5. Bir Rüyanın Rab’den Olup Olmadığını Nasıl Anlarsınız?


Bu, cevaplanması gereken önemli bir sorudur. Bir rüyanın Allah’tan geldiğini düşünmek için konu üzerinde titiz bir çalışma yapmak gerekir. Hepimizin bildiği gibi, birinin Allah tarafından verilen bir rüya gördüğünü düşünmesi, bunu gerçek kılmaz. Geçmişte birçok kişi, Allah tarafından verilen bir rüya gördüğünü varsayarak O’nu kızdırdılar. Tevrat’ta şöyle yazılıdır:


Evet, kendi sözlerini söyleyip, ‘Rab böyle diyor’ diyen peygamberlere karşıyım” diyor RAB. “Uydurma düşler gören peygamberlere karşıyım” diyor RAB. “Bu düşleri anlatıyor, yalanlarla, boş övünmelerle halkımı baş-tan çıkarıyorlar. Ben onları ne gönderdim, ne de ata-dım. Bu halka hiç mi hiç yararları yok” diyor RAB.33


Allah uydurma rüyaların yalanlarıyla halkı baştan çıkaranlara karşıdır. Bu nedenle bir rüyanın Allah’tan olduğunu kabul etmeden önce, o rüyayı çok dikkatli bir şekilde sınamalıyız. İncil, peygamberlik sözleriyle ilgili, rüyalar için de geçerli olan şu öğüdü verir:


Peygamberlik sözlerini küçümsemeyin. Her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun. Her çeşit kötülükten kaçının.34

Peygamberlik sözlerini (ya da Allah’tan gelen rüyaları) küçümsememeli, her şeyi sınamalıyız. Peki düşleri sınamamız için kullanmamız gereken ölçütler nelerdir? Biz beş ölçütöneriyoruz. Bu ölçütler, çok kapsamlı olmamalarına rağmen, bir rüyanın Allah’tan olup olmadığını sınamakta size yardımcı olup iyi bir başlangıç sağlayacaktır.


Normal Uyku Döngüsüyle İlgili Gerçekler:


Gördüğümüz birçok rüya (uyurken meydana gelen) insan aklının doğal bir sonucudur. Son 60 yılı aşkın süredir, uyku ve düşlerüzerine birçok yararlı klinik araştırma yapılmıştır. 1953 yılındaelektromanyetik beyin faaliyetlerinin sürekli görüntülenmesi, uy-kunun 3-4 farklı aşamasının keşfedilmesini sağlamıştır. Uykunun en derin aşaması, Hızlı Göz Hareketi (HGH) uykusudur. HGH uykusu esnasında beyin oldukça aktiftir; gözler göz kapaklarının altındahızlı bir şekilde hareket ederler ve vücudun geniş kasları gevşer.


Araştırmalar, gerçeğe çok yakın olan rüyalarımızın çoğunun HGH uykusu sırasında gerçekleştiğini göstermektedir. Klasik bir araş-tırma, HGH uykusunun her 90-100 dakikada bir, gecede 3-4 kezgerçekleştiğini ve gece ilerledikçe görülme zamanının uzadığınıgöstermiştir. Biz her gece en azından yaklaşık bir ya da iki saatve genellikle dört ile yedi civarında rüya görürüz. Biz uyurkenbile aklımız dinlenmez. Aksine, HGH uykusu(rüyaların çoğunluğunun yer aldığı, uykunun en derin aşaması) esnasında, vücudun tüm ana kaslarının tamamıyla gevşemesine rağmen, aklımız son dereceaktiftir.


Klinik Araştırmalar:

Bir kişinin HGH uykusu sırasındauyandırıldığında, rüyalarının detay-larını kendiliğinden uyandığı zaman-dan daha iyi hatırlayabildiği açığaçıkarılmıştır. Rüyanın sona ermesin-den yaklaşık beş dakika sonra, içe-riğinin yarısı unutulur. On dakikason-ra ise %90’ı unutulur.


