13. MUSA GİBİ BİR PEYGAMBER

Peygamber Musa, İsraillilere Tanrı’nın şu sözlerini söyledi:

Yasanın Tekrarı 18:14-15, 17-19

Ülkelerini alacağınız uluslar büyücülerin, falcıların öğüdüne kulak verirler. Ama Tanrınız RAB buna izin vermiyor.

Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin.

RAB bana, ‘Söyledikleri doğrudur’ dedi.

‘Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz, kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek.

Adıma konuşan peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni Ben cezalandıracağım.

Soru:

Bu peygamberlik, kimi işaret etmektedir?

Bazı insanlar, yukarıdaki ayetlere, Mesih’ten sonra gelecek olan başka bir peygamberin bildirilişi olacak şekilde doğru olmayan bir yorumlama getirmektedirler (Kuran’da Araf Suresi, ayet 157). Bu metinde, bir manada, sanki, Musa’nın giderek, Tanrı sözünü konuşan bazı peygamberlerin, farklı uluslara geleceği bildirilmektedir. Fakat Musa ve İsa arasında mevcut olan hiçbir peygamberin bir antlaşmanın aracısı olmadığını, Musa’nın sahip olduğu kadar Tanrı’yla çok ileri düzeyde bir dostluğa sahip olmadığı, büyük mucizeler yapmadığı ve Sayılar 12:68, Tesniye 34:10’daki kadar açık göksel vahiylere sahip olmadığını bilmekteyiz. Bununla birlikte, peygamberliğin en üst düzeyde temsil edilerek ancak kendisinde gerçekleşeceği beklenen kişi Mesih’tir. O, peygamber Musa’dan üstündür.

Bu metinde aslında, neyin söylendiğini anlamamıza yardım etmek için, bu ayetleri, Kutsal Kitap’taki diğer ayetlerle peygamberliklerin gerçekleşmesi kapsamında karşılaştırmalıyız. Peygamber Musa aracılığıyla, başka bir peygamberin gelecek olmasının bildirimi hakkında, bu yapılan peygamberlikten bazı notlar çıkarabiliriz. Bu gelecek olan, Peygamber Musa’ya benzemeli, İsrailli kardeşleri arasından (bu sözleri söyleyen kişi olarak) olmalı, Rab Tanrı’nın sözlerini söyleyen, kendisinin dinlenildiği, ve şayet O’nu bir kimsenin dinlememesi halinde, Tanrı’nın yargısı altında olacakları biçiminde olmalı. Bu özelliklerin her birinde mevcut olan nitelik, Mesih İsa’da gerçekleşmiştir. Bu kavramın, İncil içinde nasıl geliştirilmiş olduğunu görmeye devam edelim.

TANRI’NIN ONAYLAMIŞ OLDUĞU PEYGAMBERLİKLERİN, MESİH’TE SAĞLANMASI

Tanrı, İsa ve elçiler Musa’nın yapmış olduğu peygamberlikleri, İsa’nın gerçekleştirmiş olduğunu tasdik etmektedir. İsa gerçekleştirmiş oldukları konusunda 3 ana dalda göreve sahiptir; peygamber, kahin ve kral. Bu peygamberlik, belirtmiş olduğumuz bu 3 önemli görevden her birisine, bir peygamber olarak işaret etmektedir. Bir gün, İsa, elçilerinden 3 tanesiyle dramatik bir olay yaşamıştı:

Matta 17:

1 Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı.

2 Orada, gözlerinin önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu.

3 O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa ile konuşuyorlardı.

4 Petrus İsa'ya, "Ya Rab" dedi, "burada bulunmamız ne iyi oldu! İstersen burada üç çardak kurayım: biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a."

5 Petrus hâlâ konuşurken, parlak bir bulut birden onları gölgeledi. Buluttan gelen bir ses, "Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!" dedi.

6 Öğrenciler bunu işitince, dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar.

7 İsa gelip onlara dokundu, "Kalkın, korkmayın!" dedi.

8 Başlarını kaldırıp bakınca İsa'dan başka kimseyi göremediler.

Notlar:

Ayet 2: “görünümü değişti” İsa’nın öğrencileri, O’nun görkemini gözler önüne serecek şekilde, görünümünün değiştiğini gördüler (2. Petrus 1:16).

