırdılar. Bu Petrus için bir ilk olacaktı ama Mesih’in nice ölüleri dirilttiğine şahit olmuştu. O yüzden diz çöküp dua ettikten sonra kadına dönerek ‘Tabita kalk!’ dedi. Ansızın kadın gözlerini açtı ve doğrularak oturdu. Bunun haberini alan herkes sevindi ve Rab’bin elçileri aracılığıyla çalışmaya devam ettiğini anladı. Peki Rab bugün de aynı şekilde çalışamaz mı? Elbette ki çalışıyordur ama çoğu zaman nerede nasıl çalıştığını göremiyoruz. Ama Çin’den, İran’dan ve Mısır gibi çok karanlık yerlerden güzel haberler alıyoruz. Evet Rab işini bırakmadı. Biz de geri durmaksızın olduğumuz her yerde O’nun hizmetine devam edersek mucizelerine şahit olacağız.