Hayatımızın yaklaşık 1/3’ü uykuda geçmektedir. Otuz yaşına geldiğiniz zaman, 87.600 saatten (3.650 gün-den) fazla bir zamanı, ya da yaklaşık on yılı, uyuyarak ve en azından bu-nun üç yılını düş görerek geçirmiş olacaksınız. Lütfen şunu unutmayın ki, Kutsal Kitap hiçbir zaman, haya-tımızın neredeyse % 10’unu düş gö-rerek geçirmemize rağmen, rüyaları-mızdan anlam çıkarmamızı istemez, buna teşvik etmez.


Rüyaları Sınamak için Ölçütler:


1. Tüm rüyaların Allah’tan olmadığını anlayın.

2. Rüyanın Kutsal Kitap’la çelişmediğinden emin olun.

3. Rüya hakkında Hz. İsa’ya iman etmiş kişilere danışın.

4. Rüyanın hangi amaçla verildiğinin farkına varın.

5. İçinizde Allah’a itaat etme arzusu besleyin.


1. Tüm rüyaların Allah’tan olmadığını anlayın


Kutsal Kitap, her sıra dışı rüyanın kaynağının Allah olmadığını öğretir. Bir rüyanın Allah’tan olup olmadığını sınamanın ilk adımı, o rüyanın başka bir kaynağının olma olasılığını elemektir. Örneğin, rüyaların çoğunluğunun normal uykumuz sırasında meydana geldiğini bilmeniz gerekmektedir (bir sonraki sayfada bulunan kutuya bakınız).


Birçok sıra dışı rüyanın kaynağı, aklımızı etkileyen şeyler olabilir. Örneğin; endişe, kimyasallar (alkol ve ilaçlar), hatta kötü ruhlar bile akıl yanılsamaları yaratabilirler. Aklımızı etkileyen her şey rüyalarımızı da etkileyebilir. “Akıl” kavramı, Tevrat’ta ve İncil’de sık sık yürek, can ve ruh kelimeleriyle birlikte kullanılır. Bu kavram, sadece beynimizden ya da ‘düşünmek’ten daha fazlasını içerir. Kişinin düşünme, bilme, hissetme, isteme gibi kişisel deneyimlerinden oluşan tüm (içsel) yaşamını ifade eder. Bu bölümde “akıl” kelimesini bu anlamda kullanıyoruz.

Yıllardır birçok kişi, rüyalarının Allah’tan geldiğini düşünerek aldanmıştır. Tevrat bizi, peygamber olduklarını iddia eden kişilerden bazılarının bile uydurma düşler görebilecekleri ko-nusunda uyarır.



Adımla yalancı peygamberlik edenlerin ne dediklerini duydum. ‘Bir düş gördüm! Bir düş!’ diyorlar. Kafala-rından uydurdukları hileleri aktaran bu yalancı pey-gamberler ne zamana dek sürdürecekler bunu?35


Yukarıdaki bölümde açıkça görülüyor ki, ba-zı rüyalar insan aklının yanılsamalarından kay-naklanır.


Yanılsama, tanımı gereği, gerçek ya da doğ-ru olduğuna inanılan sahte ya da uydurma bir şeydir. İnsan aklı yanıl-samalara açık olduğu için, bir rüyanın Allah-tan gelip gelmediğini varsayma noktasında çok yavaş olmamız ge-rekir. Sıra dışı bir rüya-nın Allah’tan olup ol-madığı konusunda yar-gıya varmadan önce, onun başka bir şeyden kaynaklanma olasılığını elemiş olma-lıyız. Örneğin bir rüyanın kaynağı, bilinen yanılsama kaynak-ları olan a) endişe, b) kimyasal dengesizlikler, hatta c) kötü ruhlar olabilir.


a. Endişe (Kaygı): Zihinsel ya da duygusal endişe, sıra dışı rüyaların genel kaynağıdır. Aklımız tedirgin olduğunda, bu durum sık sık gerçeğe yakın rüyalara ya da kabuslara neden olur. Kabuslar ve rahatsız edici rüyalar endişenin bir işaretidir. Korku, travma, acılık, ağrı, hastalık, alerjiler gibi birçok şey bu karışıklığa sebep olabilir. Zebur’da yazılı olan bir özdeyiş şöyle der:

Çok tasa kötü düş, çok söz akılsızlık doğurur.36

Bu özdeyişte Zebur, insanın ortak bir deneyiminden bahseder (kaygı ve korku düşlerimizi etkiler). Boşanma, hastalık, kazalar, yas ve şiddet gibi travmaya yol açan olaylar, duygusal stres ve kabuslar üretebilir. Bunlara, Travma Sonrası Stres Hastalığı (TSH) denir ve travma geçirmiş kişilerde görülen ortak bir durumdur. Televizyonda gece yarısı izlediğimiz ve zararsız gördüğümüz korku filmleri, aylarca süren travma sonrası stres kabuslarına sebep olabilir. Aynı şekilde acılık, kızgınlık, gücenme ve kıskançlık gibi duygular da kabuslara ve rahatsız edici rüyalara sebep olurlar.


Ruh halimiz (duygular, irade/istek, hisler, düşünceler vs.) rüya görme şeklimizde önemli bir rol oynar. Zihinsel ya da duygusal endişeden kaynaklanan rüyalar açıklayıcı olabilir, ancak bunlar insan aklının içsel karmaşalarının bir parçasıdır ve Allah’tan gelen rüyalarla aynı kategoride değildirler. Allah, endişeli bir kişiye bir rüya verdiğinde, rüyanın diğer özellikleri, onun kendi endişelerinden değil, Allah’tan kaynaklandığına dair kanıt sağlayacaktır.


b. Kimyasal Dengesizlik: Alkol ve uyuşturucuların, sanrılara ve gerçeğe yakın rüyalara sebep olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde, yetersiz beslenme, uykusuzluk, sersemlik ve hazımsızlık da rüyaları etkileyen kimyasal dengesizliklere ve zihinsel çarpıtmalara sebep olabilir. Uyuşturucular ve alkol, ruh halimizi değiştirmek ve sanrılar (gerçek dışı görüntüler) üret-mek konusunda oldukça ünlüdür. Zebur bile alkolün, akıl üze-rindeki sanrıya sebep olan, aldatıcı etkilerini kabul eder.


Şarabın kızıl rengine, kadehte ışımasına, boğazdan aşağıya süzülüvermesine bakma. Sonunda yılan gibi ısırır, engerek gibisokar. Gözlerin garip şeyler görür, aklından ahlaksızlıklar geçer.37

Bazı kişiler rüyaları ve sanrıları, sözde dinsel deneyimler yaşamak amacıyla arttırmak için alkol veya diğer uyuşturucuları kullanırlar. Nitekim bu tür uygulamalarla üretilen rüyalar ve görümler Allah’tan değil, aklın yanılsamalarından kaynaklanır.


c. Kötü Ruhlar (Cinler): Ruhlar da sıra dışı rüyaların sebebi olabilir; ancak Tevrat’ta ya da İncil’de bunun açık bir örneği yoktur.38 Hindu dini ve New Age taraftarları rüya görmeyi, “ilahi” güçler ve ruhlarla iletişim kurmakta önemli bir araç olarak görenler arasındadırlar. Bu dünya görüşüne göre, ruhlar iyi, kötü ya da nötr olabilirler.


Medyumlar ve ruh çağıranlar, kendileri ya da müşterilerinin sözde iyiliği için, doğaüstü rehberlik yapmaya ya da ruhsal boyutla bağlantı kurmaya çalışan kişilerdir. İşlerini genelde rüyalar, translar, seanslar, dinsel törenler, çay yaprağı okumaları vs. aracılığıyla yaparlar. Rüyalar ve rüyaların yorumlarıyla ilgili yazınların çoğu, Tevrat, Zebur ve İncil’de sergilenen dünya görüşünden son derece farklı bir dünya görüşüne sahip kişiler tarafından yazılmıştır.

img

Tevrat, insanlar için, ruhlar dünyasıyla bağlantı kurmanın olası olduğunu doğrular. An-cak Tevrat, ruhlarla iletişim kurmanın Allah’ın gözünde tiksindirici olduğu konusunda oldukça nettir. Tevrat’ta ve İncil’de insanlara, meleklere, kötü ruhlara ya da ölülerin ruh-larına değil, sadece Allah’a dua etmeleri emredilir. Ruhlarla bağlantı kurmak daha fazla karmaşaya ve aldanmaya sebep olacaktır. Tevrat medyumlar, ruh çağıranlar ve ölülerin ruh-larıyla iletişim kuranlarla ilgili şöyle der:


Aranızda... falcı, büyücü, muskacı, medyum, ruh çağıran ya da ölülerin ruhlarına danışan kimse olmasın. Çünkü RAB bunları yapanlardan tiksinir...39


Cincilere, ruh çağıranlara yönelmeyin. Onlara danışmayın, kirlenirsiniz. Tanrınız RAB benim.40


Kutsal Kitap’ta meleklerin (iyi ruhlar) insanlarla, Allah tarafından gönderilmedikçe, iletişim kurmadıkları yazılıdır. Tevrat, Zebur ve İncil, insanlara sadece Allah’a dua edip yalnız O’na tapınmaları gerektiğini öğretir. İnsanlar asla ruhlara (meleklere bile) dua etmemeli, onlarla bağlantı kurmaya ça-lışmamalıdır. Melekler, Allah’a sadık ve itaatkâr oldukları için, Allah tarafından gönderilmedikçe insanlarla iletişim kur-mazlar.


Aynı şey kötü ruhlar için söylenemez. Kötü ruhlar insanlarla bağlantıyı başlattıkları gibi, ruhlarla bağlantı kurmaya çalışan insanlara da cevap verirler. Rüyalar, medyumlar ya da ruh çağıranlar aracılığıyla ruhlarla bağlantı kurmaya çalışırsanız, size cevap vermek için sadece kötü ruhların hazır olacağın-dan emin olabilirsiniz. Evlenilecek kişiyle ilgili öğüt veya herhangi bir kararla ilgili yönlendiriş aramak ya da ruhlarla bağlantı kurmaya teşebbüs etmek, kötü ruhlara kapanması zor kapılar açacaktır. Allah, insanlığa rehberlik etmeleri için ruh-ları görevlendirmemiştir. O, bu rolü bizzat üstlenmiştir. İn-cil’de, Hz. İsa’nın öğrencileri ruhlar tarafından aldatılmama-ları için uyarılmışlardı. İncil, Şeytan’ın bile bir melek gibi görünmek için kimliğini gizlediğini söyler:

img

...Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir. 41


Bu nedenle rüyaları, ruhlar dünyasıyla bağlantı kurma yolu olarak kullanır-sanız, bu, bir medyum ya da ruh ça-ğıran biri gibi hareket ederek Allah’a itaatsizlik ediyorsunuz anlamına gelir. Bir ruhla bağlantı kurarsanız, bunun (belki kendisine iyi bir ruh süsü veren) kötü bir ruh olduğundan ve sizi kabus-lara, daha fazla korkuya ve ruhsal bağlara götüreceğinden emin olabilirsiniz.


2. Rüyanın Kutsal Kitap’la çelişmediğinden emin olun


Bir rüyanın Allah’tan olup olmadığını sınamada bir başka adım da, o rüyanın Tevrat, Zebur ya da İncil’in öğretileriyle çelişmediğinden emin olmaktır. Allah’ın sözü, herhangi bir rüyadan daha güvenilir ve kesindir. Allah, Kutsal Kitap’ta zaten vermiş olduğu yönlendiriş ile bir rüyada çelişmeyecektir. Allah’tan gelen herhangi bir rüyanın, Tevrat, Zebur ve İncil’deki öğretişleri yalanlamayacağından, geçersiz kılmayacağından ya da “güncellemeyeceğinden” emin olabilirsiniz. Kutsal Kitap’ı ne kadar iyi bilirseniz, bir düşün Allah’tan olup olmadığını da o kadar iyi anlarsınız.