Yüzü güneş gibi parladı” Musa Sina dağında Tanrı’yla buluştuğunda, İsraillilerin kendisine yaklaşmaya korkacakları şekilde, Musa’nın yüzünde Tanrı’nın sonsuz ihtişamının yansıması olarak bir parıltı olduğu gibi, İsa’nın yüzünde de Tanrı’nın ihtişamının bir yansıması vardı.

Ayet 3: “Musa” Eski Antlaşma’nın ve vaat edilmiş olan kurtuluşun temsilcisi olarak görülen, yasa sunucu. Musa, Elişa ve İsa’nın, hakkında konuşmuş oldukları (Luka 9:30) şey, İsa’nın ölümü ve dirilişiyle ilgili olan vaat, gerçekleştirilmeliydi. Musa, halkının arasında Tanrı’nın temsilcisi olarak onurlandırılmıştı. Böylece, Tanrı’nın sözüne sahip olarak, kendisinin dinlenmesi suretiyle Tanrı, İsa’nın onurlandırılmasını onaylamış oluyordu.

Ayet 5: “Buluttan gelen bir ses” Petrus bu olayla ilgili olarak şunu söyler:

2. Petrus 1:17

Mesih, yüce ve görkemli Olan'dan kendisine, "Benim sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum" diye gelen sesle, Baba Tanrı'dan onur ve yücelik aldı.

Musa ve Elişa, Mesih İsa’nın gelişinin öngörümü olacak şekilde 2 peygamberdi. Musa’nın, Elişa’nın ve İsa’nın, dağda İsa’nın en yakın 3 öğrencisine görünmesi, onların yapmış oldukları peygamberliklerden bir tanesinin gerçekleşmesinin Tanrı tarafından tasdik edilmesiydi. Gökten gelen ses, Tanrı’nın sözünü konuşmak için geldiğinden ötürü, İsa’yı dinlemeleri gerektiğini tasdik etmekteydi. Musa’nın daha evvel duymuş olduğu gibi, İsa ve öğrencilerinin dağda duymuş oldukları ses ihtişamlı bir bulutla örtülmüştü.

Soru:

Gelecek olan peygamberin peygamberliğinin gerçekleşmesiyle ilgili olarak, Musa’nın İsa ile olan birlikteliği ve Tanrı’nın sesi aracılığıyla tasdik edilen şey, onların kendi aralarındaki bir bağlantıyı işaret etmekte midir?

İSA, PEYGAMBERLİĞİN KENDİSİNDE GERÇEKLEŞMESİNİ ONAYLAMIŞTIR

İsa, tekrar ve tekrar Tevrat ve Zebur’un, kendisinin gelişinden ve peygamberliklerin kendisinde gerçekleşeceğinden bahsettiğini onaylamaktadır. İsa, kendisini reddeden Yahudilere konuşurken şunları söylemişti:

Yuhanna 5:

39 Kutsal Yazıları araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır!

40 Öyleyken siz, yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz.

46 Musa'ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü o benim hakkımda yazmıştır.

47 Ama onun yazılarına iman etmezseniz, benim sözlerime nasıl iman edeceksiniz?

İsa ölümden dirildikten sonra yol boyunca 2 öğrencisiyle konuşmuştu. Öğrenciler İsa ile ilgili gerçekleşen son olayları aralarında konuşuyorlardı ve hakkında konuştukları kişinin dirilmiş olan Rab olduğunu henüz anlamamışlardı.

Luka 24:

25 İsa onlara, "Sizi akılsızlar! Peygamberlerin tüm söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler!

26 Mesih'in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?" dedi.

27 Sonra Musa'nın ve tüm peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal yazıların hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.

Aynı akşam, İsa 11 öğrencisine de göründü, onlarla birlikte yedi ve konuştu.

Luka 24:44-48

Sonra onlara, "Ben daha sizlerle birlikteyken size şu sözleri söylemiştim: ‘Musa'nın Yasasında, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlarda benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir'" dedi.

Bundan sonra İsa, Kutsal Yazıları anlayabilmeleri için zihinlerini açtı.

Onlara dedi ki, "Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Kudüs'ten başlayarak tüm uluslara O'nun adıyla duyurulacak.

