II. GİRİŞ

Galatyalılara Mektup kitapçığı üzerinde çalışmaya başlamaya karar verdiğimde oluşturacağım metnin hiçbir noktası daha belli olmamışken adı belliydi: “Lütuf...” Galatyalılara Mektup Hıristiyan inancının bu temel kavramına ilişkin çok derin bir içeriğe sahiptir. Hıristiyanlar’ın günah ve Yasa karşısındaki konumunu açıklamak açısından önemli bir metindir. Mektubun bir özelliği de erken dönem Hıristiyanlık’ın karşılaştığı Tanrıbilimsel sorunlar ve Pavlus’un bu sorunlara duyarlılığı konularında değerli bir kaynak oluşturmasıdır.

Mektubun Alıcıları. Değişik dillerde Keltler, Galyalılar ve Galatlar adlarıyla anılan halkın ortak ataları Orta Avrupa’da yaşarken göçerek önce günümüzdeki İtalya’nın kuzeyine geldiler. Burada bir bölümü batıya, Fransa ve Britanya’ya yönelmişken diğer bir kol da Trakya üzerinden Anadolu’ya ulaştı. Bitinya Kralı Nikomedes onları Ancyra (günümüzde Ankara) dolaylarına yerleştirdi. İ.Ö. 189 yılında Romalılar Galatlar’ı yenerek egemenlikleri altına aldılar. Önceleri Roma’ya bağlı bir prenslik olan Galatya, merkezi yönetimle iyi ilişkiler içinde olduğundan dolayı İ.Ö. 25 yılından başlayarak Galatya’nın yönetsel sınırları içine daha güneydeki yeni kentler eklendi. Bu eklenen kentler arasında Psidya Antakyası (günümüzde Yalvaç), Iconium (Konya), Listra ve Derbe bulunmaktaydı. Pavlus’un zamanında Galatya, Karadeniz kıyılarından Akdeniz’e dek uzanan bir geniş bir alanı kapsıyordu (Kaya sf. 162; Levick sf. 26).

Galatyalılara Mektup’un bu geniş alanın hangi bölgesinde yaşayan Hıristiyanlar’a gönderildiği bir tartışma konusudur. Yirminci yüzyılda yaygınlaşan bu tartışmada bazı bilginler Pavlus’un mektubu Kuzey Galatya’da (yani Ancyra, Pessinus ve Tavium dolaylarında) yaşayan imanlılara gönderdiğini söylemektedirler. Buna kanıt olarak da şunları ileri sürmektedirler:

  1. Pavlus güney kentlerinde dolaştığı zamanlarda söz konusu bölgenin Galatya içine katılması yeni gerçekleşmiş bir durumdu. Luka Pavlus’un Psidya Antakyası, Derbe gibi bölge kentlerinde yaptığı yolculuklardan söz ederken yerel halkı hiç Galatyalılar olarak adlandırmamıştır. Dolayısıyla, bu görüşü savunanlara göre, Elç. 16:1’de güney kentleri sayıldıktan sonra 16:6’da Galatya’ya geçilmesinden söz ediliyor olması kuzey bölgesini işaret etmektedir.

Elç. 16:1 ayetinde Luka, Pavlus ve arkadaşlarının Galatya bölgesinde gittiği kentleri sıralarken 16:6 ayetinde geçilen bölgelerden söz etmektedir. Pavlus’un Konya ve Psidya Antakyası’ndan (yani Galatya’dan) Bitinya’ya gitmek için izleyebileceği ana yol Frikya ve Misya’dan geçmektedir (Ramsay sf. 147- Harita). Batıya giden bu yol izlenirken, hele o dönemin zorlu koşullarında, yoldan ayrılarak Kuzey Galatya kentlerini ziyaret etmeleri mantık dışıdır (bkz. Harita I).

  1. Mektubun anlatımından Pavlus’un yazdığı kişilerin çoğunun Yahudi kökenli olmadığı anlaşılmaktadır. Oysa Güney Galatya kiliselerindeki imanlıların çoğu Yahudi kökenliydiler.

Her iki çıkarım da kesin değildir. Mektubun metninde alıcıların ne kadarının Yahudi kökenli olduğu ne kadarının olmadığı anlaşılmaz. Tek kesin bir gerçek vardır, bu da alıcılar arasında farklı kökenden insanlar bulunmaktadır. Üstelik kuzeyde, Ancyra’da da birçok Yahudi (hatta bazıları Galat kökenli olan Yahudiler) bulunduğu da bilinir (Rabbi Akiva’dan aktaran Bahar, sf. 21).

  1. Pavlus’un mektubunda anlatılan olaylar (örneğin hastalığı; Gal. 4:13) Luka’nın anlattığı Galatya yolculuğu ile örtüşmemektedir.