Düşü olan peygamber düşünü anlatsın; ama sözümü alan onu sadakatle bildirsin. “Buğ-dayın yanında saman nedir ki?” diyor RAB. “Benim sözüm ateş gibi değil mi? Kayaları paramparça eden balyoz gibi değil mi?”42

img

Yukarıdaki bölümde, buğdayın samandan üstün olması gibi, Allah’ın sözünün de rüyalardan üstün olduğu söylenmektedir. Kutsal Kitap, aracılığıyla rüyaların geçerliliğini sınadığımız “baş kaynak’tır. Rab’den kaynaklanan rüyaların asla cinayete, aldatmaya, cinsel ahlaksızlığa, yalana, hırsızlığa, açgöz-lülüğe, bencilliğe veya sahte öğretişe teşvik etmeyeceğinden tamamıyla emin olabiliriz. Örneğin, Allah’ın, bir rüyada ken-disine net bir şekilde, eşini ve çocuklarını bırakıp yakın za-manda tanışmış olduğu daha genç bir bayanla başka bir yere taşınmasını söylediğini iddia eden bir adamla ilgili bir makale okudum. Bu düş Allah’tan değil, kendi aklının bir yanılsa-masından kaynaklanmıştı. Allah’tan gelen rüyalar, Allah’ın Tevrat, Zebur ve İncil’de zaten açıklamış olduğu şeylerle çelişen hiçbir şeyi asla yönlendirmeyecek ve o yöne teşvik etmeyecektir. Allah tarafından verilen rüyalar ancak ve ancak kişiyi güçlendirir, teşvik eder, uyarır ve rahatlatır.43


Kutsal Kitap’ı iyi bilmek, bir rüyanın Rab’den olup olmadığını anlamak için oldukça yararlıdır. Bu konuda; Tevrat, Zebur ve İncil hakkında iyi bir anlayışa sahip bilgili bir imanlıya danışmanızı tavsiye ederiz.

3. Rüya hakkında Hz. İsa’ya iman etmiş kişilere danışın


Rüyanızı anlamak ve Kutsal Kitap’la çelişmediğini doğrulamak için yardıma ihtiyaç duyarsanız; Tevrat, Zebur ve İncil’i iyi bilen bir imanlı bulun. Ondan rüyanızı dinlemesini, anlayış için sizinle dua etmesini isteyin.


Üçüncü bölümde, içten kişilerin rüyalarında Hz. İsa’nın öğrencilerini arayıp bulmaya yönlendirildiklerini okumuştuk. Romalı Yüzbaşı Kornelius ve inanlılara zulmeden Saul dindardı ve Rab’bi hoşnut etmek isteyen içten insanlardı. Fakat dindar olmalarına rağmen, Rab’le ilgili bilgilerinde bir şeyler eksikti. Petrus geldi ve Kornelius’a Hz. İsa’nın mesajını açıkladı; Hananya Saul’a geldi ve onun şifa bulması için dua etti. Rab, Hz. İsa’nın öğrencilerini bu dindar adamların her ikisine de gönderdi. Rab her iki adama da görüm verdi, ancak işi sonuçlandırmak için Hz. İsa’nın öğrencilerini kullandı.


Hz. İsa’nın her öğrencisi peygamberlikte bulunma ya da rü-yaları yorumlama armağanına sahip değildir, ancak birçoğu Tevrat, Zebur ve İncil hakkında iyi bir anlayışa sahiptir. Bu anlayışa sahip değillerse, sahip olan birisini bulup sizin o kişiyle bağlantı kurmanızı sağlamalıdırlar.


Önceki bölümlerde, Allah’tan gelen rüyaların Allah’ın halkı tarafından yorumlandığını gördük. Hem Mısır firavunu, hem de Kral Nebukadnessar rüyalarını anlamak için yorumculara ihtiyaç duydular. Kendi astrologları, bilge kişileri ve büyücüleri Allah’tan gelen rüyaları yorumlamakta yetersiz kaldılar. Günümüz astrologları, bilge kişileri ya da büyücüleri, endişe ya da ruhlardan etkilenen rüyaları yorumlayabilirler; fakat gerçek Rab’den gelen rüyaları yorumlayamazlar.


Rab günümüzde düzenli bir şekilde, insanlara Kendisi’nden gelen düşlerin anlamlarını anlamaları konusunda yardım etmeleri için Hz. İsa’nın öğrencilerini kullanmaktadır. Zaten günümüzde, Allah’tan gelen rüyaların çoğu bilmeceler ve simgesel anlatımlarla dolu değildir. Rüyaların amacı çoğu zaman açıktır.