48 Sizler bu olayların tanıklarısınız.

Soru:

İsa, diğer pek çok peygamberlik yapılan metinler arasından, bunların kendisinde gerçekleşmesiyle birlikte, Tesniye 18’de bahsedilen, gelecek olan peygamberi mi işaret etmektedir?

İsa’nın öğrencileri, günahın suçlamış olduğu insanlara iyi haberi vermek için çevreye dağıldıklarında, Musa aracılığıyla yapılan peygamberliğin, İsa’nın gelişiyle nasıl gerçekleştiğinden bahsediyorlardı. İsa’nın, doğuştan sakat bir adamı mucizevi bir şekilde iyileştirmesinden hemen sonra, Elçi Petrus İncil’de bu durum için şöyle söylemiştir:

Elçilerin İşleri 3:17-24

Şimdi ey kardeşler, yöneticileriniz gibi sizin de bilgisizlikten ötürü böyle davrandığınızı biliyorum.

Ama tüm peygamberlerin ağzından Mesih’inin acı çekeceğini önceden bildiren Tanrı, sözünü bu şekilde yerine getirmiştir.

Öyleyse, günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenmiş olan Mesih'i, yani İsa'yı göndersin.

Tanrı'nın eski çağlardan beri kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, her şeyin yeniden düzenleneceği zamana dek İsa'nın gökte kalması gerekiyor.

Musa şöyle demişti: ‘Tanrınız olan Rab size, kendi kardeşlerinizin arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak. O'nun size söyleyeceği her sözü dinleyin.

O peygamberi dinlemeyen herkes Tanrı'nın halkından koparılıp yok edilecektir.

Samuel ve ondan sonra gelip konuşmuş olan peygamberlerin hepsi de bu günleri duyurmuştur.

Not: Elçi Petrus’un, Tesniye 18’deki peygamberliği, doğrudan Mesih İsa’ya dayandırmış olduğuna dikkat edin.

Soru:

Elçi Petrus, insanları günahlarından ötürü tövbe etmeye çağırması sırasında neden Musa tarafından yapılmış bir peygamberliği duyurmaktadır?

İLK İNANLILAR PEYGAMBERLİĞİN İSA’DA GERÇEKLEŞECEĞİNİ ONAYLAMIŞTI

Çok uzun olmayan bir zaman sonra, Tanrı’nın lütfu ve gücüyle dolu, Stefan adlı bir adam, İsa’nın adında halkın arasında çok mucizevi ve şaşkınlık verici işler yapmıştı. Stefan’ın bu davranışlarından ötürü ona karşı kıskançlık ve nefret besleyen Yahudi din önderleri O’nu tutukladılar. Stefan, Tanrı’nın İsrail halkı ve İbrahim’le yapmayı planladığı amaçlarını Yahudi yargı kurulunda anlatmadan evvel, bir savunma metni hazırlayıp vermişti. Bu savunmada, Stefan, bizim burada işaret etmek istediğimiz noktayı, Yahudilere, peygamberliğin İsa’da gerçekleşmesini anlatmaya çalışmaktaydı. Stefan, Musa’nın halkı tarafından nasıl reddedilmiş olduğunu anlatmak suretiyle, savunmasına başlamıştı:

Elçilerin İşleri 7:35-38

Bu Musa, kim seni yönetici ve yargıç yaptı? diye reddettikleri Musa'ydı. Tanrı onu, çalıda kendisine görünen meleğin aracılığıyla yönetici ve kurtarıcı olarak gönderdi.

Halkı Mısır diyarından çıkaran, orada, Kızıldeniz'de ve kırk yıl boyunca çölde harikalar ve mucizeler yaratan oydu.

İsrail oğullarına, ‘Tanrı size kendi kardeşlerinizin arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak' diyen Musa odur.

Çöldeki topluluğun arasında yaşamış, Sina dağında kendisiyle konuşan melekle ve atalarımızla birlikte bulunmuş olan odur. Bize iletmek üzere kendisine yaşam dolu sözler verildi.

