H) İMAN ŞARTTIR

Matta 17:14-27

14  Kalabalığın yanına vardıklarında bir adam İsa'ya yaklaşıp önünde diz çöktü. 15  ‹‹Ya Rab›› dedi, ‹‹Oğlumun haline acı! Sarası var, çok acı çekiyor. Sık sık ateşe, suya düşüyor. 16  Onu senin öğrencilerine getirdim, ama iyileştiremediler.›› 17  İsa, ‹‹Ey imansız ve sapmış kuşak!›› dedi. ‹‹Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu buraya, bana getirin.›› 18  İsa cini azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk o anda iyileşti. 19  Sonra öğrenciler tek başlarına İsa'ya gelip, ‹‹Biz cini neden kovamadık?›› diye sordular. 20-21  İsa, ‹‹İmanınız kıt olduğu için›› karşılığını verdi. ‹‹Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, ‹Buradan şuraya göç› derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey olmayacaktır.›› 22-23  Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, ‹‹İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gün dirilecek›› dedi. Öğrenciler buna çok kederlendiler.24  Kefarnahum'a geldiklerinde, iki dirhemlik tapınak vergisini toplayanlar Petrus'a gelip, ‹‹Öğretmeniniz tapınak vergisini ödemiyor mu?›› diye sordular. 25  Petrus, ‹‹Ödüyor›› dedi. Petrus eve gelince, daha kendisi bir şey söylemeden İsa ona, ‹‹Simun, ne dersin?›› dedi. ‹‹Dünya kralları gümrük ya da vergiyi kimlerden alır? Kendi oğullarından mı, yabancılardan mı?›› 26  Petrus'un, ‹‹Yabancılardan›› demesi üzerine İsa, ‹‹O halde oğullar muaftır›› dedi. 27  ‹‹Ama vergi toplayanları gücendirmeyelim. Göle gidip oltanı at. Tuttuğun ilk balığı çıkar, onun ağzını aç, dört dirhemlik bir akçe bulacaksın. Parayı al, ikimizin vergisi olarak onlara ver.››



AÇIKLAMA: Mesih’in yolunda iman şarttır. Ancak iman, bazıların sandığı gib saçma ya da mantıksız bir şeylere güvenmek değil. İman sadece dini bir kavram da değil, tersine hayatın her alanında gerek. Örneğin araba sürerken hiç düşünmeden 100 km basıyoruz. Aslında insanın bu süratle gitmesi gerçekten tehlikeli; demek ki bir şeylere güveniyoruz. Yolu yapanların işlerini düzgün yaptıklarına inanıyoruz. Araba firması aracımızı bu hıza uygun yaptığına güveniyoruz. Diğer sürücülerin trafik kurallarına uyacaklarına az çok güveniyoruz. İman hayatımızın her yerinde geçiyor. İman etmeden yaşamak mümkün değil. Peki neye inanırız – güvenilir sandığımız kimselere değil mi? Aynı şekilde Mesih’i izlerken O’na tümden güvenmek, gücüne ve hikmetine inanmak şarttır. Bu körü körüne bir iman değil – Mesih’in herkesten daha güvenilir olduğunu bildiğimizdendir.

Burada havariler Mesih’in işini yapmaya çalışıyorlardı ancak imanları yetersizdi. Acı çeken cinli çocuğa ne kadar yardım etmek istediyseler de başaramadılar. Mesih ise onlara ‘Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa bu dağı yerinden oynatabilirsiniz’ der. Hardal tohumu ufacık bir şeker tanesi kadardır. Öğrenciler Mesih’i yaklaşık iki yıldır izliyorlardı ama hala gücüne tam inanmadılar demek. Daha sonra Mesih ölüme doğru gittiğini söyler onlara ve bu sözler onları kederlendirir. Yine O’nun yüce hikmetine güvenmiyorlardı demek. O yüzden Mesih ‘Ey kıt imanlılar’diye onları azarlar.

Ardından vergiyle ilgili bir mesele daha var. Mesih burada Petrus’a bir ders verir. Aslında Mesih Yahudilerin Kralıysa O’nun vergi ödemesine gerek yoktu. Sonuçta kendisi Tapınağın sahibiydi. Ancak iyi bir örnek olmak için yine de vergisini ödemişti. Aynı şekilde Rab bizim her durumda başımızdaki yönetime bağlı kalmamızı buyurur. İster bu onuru hak etsin ister hak etmesin, Rab’bin gözünde doğru olan budur (bkz. Romalılar 13:7; 1.Petrus 2:17) Bunu yetkililere çok güvendiğimizden ötürü değil, bunu buyuran Tanrı’nın hikmetine güvenerek yapıyoruz. İşte iman sadece doğru bulduğumuz durumlarda itaat etmek değil, iman tam anlayamadığımız halde Tanrı’nın gücüne ve hikmetine bağlı kalmak demektir. Gördüğümüz gibi iman Rab adına yalnız büyük mucizeler yapmak için değil hayatın basit işlerinde O’nun iradesine bağlı kalmak için de şarttır. Mesih’in yolu böyle. Peki biz O’na ne kadar güveniyoruz?