C) İSA'NIN AHLAKI

Matta 5:21-32

21  ‹‹Atalarımıza, ‹Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak› dendiğini duydunuz. 22  Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir. 23-24  Bu yüzden, sunakta adak sunarken kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce kardeşinle barış; sonra gelip adağını sun. 25  Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni yargıca, yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse atılabilirsin. 26  Sana doğrusunu söyleyeyim, borcunun son kuruşunu ödemeden oradan asla çıkamazsın.›› 27  ‹‹ ‹Zina etmeyeceksin› dendiğini duydunuz. 28  Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur. 29  Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. 30  Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. 31  ‹‹ ‹Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin› denmiştir. 32  Ama ben size diyorum ki, karısını fuhuş dışında bir nedenle boşayan onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.››

AÇIKLAMA: Gördüğümüz gibi İsa Mesih peygamberlerin sözlerinin tamamlayıcısıydı. Kutsal Yasayı hiç bir şekilde geçersiz kılmıyor. Aslında içini dolduruyor. Mesih’in burada karşı geldiği Tanrı’nın Yasası değil, esas din bilginlerinin Yasa üzerinde empoze ettikleri örf ve adetlere karşı geliyor. Ayrıca Mesih’in burada ‘Ama Ben...’ diye söze başlaması O’nun Yasa üzerinde yetkili olduğunu gösterir. Mesih Yasanın çıtasını bir santim bile indirmiyor, tersine onu daha da yükseltiyor. Mesih esas Yasanın ruhunu gün ışığına çıkarıyor. Burada üç örneğe rastlıyoruz:

‘Öldürmeyin!’ demek kolaydır. Her din buna katılır, ancak İsa Mesih bu yasanın esas amacını ortaya çıkartır. Çünkü bazen insanlar sivri dilleri ve katil sözleriyle öldürmekten beterini yapıyorlar. Bu yasa sadece fiziksel zarar değil, ruhsal, duygusal ve zihinsel her türlü zararı da öngörür. Böylece insana verilen her tür zarar katillik sayılır. Mesela anneler çocuklarına ‘keşke taş doğursaydım’ diyerek evladının ruhun katlediyor. Kocalar, eşlerine küfrettiklerinde onları ruhen öldürüyor. Mesih der ki bu tür günah işleyen insan Tanrı’ya dua ettiğinde kesinlikle kabul görmeyecektir. Çünkü Tanrı, insanlar arasındaki bu tür ilişkilere büyük önem verir. İncil’de yazdığı gibi – ‘Gördüğü kardeşini sevmeyen, göremediği Tanrı’yı sevemez(1. Yuhanna 4:20).’

Zinaya gelince Mesih aynı prensibi uygular. İnsanlar, ‘Fiziksel olarak kendimi kirletmediğim sürece sorun yok’ diye düşünebilir. Oysa ki Mesih zinanın insanın aklında başladığını tespit eder. Bir kadına şehvetle bakmak zina ile eşittir çünkü yüreğimizde onunla günah işledik bile. O yüzden Mesih bizi sefahate teşvik edecek her türlü etkenden uzak durmamızı söyler. İnternet ve televizyon olsun, belirli bir arkadaş çevresi olsun, bizi ahlaksızlığa sevk ediyorsa ruhumuzu kirletmeye değmez.

Burada Mesih boşanma konusunu da ele alır. O dönemki din bilginleri her türlü boşanmayı meşrulaştırmıştı. Mesih ise bunu reddeder. Çünkü Kutsal Kitap’ta yazdığı gibi: ‘Tanrı boşanmadan nefret ediyor(Malaki 2:16).’ Tek istisna zinadır. Çünkü Tanrı’nın Sözüne göre evlilik bir erkek ile bir kadının tek bir beden oluşundan ibarettir. İşte zina bu birliği bozar. Bunun dışında boşanmaya izin yoktur.

İnsanlar ‘Hristiyan olmak ne kolay’ derler. ‘Sizin için her şey serbest’ diye söylerler. Ancak gördüğümüz gibi hiç de öyle değil. Mesih’i izlemek istiyorsak, egemenliğine girmek istiyorsak sadece bedenimize değil aklımıza ve ruhumuza da sahip çıkmalıyız. Tanrı’nın buyruklarını sadece el üstünde değil, yüreğimizin içine yerleştirmeliyiz. İmanlı her gün Mesih’in bu yüce kriterlerine göre kendini gözden geçirmeli.