Musa’nın reddedildiği ve otoritesinin sorgulandığı gibi, İsa’ nın başına da aynı şey gelmişti. İsa’nın da bizler için yönetici, yargıç ve vaiz olmak üzere gelmiş olması ilginçtir. Vaat edilmiş olduğu gibi, kral Davut’un tahtında oturan, egemenliği ve krallığı sonsuza kadar sürecek olan İsa, Tanrı’nın ruhsal krallığını getirmek için gelmiştir. Son günde, doğru olan insanları cennete ve dürüst olmayanları cehenneme göndermek üzere hepimizi yargılayacak (Yuhanna 5:27-29). Musa İsraillileri Mısır’daki kölelikten kurtarmıştı. Bu olay, Mesih’in, günahın esaretinde bulunan her inanlı için ruhsal olarak yapmış olduğu şeyin bir gölgesiydi. İsa, halkını, günahın ve ölümün gücünden kurtarıp, Tanrı’nın varlığının çokça hissedileceği, sonsuz yaşamdan zevk alacağı bir konuma kavuşturmak için gelmiştir. İsrail halkından önünde Musa’nın mucizevi ve şaşılacak işler (27 mucize) yapmış olduğu gibi, İsa da, Tanrı’nın işlerini yaparken pek çok mucizevi işler ve harikalar (kaydedilmiş olan 100’den fazla) gerçekleştirmişti. Musa’nın yaşam sözlerini bize aktarmış olduğu gibi, İsa da bize yaşam veren sözleri duyurmuştu (Yuhanna 5:24).

Kudüs’te, bir festival esnasında kalabalığa karşı, İsa ayağa kalktı ve yüksek sesle şunları söyledi:

Yuhanna 7:37-41

...Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin.

Kutsal Yazıda dendiği gibi, bana iman edenin ‘içinden diri su ırmakları akacaktır.’

Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh'la ilgili olarak söylüyordu. Ruh henüz verilmemişti. Çünkü İsa henüz yüceltilmemişti.

Halktan bazıları bu sözleri işitince, "Gerçekten beklediğimiz peygamber budur" dediler.

Bazıları da, "Bu Mesih'tir" diyorlardı...

İsa’nın sözlerini dinleyen halkın çoğunluğu, Musa aracılığıyla yapılmış olan peygamberliği gerçekleştiren ve gelecek olan peygamberin İsa olduğuna inanmıştı.

Musa’nın, İsraillilerin önünde yapmış olduğu şaşılacak işlerin, İsa’da gerçekleşecek olan şeylerin gölgesiydi. Musa, susuz bir yerde, susamış olan halkına su vermek için kayaya vurduğunda, halk ölmekten kurtulmuştu. İncil’de, bu kayayı, bizim kayamız olan İsa’nın temsil ettiği bildirilmektedir. Bu sembol bizim gücümüz ve yaşamlarımızı üzerinde inşa ettiğimiz kayadır. Bu bizlerin kendisinden yaşam suyunu elde ettiğimiz kayadır (1. Korintliler 10:4).

İsa, bir kuyudan su getiren Samiriyeli bir kadına şunu söyledi:

Yuhanna 4:13-14

İsa şöyle cevap verdi: “Bu sudan her içen yine susayacak.

Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak.”

Soru:

Burada, su neyi temsil etmektedir? İsa’nın, Yuhanna 7:39 ve 4:14’de görüldüğü gibi, kullanmış olduğu 2 yol vardır.

Soru:

Bu suyu, biz nasıl içebiliriz?

BİR ANTLAŞMANIN ARACISI

Musa ve İsa, ikisi de, Tanrı’nın sağlamış olduğu bir antlaşmanın aracısı olarak karşılaştırılabilir. Eski Antlaşma Musa ve Yeni Antlaşma İsa aracılığıyla gelmiştir (İbraniler 12:24). Bu sebepten dolayı, Kutsal Kitap, Eski ve Yeni Antlaşma adı altında 2 önemli kısımdan oluşmuştur. Peygamber Musa aracılığıyla Tanrı, halkıyla, “On emir” adı verilen bir antlaşma yapmıştır. Bu emirlere itaat edilirse, halk bereketlenecek ama itaat edilmezse lanetleneceklerdi:

Tesniye 5:12

Musa bütün İsrailliler'i bir araya toplayarak şöyle dedi:

"Ey İsrail, bugün size bildireceğim kurallara, ilkelere kulak verin! Onları öğrenin ve onlara uymaya dikkat edin!