4. Rüyanın hangi amaçla verildiğinin farkına varın


Birinci bölümden dördüncü bölüme kadar, Rab’bin rüyaları vermesinin dört nedenini tanımladık.44


Allah, verdiği rüyaları bu dört kategoriyle sınırlamasa da, O’ndan gelen rüyalar dört ortak özellik gösterirler.45 Rüyanız bu kategorilerden bir ya da daha fazlasına giriyorsa, Allah’tan gelen bir rüyanın ortak özelliklerini taşıyor demektir.


Bizim tecrübelerimize göre, Allah diğer üç kategoriden daha çok, canlarını çukurdan korumak kategorisine giren rüyaları veriyor gibi görünüyor. Dünyanın her yerinden Hz. İsa ile ilgili rüyalar gören çok sayıda kişiye ilişkin hikayeler duy-duk. Yakın zamanda bana bu tür düş gören bir kişinin tipik bir örneği anlatıldı.

Bir bayan şöyle bir düş görmüştü: Rab elinde, kendisine vermek istediği ışıktan muhteşem bir armağan tutuyordu. Ama o, sahip olduklarına tutunmayı tercih edip hediyeyi sürekli reddediyordu. Uyandıktan sonra, hediyeyi geri çevirdiğine çok pişman oldu. Düşü gördüğü hafta, ona Allah’ın Hz. İsa ara-cılığıyla sunduğu armağanı anlatan bir imanlıyla karşılaştı. Bu bayan birkaç gün sonra Hz. İsa’nın öğrencisi oldu.


İnsanlar dünyanın her tarafında Allah tarafından verilen düşler görüyorlar. Bu kişiler çoğunlukla, Hz. İsa’yı izlemenin teşvik edilmediği ya da sosyal açıdan kabul edilebilir olmadığı ailelerden ve/veya toplumlardan geliyorlar. Bu kişiler rüyalarında görmeselerdi, Hz. İsa’yı izleyip izlememeyi asla düşünmezlerdi. Ancak düşleri dikkatlerini çekti ve yüreklerini Hz. İsa’ya karşı yumuşattı. Böylece bu rüyalar, canlarını (onları yeni bir doğrultuya yönlendirerek) çukurdan korudu ve (yüreklerini yumuşatarak) gururdan uzak tuttu.


5. İçinizde Allah’a itaat etme arzusu besleyin


Allah’tan gelen rüyalar genellikle, rüyayı görenin eylemde bulunmasını ya da tepki göstermesini gerektirir. Tevrat ve İncil’de, rüyalar hakkında okuduğumuz bölümlerde de durum böyleydi. Rüyadan yarar sağlamak için, rüyayı görenden eylem beklenmişti. İtaat etmeye istekli olmak, genellikle Allah’ın iradesini anlamak için bir önkoşuldur. İtaat etmek istemediğimiz sürece, Allah’ın isteğini (bir rüyanın yorumu gibi) bilmeyi bekleyemeyiz. Hz. İsa bunu şöyle ifade eder:


Eğer bir kimse Tanrı’nın isteğini yerine getirmek istiyorsa, bu öğretinin Tanrı’dan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi konuştuğumu bilecektir.46

Hz. İsa, “Rab’bin isteğini yerine getirmeyi” seçmeyi, bir mesajın Allah’tan olup olmadığını bilmenin önkoşulu olarak görmektedir. Allah, gizemlerini isteksiz yüreklere açıklamak zorunda değildir. Ancak ilginç olan şu ki, Rab bazen inatçı insanlara bile düşler verir (Kral Nebukadnessar gibi). Allah bunu, onlara kendilerini alçaltmaları ve itaat etmeleri için bir şans vermek amacıyla yapar. Fakat Allah’a itaat etme isteği olmadan, O’nun size verebileceği rüyaları anlamanın yararı ya da anlamı yoktur.