Luka’nın her durumda yaşanan hastalık ve zorluklardan söz ettiğini ileri sürmek de zorlama bir ifadedir. Luka her yazar gibi yazı detaylarını amacına uygun olarak farklı seçmiş olabilir.

Günümüzde daha çok sayıdaki bilginin ise mektubun alıcılarının Güney Galatya’da (Psidya Antakyası, Konya, Listra ve Derbe) yaşayan imanlılar olduğuna inandığı gözlemlenmektedir. Onları ileri sürdükleri görüşler ise şöyle özetlenebilir:

  1. Pavlus hiçbir zaman mektuplarındaki yerleşim adlarını herhangi bir bölgede yaşayanların etnik kimliğine göre belirlememiştir. Roma devletinin resmi eyalet adlarını kullanmıştır. Galatlar’ın kuzeyde yaşıyor olması bu nedenle önemli değildir. Galatya bölgesi hem kuzeyi hem de güneyi kapsamaktadır.

  2. Luka’nın Elçilerin İşleri kitabında anlattığına göre Pavlus Güney Galatya kentlerini ziyaret etmiştir. Kuzeye gittiğine ilişkin bir kanıt yoktur. Kuzey bölgesinde büyük sayılabilecek kentlerin az olması ve Luka’nın böyle bir yolculuktan hiç söz etmemiş olması mektubun güney bölgesine gönderildiği görüşünü destekler. Üstelik, Pavlus Müjde’yi duyurduğu kişilere yazmaktadır (1:6-9). Bu müjdeleme etkinliğinin Pavlus’un daha önce yaptığı yolculukta gerçekleştiği de düşünülmeli. Galatyalılar’ın Barnaba’yı tanıdıkları da anlaşılmaktadır. Bu tanışıklık da aynı yolculuklardan kaynaklanıyor olmalıdır.

  3. Böyle bir mektubun yazılması için yıllar önce kurulmuş bir kilisede sorun çıkabilecek kadar zaman geçmiş olması gerekir. Mektubun yazıldığı zamanda kuzeyde ne bu mektubu alması gerekebilecek güçlü bir kilisenin varlığına, ne de herhangi bir kilisenin bu kadar erken bir dönemde kurulmuş olduğuna ilişkin bilgi sahibiyiz. Oysa Elç. 13-14 bölümlerde anlatılan zamandan başlayarak güneyde birden çok kilisenin varlığından haberdarız.

  4. Yasacı kimliğe sahip sahte öğretmenlerin Yahudilik’ten gelen imanlıların çok sayıda olduğu güney kentlerine gitmesi daha akla yakındır. Aynı şekilde Müjde’yi öncelikle Yahudiler arasında duyurarak hizmet eden Pavlus’un, Ancyra dışındaki merkezlerde Yahudiler’in çok da varlık göstermediği kuzeye gitmesi düşük bir olasılıktır. Ancyra’da İ.Ö. birinci yüzyıldan beri Yahudiler’e ilişkin bulgular vardır (Bahar sf. 26). Oysa Ancyra’ya çevre bölgelerde 15. yüzyıla dek ciddi bir Yahudi varlığı gözlenmez. Üstelik Ankara’da bulunan bir yazıt dışında, İ.S. 4. yüzyıldan önce Hıristiyanlar’ın bu bölgede etkin olduklarına dair hiçbir kayıt ya da buluntu yoktur (Kaya sf. 281).

  5. Pavlus’un Psidya Antakyası, Iconium, Listra ve Derbe’den söz ederken kullanacağı ve hepsini kapsayacak “Galatyalılar” sözünden başka bir söz yoktur. Bu güneyde yer alan ve adı geçen kentlerin tümünün de içinde bulunduğu eyaletin resmi adıdır.

  6. Anadolu Galatları, Sakarya ve Kızılırmak nehirlerinin arasında kalan bölgede yaşasalar da hem başka kralların ordusunda asker olarak, hem de kendi ordularından savaşarak Hindistan’dan Roma’ya ve güneyde Mısır’a kadar birçok yerde bulunmuşlardır. 2. Makabeler kitabında Babil’de savaşan yüzyirmi bin Galat askerinden söz edilir (2Mak 8:20). Bu nedenle Güney Galatya bölgesinde çok sayıda Galat olduğu kolayca tahmin edilebilir. Dolayısıyla ‘Galatyalılar’ sözünün tam olarak Galat soylu kişileri ifade etmemesi için de neden yoktur. Üstelik Galatlar, o dönemlerde gündelik yaşamda Grekçe konuşan ve Grekleşmiş bir ulustur (Arslan sf. 193). Dolayısıyla anılan kilisede Yahudiler, Galatlar ve Grekler birlikte yer alıyor olabilir.