Tanrımız RAB Horev Dağı'nda bizimle bir antlaşma yaptı.

Not: Horev” Sina dağının diğer ismi. Güneydoğu Sina yarımadasındadır.

Bu dağda yapılan antlaşma, Tanrı’nın yasalarıyla yaşayarak kendilerini krallığının halkı olarak kutsamak şartıyla, seçilmiş halkının bereketlerinin koruyucusu ve vekili olmak üzere, Tanrı’nın yapmış olduğu şartlı bir vaat idi.

Peygamber Yeremya’nın günlerinde, itaatsizlik ettiklerinden dolayı vaat edilen topraklardan çıkarılması ve Tanrı’nın yollarını reddetmekten dolayı Tanrı’nın lanetinin gerçekleşmesi üzereyken, Tanrı, halkına yeni bir antlaşma vereceği vaadinde bulundu. Bu, Yeremya 31:31-34’de yazılı olan, şartsız has lütuf antlaşmasıydı. Yeremya’nın İncil’de bahsedilen peygamberliği, aracı Mesih İsa aracılığıyla bizimle yapılmış olan antlaşmada gerçekleşmektedir:

İbraniler 8:

6 Şimdiyse, İsa daha iyi vaatler üzerine kurulmuş daha iyi bir antlaşmanın aracısı olduğu kadar, daha üstün bir göreve de sahip olmuştur.

7 Eğer o ilk antlaşma kusursuz olsaydı, ikincisine gerek duyulmazdı.

8 Oysa halkını kusurlu bulan Tanrı şöyle diyor: “İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor” diyor Rab.

9 “Bu, atalarını Mısır diyarından çıkarmak için onların elinden tuttuğum gün kendileriyle yaptığım antlaşma gibi olmayacak. Çünkü onlar antlaşmama bağlı kalmadılar, ben de onlardan yüz çevirdim” diyor Rab.

10 O günlerden sonra diyor Rab, İsrail halkıyla yapacağım antlaşma şudur: yasalarımı onların zihnine işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacaklar.

11 Hiç kimse kendi yurttaşına, kendi kardeşine, Rab'bi tanıyın diye akıl öğretmeyecek. Çünkü küçüğünden büyüğüne kadar, onların hepsi beni tanıyacak.

12 Kötülüklerini bağışlayacağım, günahlarını artık anmayacağım.'"

13 Tanrı, "yeni bir antlaşma" demekle ilkini eskimiş saymıştır. Eskiyen ve köhneleşen, çok geçmeden yok olur.

Notlar:

Ayet 6: “daha iyi vaatler” Ayet 10-12’de görüleceği gibi, Tanrı’nın yasaları, taş tabletler üzerine yazılmak yerine, Ruh aracılığıyla yüreklerimize yazılmıştır.

Ayet 7: “antlaşma kusursuz olsaydı” İlk antlaşma “kutsal, erdemli ve iyi” idi (Romalılar 7:12), fakat Tanrı’nın emirlerini bozarak günah işleyen insanı doğru yapamayacağı gibi Tanrı’nın emirlerini tutabilme gücünü de bize veremeyecek şekilde “zayıf ve kullanışsız” idi (İbraniler 7:18).

Ayet 812: Yeremya 31:31-34’deki peygamberlikten alıntı yapılan bu kısımda, Yeni Antlaşma’nın üstün kazanımlarını bize göstermektedir.

1. Tanrı’nın yasaları, insanın aklında ve yüreğinde yer alan içsel prensipler olacak. Bunlar, Ruh aracılığıyla, kişinin taştan yapılı yüreği ile etten yüreğini yer değiştirerek oraya konulmuşlardır. Ruh, inanlıyı, Tanrı’nın yasalarından zevk alır bir hale gelmesini sağlar (Hezekiel 36:26-27).