Gördüğümüz en üzücü şeylerden biri, rüyalarıyla ilgili hiçbir şey yapmayan kişilerdir. Bu kişiler rüyalarını anlamak için hangi adımı atmaları gerektiğini bilmediklerinden, korktuklarından ya da başka bir nedenden ötürü rüyalarını görmezden gelirler. Allah bizi nadiren herhangi bir şey yapmaya zorlar. Bu nedenle, rüya aracılığıyla yapmanızı istediği konuda sizi zorlamayacaktır. Allah’ın isteğini göz ardı edip O’nun gönderdiği rüyalara karşılık vermemek mümkündür.


Bizimle görmüş olduğu rüyayı paylaşan bir bayan tanıyoruz. Rüyasında, iki genç bayan onunla ‘yaşam sözü’nü paylaşmak için kapısına gelmişler. Bu bayan rüyasındaki ‘yaşam sözü’ teriminin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Kısa süre sonra, iki genç bayan gerçekten kapısına geldi ve onunla Hz. İsa’yla ilgili konuşmaya başladı. Bu bayan İncil’de Hz. İsa’ya ‘Yaşam Sözü’ dendiğini öğrendi. Üzücü olan şu ki, 13 yıl sonra bu bayan, kapısına gelen bayanların getirdikleri mesaja hâlâ yanıt vermemişti. Tanıdığımız başka biri birkaç ay önce Hz. İsa’yla ilgili birçok rüya gördüğünü söyledi. Rüyalarını daha dün görmüş gibi net hatırlayabilmesine rağmen, bunları gör-mezden gelip unutmaya çalışmıştı; çünkü yanıt verirse, bu-nun yaşamını değiştireceğini biliyordu.


Hz. İsa 2000 yıl önce Kudüs şehrine girdiğinde, halk O’nu kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. İsa şöyle dedi:

Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin. Ama şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi. Senin için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan sıkıştıracaklar... Çünkü Tanrı’nın senin yardımına geldiği zamanı fark etmedin.47


Bazı kişiler Allah’ın kendilerine neden konuşmadığını merak ederler. Bu kişiler şöyle derler: “Rab bana bir konuşsa ya da bir mucize gösterse... O’nun yolundan giderim… vb.” Maalesef, Hz. İsa’nın zamanında olduğu gibi, sorun Allah’ın sessiz olması değil, çok az insanın O’nu dinlemesidir. Allah kendisini insana hem genel, hem de belirli yollarla açıklar. O kendisini genel olarak yaratılış aracılığıyla açıklar. İncil’de şöyle yazılıdır:


Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O’nun yaptıklarıyla an-laşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur.48


Belki Allah düşünüzde sizinle konuşuyordur; fakat Allah’ın söyledikleri sizin için önemli değilse, O’nun sesini dinlemeyi umursamayabilirsiniz. Romalı Yüzbaşı Kornelius, görümünde aldığı mesajla ilgili bir şeyler yapma ihtiyacı duydu. Petrus’un kim olduğunu ya da ne söyleyeceğini bilmediği halde, hemen onu çağırttı. Kornelius Allah’ın kendisine söylemek istediği şeyi duyma konusunda istekli olduğu için, Allah onu ve ailesini bereketledi. Hz. İsa, Allah’ın mesajının ne kadar değerli olduğunu şu benzetmeyle açıklamıştır:


...Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitti, varını yoğunu satıp o inciyi satın aldı.49


Allah’ın ardınca gitmek, her türlü bedele değer. Hz. İsa’yla ilgili bir rüya ya da görüm görmek, başınıza gelen hem en kötü, hem de en iyi şey olabilir. Görmezden gelerek Allah’ın size söylemeye çalıştığı şeyi reddederseniz, bu başınıza gelebilecek en kötü şey olabilir. Çünkü böylece Allah’tan uzaklaşırsınız. Rüyanıza yanıt verip Allah’ı ararsanız, bu başınıza gelen en iyi şey olabilir. Hz. İsa şöyle söz vermiştir:


Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.50


...Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir.51


Allah’ın size söylemek istediği şeyi anlamak için çaba göstermeniz gerekmektedir. Bir sonraki bölüm bu konu üzerinedir: “Allah’ın Esinlemesine Yanıt Vermek.”