  7. Pavlus’un izlediğini bildiğimiz ve müjdeleme yolculuklarını göstermek için çizilen haritalarda yer alan Konya, Listra, Derbe (birinci ve üçüncü yolculuklar) ile onlara ek olarak birinci ve ikinci yolcukta uğradığı Psidya Antakyası o dönemdeki Roma yollarının üzerinde yer almaktadır. Ancak bu kentlere uğradıktan sonra Ancyra (Ankara) ya da Pessinus ile Tavium kentlerinden birine uğraması güzergah açısından uygun gözükmez. Kuzey Galatya’ya gitmek için ya Konya, Listra ve Derbe’ye hiç uğramadan Antakya, Tarsus, Parnassus üzerinden, Tuz Gölü’nün doğusundaki yoldan Ankara’ya gelmeli ya da bu kentleri ziyaret ederek batıya yöneldikten sonra Prymnessus kentinden kuzey doğuya dönüp uzun bir yolculuk yaptıktan sonra Pessinus ve Ankara’ya ulaşmalıdır (Chevallier sf. 141; Erzen, Harita II; French 1981; French 1988 Adana ve Ankara yol haritaları). Bu seçenek olası gözükmez.

Dolayısıyla mektubun yazıldığı kiliselerin güneyde yer alan ve Pavlus’un daha önce ziyaret ettiği kentlerde yaşayan imanlılar olduğu söylenebilir.

Mektubun Yazarı. İlk yüzyıllardan bu yana mektubun yazarının Pavlus olduğu konusunda genel bir anlaşma vardır. Pavlus’un kimi zaman oldukça duygusal bir üslupla kaleme aldığı metin onun yaşamına ilişkin bilgiler de sunmaktadır. Mektup Pavlus’un kendi adını yazarak kullandığı selamla başlar (1:1) ve metnin içinde bir kez daha yazarın adı anılır (5:2). Mektubun Tanrıbilimsel özellikleri de bu olguyu destekler.

Gal. 6:11’den anlaşıldığı üzere Pavlus mektubun yazılması sırasında bir yazıcı (ya da katip) kullanmıştır. Pavlus mektubun kendisi tarafından yazdırıldığını kanıtlamak için bu ayeti kendi elleriyle yazmıştır. Yazıcının kim olduğuna ilişkin kesin bir bilgi elimize ulaşmamıştır.

Mektubun Yazıldığı Tarih. Mektubun yazıldığı tarih onun Yeruşalim Konseyi ile bağlantısıyla ilişkilidir. Eğer Gal. 2:1-10 ayetlerinde anlatılan olaylar Yeruşalim Konseyi ile aynı dönemde gerçekleşmiş ise mektup en erken Yeruşalim Konseyi’nin toplandığı İ.S. 49 yılından sonra yazılmış olmalı. Bu açıdan Galatyalılar Mektubu, Selanikliler’e yazılan mektuplarla birlikte Pavlus’un en erken mektuplarından biri sayılabilir. Bu konuda daha derin bilgi almak için Galatyalılar 2. bölüm ile Elçilerin İşleri kitapçığı arasındaki ilişkiyi inceleyen makaleyi okuyabilirsiniz.

Mektubun Yazınsal Özelliği. Kendi müjdeleme hizmeti aracılığıyla inanan Galatyalı Hıristiyanlar’ın sahte öğretilerden etkilenmesi Pavlus’u “şaşırtır” ve öfkelenmesine neden olur (1:6-9). Mektuptaki bu duygusal hava sona dek sürmektedir. Elçinin kendi kişisel geçmişine ilişkin verdiği bilgiler, duyurduğu Müjde’nin kaynağının ve diğer Elçiler tarafından benimsenmiş olmasının açıklanışı ile Kefas’la aralarındaki görüş ayrılıklarının anlatımı bu duygusal atmosferi beslemektedir. “Ey akılsız Galatyalılar!” (3:1), “Sizin için korkuyorum” (4:11), “Size yalvarıyorum” (4:12), “Çocuklarım” (4:19), “Aklınızı çelenler keşke kendilerini hadım etseler” (5:12) sözleri mektubun duygusal tonuna ilişkin oldukça açıklayıcı örneklerdir.

Tanrıbilimsel özellikleri açısından da bu “duygusal” atmosfer söz konusudur. Yasa’nın imanlılar üzerinde köleleştiren bir etkisi olmamalıdır; çünkü imanlılar Yasa altında değildirler. Hıristiyanlık’ın temelini oluşturan Mesih’in ölümü ve dirilişi, yasadan özgürlük sağlar. Tanrı halkının üyesi olmak için “İsa’ya iman” dışında bir koşul yoktur. Kimse kendi çabalarıyla, eylemleriyle kendini kurtaramaz. İman aracılığıyla Tanrı’nın oğulları olunur ve O’na “Abba! Baba!” diyebilecek konuma gelinir.