2. Tanrı ile halkı arasında, çok yakın bir ilişki tesis edilmiştir (ayet 10).

3. Antlaşmasal ilişkide olan herkesten Tanrısal bilgisizlik kaldırılacak (ayet 11).

4. Günahların bağışlanması sonsuz olacak (ayet 12).

Soru:

Yeni Antlaşma’da, Tanrı’nın Musa’ya verdiği yasasındaki isteğini bilmemize rağmen, ne tür avantajlar görmekteyiz? Yasayı tutmak için, içsel bir güce sahip oldunuz mu? Tanrı ile çok yakın bir ilişkiniz oldu mu? O’nu bir arkadaş olarak mı yoksa basit olarak O’nun isimleriyle mi tanıyordunuz? Günahlarınızın bağışlanmış olduğu güvencesine sahip misiniz?

SİZİN KARDEŞLERİNİZ ARASINDAN

Musa’nın yaptığı peygamberliği gerçekleştirecek olan insanın özelliklerinden bir tanesi de O’nun İsraillilerle bir şekilde ilişkili olmasının gerekliliğiydi:

Tesniye 18:15

Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin.

Musa İsraillilere konuşuyordu ve Tanrı bu peygamberlik yapılırken Musa aracılığıyla İsraillilere konuşuyordu. Bundan dolayı, İsrail halkı, doğal olarak, Musa’nın, antlaşma topluluğunun bir parçası olan peygamber hakkında konuşuyor olduğunu anlıyorlardı. Bu topluluk Tanrı tarafından seçilmiş olduğu için, Tanrı ile özel bir ilişkiye sahipti. Tanrı İbrahim’e şöyle demişti: “Seni büyük bir ulus yapacağım... yeryüzündeki tüm insanlar senin aracılığınla bereketlenecek” (Yaratılış 12:3). İbrahim’in oğlu, iman aracılığıyla gelmiş olan İshak, Tanrı’nın, aracılığıyla tüm uluslara bereket vereceğini vaat etmiş olan kişiydi. İsmail’in soyu, onun imanındaki zayıflıktan dolayı Tanrı’nın planından ve antlaşma topluluğu kapsamından çıkartılmıştı (Yaratılış 21:10-12; Galatyalılar 4:29-30). İsa, İbrahim, İshak ve Yakub’un soyundan gelen bir Yahudi idi. İsa’nın, kuyunun başında kadına söylediği gibi: Yuhanna 4:22 “Siz Samiriyeliler bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir.” Bu açıklama gerçekti, çünkü Tanrı’nın peygamberleri, geleceği beklenen Mesih İsa’nın da olduğu gibi hepsi Tanrı’nın antlaşma halkının parçasıydı. Ellerindeki kutsal metinler Mesih hakkında söylenenleri ihtiva ettiğinden, sadece Yahudiler Mesih’in rolünün ne olduğunu anlayabilirlerdi. Yahudiler, hiçbir zaman, beklenen bir Mesih olarak Yahudi olmayan (Centileli) bir kimseyi beklemiyorlardı.

Benzer şekilde, Yahudilerin kurtuluş için nasıl yol olduklarını örneklemeye çalışalım: Bir çöl parçası su ile sulanmadığı sürece kuru kalır. Isıdan kavrulmuş bir kara parçası da müjdesiz dünyayı tasvir etmektedir. Toprak parçasına yaşam veren suyu getirmekle bir su bendi oluşturulmuş olur. Birisi, biriken bu suyun akabilmesi için bir kanal veya yol oluşturmaz ise, su diğer arazilere ulaşamaz. Tanrı’nın sözünü almış olduklarından dolayı, aracılığıyla yaşam veren suyun akmış olduğu kanallar Yahudi peygamberlerdir. İsa Mesih şöyle demişti: "Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin” (Yuhanna 7:37). Evvelce “kaya” hakkında söylediklerimizdeki gibi, İsa, suyun kaynağıdır. İsa’nın, öğreterek farklı yerlere göndermiş olduğu elçiler, suyun kendileri aracılığıyla dünyanın uzak yerlerine ulaşmasını sağlayan oluklar (bent, kanal)’dır. Dünyanın kurtarıcısı olarak İsa, tüm uluslardan insanları bu antlaşma topluluğuna getirmektedir (Yuhanna 4:42; Matta 28:19; Elçilerin İşleri 10:34-34).

Soru:

Musa tarafından önceden bildirilen peygamber neden bir Yahudi olmalıydı?

