SONSÖZ



Bundan daha doyumlu, bundan daha zevk veren bir yaşam düşünebiliyor musunuz? Düşünün, evden çıktığınız zaman eşinizin arkanızdan kırgın bir yürek değil, mutlu ve sizi öven bir yürek taşıyacağına emin olabilirsiniz. Sadece eşiniz değil çocuklarınızın da her yerde sizi utandırmayıp güzel ve düşünceli davranışlarla başınızın tacı olarak davranacaklarına eminsiniz.

Eski hayatınızda olduğu gibi, iş arkadaşlarıyla farklı, akrabalarla farklı, eşiyle farklı ve çelişkili davranan kişi değil, aksine tutarlı ve tatlı bir karaktere sahip olarak emin adımlarla ilerleyen birisiniz. Artık söylediklerinizle yaptıklarınız birbirini tam olarak tutar; insanlar size iftira atsalar bile kendinizden tam olarak eminsiniz. En önemlisi de kendi içinizde müthiş bir huzur ve esenlik olur, çünkü hayatınızın her alanının uyum içinde olduğunu bilirsiniz.

Bugün yarın birisinin, çoktan saklamaya çalıştığınız eski bir günahınızı yüzünüze vurmayacağına eminsiniz. Çünkü hayatınızda artık yalan kalmamıştır; her şeyiniz şeffaf ve açıktır. İşte korkusuz, doyumlu ve dünyaya meydan okuyan hayat budur!

İnanın dünyanın servetine sahip olsanız, herkes size hizmet eden durumda olsa dahi bundan daha mutlu olamazsınız. İsa Mesih İncil’de şöyle dedi: “İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur?” (Luka 9:25)

Bizim gerçeğimiz budur. Nice zengin ve varlıklı insanlar geldi gitti, hayatlarının sonuna baktığımızda genel çoğunluğu ya bunalıma girip intihar ediyorlar ya da yüzlerinde sanki dünyanın elemini gösteriyorlar. Neden? Çünkü söyledikleri, düşündükleri ve yaptıkları birbirini tutmayan bir yapıda yaşadılar. Bu da onları, altında ezildikleri yanlışlıkların içerisine götürüp günaha esir etti.

Böyle bir insanın yüreği kederli ve ömrü kısadır. Yüreği mutlu olan bir insanın ömrü uzun olur. Yüreğin mutlu olması kendimizle barışık olmamıza bağlıdır. Doyumlu yaşamın işareti çocuklarımız ve çevremizle barışık olmamızdır. Yüreğimiz, konuştuklarımız ve yaptıklarımız birbiriyle çelişmiyorsa biz gerçekten mutluluğu yakaladık demektir.

Sizce bu imkânsız mı?

Ben bunun imkânsız olmadığını gördüm.


~

~