Mektubun Yazılma Amacı. Elçilerin İşleri 13. ve 14. bölümlerde Pavlus’un Güney Galatya’daki etkinlikleri açıklanır. Hem Yahudiler’in hem de Grekler’in Mesih’e iman ettikleri ve Yahudiler’den bazılarının bu gelişmelere şiddetle tepki gösterdikleri anlatılmaktadır (Elç. 13:44-52; 14:2,4-7, 19). Hıristiyan dünyasının ilk büyük Tanrıbilimsel tartışması bu ortamda yaşandı: “Tanrı halkının üyesi olmak için yasanın gerektirdiği iyi işlerin (örneğin, sünnetin) bir rolü var mıdır? Kutsal yaşam sürmek için Kutsal Yasa’ya uymak zorunlu mudur”. Yeruşalim Konseyi bu konulara açıklık getirmek için toplanmıştır (Elç. 15:1-35). Pavlus da ikinci müjdeleme yolculuğu sırasında Güney Galatya kentlerine uğrayarak onları pekiştirir (Elç. 16:1-5).

Ancak Pavlus ayrıldıktan sonra sahte öğretişler yayan bazı kişiler bu kentlerde etkinlik gösterirler. “Değişik bir müjde” duyurarak imanlıları etkilerler ve “Kutsal Yasa’nın gereklerini yapmaya” yönlendirirler. Pavlus ise Galatyalılar’a yazdığı bu mektupla “Kutsal Yasa’yı uygulayarak” değil iman yoluyla aklanıldığını yineler. Tanrı imanlıları Mesih aracılığıyla çocukları saymıştır ve onları lütufla aklamıştır. Pavlus bu düşünceyi kanıtlamak için İbrahim’i de örnek olarak kullanır.

Ayrıca kilise üyeleri arasında çıkan bazı sorunlara da değinilmektedir (5:13-15, 26; 6:1-10). Aklanmış olan imanlıların Kutsal Ruh’un yönetiminde yaşaması ve benliğin işlerinden uzak durması gerekliliği anlatılır.

Mektubun Kutsal Kitap’taki Yeri. Mektup kısaca “Lütuf Kitabı” olarak adlandırılabilir. Pavlus’un yazdığı en eski Yeni Antlaşma metni olarak Galatyalılara Mektup, İsa’nın öğretişlerine ve kurtarış eylemine güvenen bireylerin Tanrı halkına nasıl katılacaklarını anlatır. Yasa’nın eğitici ‘dadılık’ rolünün bittiği ve artık Mesih’in çağının, lütuf çağının başladığı açıklanır. Buna bağlı olarak Yahudiler’le diğer uluslar arasında ayrım yapılamayacağı ve İbrahim’e verilen vaatlerin bütün uluslardan iman edenlere uygulanacağı anlatıldığı için Galatyalılara Mektup, Mesih inancının günlük yaşamda uygulanışı konusundaki temel metindir.

Mektubun Ana Hatları

  1. Müjde Lütfa Dayalıdır (1:1-2:21).

  1. Selamlar ve kutsama (1:1-5).

  2. Mesih’in Müjdesi dışında müjde yoktur (1:6-10).

  3. Pavlus duyurduğu Müjde’yi doğrudan Mesih’den almıştır (1:11-24).

  4. Pavlus’un duyurduğu Müjde Elçiler tarafından onaylanmıştır (2:1-10).

  5. Lütfa dayalı Müjde’ye Yasa’ya dayanan işler eklenemez (2:11-21).

  1. İnsanlar Yasa Aracılığıyla Değil, İman Yoluyla Aklanır (3:1-4:7).

  1. İman yoluyla ruhsal kutsamalara kavuşulur (3:1-14).

  2. Tanrı’nın Vaatleri Yasa’ya bağlı değildir (3:15-22).

  3. İman edenler Yasa’dan özgür Tanrı çocukları olur (3:23-4:7).

  1. Size Verilen Özgürlüğü Koruyun (4:8- 5:1).

  2. Yasa’ya Güvenenler Lütfu Yitirirler (5:2-12).

  3. Özgürlük İçindeki Kutsal Bir Yaşam Ancak Kutsal Ruh’un Yardımıyla Sürdürülür (5:13-26).

  4. Kutsal Ruh’un Sağladığı Özgürlük İyi İlişkilere Yol Açmalıdır (6:1-10).

  5. Son Sözler (6:11-18).