İSA, MUSA’DAN DAHA ÜSTÜN

Tanrı benzeyişindeki tüm peygamberlerin, eşit derecede onurlandırıldıklarını mı düşünmekteyiz? Aşağıdaki yazı metninin bize ne öğrettiğine dikkat edin.

İbraniler 3:

1 Bunun için, göksel çağrıya ortak olan kutsal kardeşlerim, açıkça benimsediğimiz inancın elçisi ve baş kâhini olan İsa'yı düşünün.

2 Musa, Tanrı'nın tüm evinde Tanrı'ya nasıl sadık kaldıysa, İsa da kendisini görevlendirene sadık kalır.

3 Evi yapan, evden daha çok saygı gördüğü gibi, İsa da Musa'dan daha büyük yüceliğe layık sayıldı.

4 Her evin bir yapıcısı vardır, oysa her şeyin yapıcısı Tanrı'dır.

5 Musa, gelecekte söylenecek sözlere tanıklık etmek için Tanrı'nın tüm evinde bir hizmetkâr olarak sadık kaldı.

6 Oysa Mesih, O'nun evi üzerinde yetkili oğul olarak sadık kalır. Eğer cesaretimizi ve övündüğümüz ümidi gevşemeden sonuna dek sürdürürsek, O'nun evi biziz.

Notlar:

Ayet 1: “elçi” Gönderilmiş olan kişi anlamındadır. İsa, kendisi için sık sık Baba tarafından cennetten dünyaya gönderilmiş olduğundan bahseder (Yuhanna 6:38). Görevini imanla başaran en üstün elçi olarak, tüm diğer elçisel hizmetlerin kaynağı İsa’dır.

Ayet 3: “yapıcı” Musa’nın evin (tapınma yerinin) sadece bir üyesi olmasına karşın, İsa ise evin yapıcısıdır.

Ayet 4: “her şeyin yapıcısı Tanrı'dır” Bir yapıcı olarak İsa’nın konuşmasının arkasındaki saklı anlam, İsa’nın Tanrı olduğudur. Bu, soru sormaya yer bırakmayacak şekilde, İsa’nın Musa’dan daha büyük olduğunu göstermektedir (ayet 3). Bu aynı zamanda, İsa ile Baba arasında kişisel bir ayrımın da yapılmış olduğunu göstermektedir (ayet 6).

Ayet 5: “gelecekte söylenecek sözlere tanıklık etmek” Musa’nın görevi, İsa’nın gelecekteki görevi hakkında konuşmaktı (Yuhanna 5:46). Musa’nın aracılık etmiş olduğu yasa, Mesih aracılığıyla getirilmiş olan iyi şeylerin gölgesiydi (İbraniler 10:1).

Soru:

Musa’nın ve İsa’nın Tanrı’nın evindeki kıyaslanabilir rolleri nedir (ayet 56)?

Soru:

Ev, neyi temsil etmektedir?

Soru:

İsa’nın, Musa’dan daha büyük olduğu nasıl gösterilmektedir (özellikle 34 ayetlerini göz önüne alın)?

O’NU DİNLEYİN

Musa gibi gelecek olan bir peygamberden bahseden peygamberliğin gerçekleşmesini sağlayan şartlardan birisi, bizlerin O’nu dinlememizdir. Daha önce gördüğümüz gibi, Petrus, Yakup ve Yuhanna İsa ile birlikte dağda bulundukları zaman, kendilerini şoke eden Tanrı’dan gelen bir ses duymuşlardı:

Markos 9:7

Bu sırada bir bulut gelip onları gölgeledi. Buluttan gelen bir ses, "Sevgili Oğlum budur, O'nu dinleyin!" dedi.

Not: Musa ve diğer peygamberler aracılığıyla söylenmiş olan sözler, İsa’yı işaret etmektedir. Şimdi, son söz, bizlere Tanrı’nın oğlu olan İsa aracılığıyla verilmiştir.

Soru:

Şayet Tanrı, İsa’nın öğrencilerine O’nu dinlemelerini söylemişse, bizlerin de, onların yaptığı gibi yapmamız gerekmez mi?

İncil’de, Tanrı bize konuşurken, Mesih İsa’nın sahip olduğu biricik görevden bahsetmektedir:

İbraniler 1:

1 Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez ve çeşitli yollardan atalarımıza seslendi.

