Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu kitapçığa bir önsöz yazmak benim için bir ayrıcalık ve sevinç olmakla birlikte çok önemlidir. Çünkü bu kitapçıkta geçen sorular hemen hemen her gün en çok bana soruluyor. Aslında başlangıçta çok farklı olumsuz tepki ve davranışlara maruz kaldım. 1991 yılında Mesih İsa’ya iman ettikten sonra, beni tanıyanların birçoğu yüzüme karşı, “duydum ki papaz olmuşsun,” ya da “kendini para için sattın” gibi sözler ettiler. En fazla işittiğim söz ise, “duyduğuma göre gâvur olmuşsun!” sözü idi. Evet, eğer yıllarca emek verdiğim araştırmalarım, beni önce ateistliğe itip, sonra da Hristiyanlarla dalga geçmek için İncil’i okuyup Mesih’i bulmama sebep olduysa, ve buna da gâvurluk deniyorsa, evet, ben ‘gâvurum.’
İsa Mesih’e iman ettikten sonra en acılı ve sıkıntılı günlerimi ilk altı yıl içinde yaşadım. Özellikle benim inancımdan ötürü akrabalarımın aşağılanmaları beni çok üzdü. Ailem inancımın benim için ne anlam ifade ettiğini bilmediklerinden dolayı onlarla aramızda gittikçe bir soğukluk oluşuyordu. İnsanlar ailemi rencide ettikçe onlarla ilişkim bozuluyordu. Ama bu altı yıl kadar sürdü. Bu sürenin sonucunda hayatımın ne kadar değiştiğini ve onları ne kadar derinden sevdiğimi anlamaya başladılar. Artık babam şunu söylüyor: “Oğlum sen çok değiştin, çok iyi oldun, ama gittiğin yol yanlıştır.” Varsın babam da ‘gâvur’ olduğumu söylesin. Ama ben gâvur değil Mesih aşığıyım.
Bu kitapçıkta verdiğimiz yanıtlar hem sizlerin yüreğinize ışık tutacak, hem de bizim gerçekten neye inandığımızı açıklayacaktır. Yıllarca bu sorular inancımıza hakaret olarak, her fırsatta bize karşı kullanıldı. Ama onların ‘gâvurluk’ dediği ve saçma saydığı değerler benim hayatımı tamamen değiştirdi ve yüreğimi sevinçle, sevgiyle doldurdu. Tabii ki onlar bilmeden, istemeyerek bu şekilde davrandılar, ama şimdi herkesin bu soruların doğru cevaplarını bilmesini istiyoruz.
Saygılarımla.
Ahmet Güvener
Diyarbakır Kilisesi Önderi