2 Bu son çağda da her şeyin mirasçısı olarak belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğluyla bize seslenmiştir.

3 Oğul, Tanrı'nın yüceliğinin parıltısı ve O'nun varlığının öz görünümüdür. Kudretli sözüyle her şeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde ulu Tanrı'nın sağında oturdu.

Not:

Ayet 3: “Tanrı'nın sağında oturdu.” Bunun anlamı, kurtarma işinin tamamlanmış olması, İsa’nın yücelik makamında yer alarak ve Baba Tanrı ile birlikte Rab olarak her şey üzerinde egemenlik sürmesidir.

Soru:

Tanrı’nın geçmişte nasıl konuşmuş olduğu ile, şimdi bize konuşmuş olduğu arasında ne tür bir karşıtlık vardır?

Soru:

İsa’nın sözünün gücü nasıl örneklenmiştir?

Gereken zamanlardan birinde, İsa Yahudilerle konuşurken, şöyle demişti:

Yuhanna 5:24

Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.

Soru:

Sonsuz yaşama ve yargılanmamaya sahip olmanın koşulu nedir?

Soru:

İsa’yı dinliyor musunuz?

İsa, kendisini, koyunlarını kendisine çağıran çobanla kıyaslamaktadır:

Yuhanna 10:35

... Koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür.

Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar.

Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.

Soru:

İsa, isminizi biliyor ve sizi çağırıyor mu?

Yuhanna 10:

14-15 Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba'yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm.

16 Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.

Notlar:

Ayet 14: “benimkiler de beni tanır.” Mesih’in, aklın algılayabileceğinden daha fazlası olduğunu bilmek, istenilene olan bağlılığı ve bilgideki derinliği ima eder.

Ayet 16: “başka koyunlar” İsa’ya ait olan fakat mevcut sürüye henüz katılmamış olan koyunlar.

Bu ağıldan olmayan” Bu, Museviliğin dışında olanları işaret etmektedir. İsa, halkının her ulustan, her oymaktan, her dilden ve dünyanın her yerinden olacağı bilgisini vermektedir.

ve tek sürü, tek çoban” Bugün, kilisenin farklı adlar altında birçok mezheplere bölünmüş olmasına rağmen, O’nun sesini duyan Mesih İsa’daki tüm gerçek inanlılar, sadece İsa’nın baş çoban olduğu tek evrensel kiliseyi teşkil ederler.

Soru:

İsa’yı, sahip olduğu koyunla birlikte olacak şekilde, nasıl açıklarsınız?

Soru:

Çoban kimin için hayatını vermektedir?

Soru:

Çobanının sesini dinleyecek olan diğer koyunlar kimlerdir? Siz de onların arasında mısınız?

Daha sonra, İsa Kudüs’te bir festival esnasında şunları söylemektedir:

Yuhanna 10:24-30

Yahudiler O'nun çevresini sararak, "Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?" dediler. "Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle."

İsa onlara şu karşılığı verdi: "Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babamın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler.

Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz."

Soru:

İsa’nın sesini dinleyen kimdir (ayet 27)? Onlar ne yapmaktadırlar?

Soru:

İsa, kendisini dinleyenler için ne yapmaktadır?

Soru:

İsa, hangi temel üzerinde bu sorumlulukları üstlenmektedir (ayet 25,30)?

YANSIMA İÇİN

Soru:

Şimdi, Peygamber Musa’nın kimin hakkında peygamberlik yapmış olduğunu düşünmektesiniz?

Soru:

Mesih İsa’nın kimliği nedir? O’nu nasıl tasvir edersiniz?

Soru:

Şayet Mesih İsa beklenen peygamber idiyse, bizlerin Ondan sonra gelecek olan birine ihtiyacımız var mıdır?

İsa’nın şu sözlerine dikkat edin:

Vahiy 22:13

Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son ben'im.

Not: Alfa ve Omega” Yunan alfabesinin ilk ve son harfleri. Burada başlangıç ve son anlamına gelmektedir.

UYGULAMA İÇİN

Soru:

Günahlardan kurtulmak ve Tanrı’nın krallığına girmek için, Mesih İsa olarak adlandırılmış olan biricik kahinimizi, şimdi dinleyecek misiniz?

Dinlemek, anlamak ve itaat etmektir.