Sonsöz

Günün birinde Mesih’e kötü niyet besleyen bir din bilgini O’na gelip zor bir soru sordu: “Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir?”Allah’ın peygamberler aracılığıyla bildirdiği yüzlerce buyruk arasında hangisini seçsin? İsa Mesih ise dinleyenleri çok sade bir cevapla şaşkına çevirdi:

İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Allah’ın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.' İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.'Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.(Matta 22:37-40)

Mesih’in dediğine göre Allah’ın tüm buyrukları “Sevgi ilkesine”dayanır. Yani Allah’ın sevgisini tanıyabilirsek bütün buyruklarını yerine getirmiş oluruz. Ayrıca Mesih bunun iki boyutunu açıklar. Öncellikle Allah’a karşı kusursuz bir sevgi beslemeliyiz. Bu sadece lafta kalmamalı; bütün yüreğimiz, canımız ve aklımızla O’nu sevmeliyiz. İkinci buyruk da bunu nasıl eyleme dökeceğimizi gösterir. Komşumuzu kendimiz gibi sevmeyi buyurur. Komşu dediği kişi daha önce gördüğümüz gibi sadece hoşumuza giden ya da iyi anlaştığımız kişiler değildir, bu söz düşmanımız dahil herkesi kapsar. Ayrıca hangi ölçüde sevmemiz gerektiğini de açıklar: Kendimizi severcesine. Her insan kendine değer verir, kendi bedenini korur ve kayırır. İşte komşumuzu sevmek demek onu kendimizden üstün saymak demek. Allah’ı ve benzerliğinde yaratılan tüm insanları böyle sevebilsek dünyada gerçekten hiçbir sorun kalmaz. En önemlisi Allah’ın sevgisine büründüğümüz zaman tüm insanlarla barışık bir yaşantı sahibi olmakla beraber bizi yaratan ve “evladım”diye çağıran Yüce Babamız’la mükemmel sevgi ilişkisine kavuşmuş oluruz.

Bugün insanlar yukarıdaki sorudan biraz farklı, ama cevabı aynı olan, bir soru sormaktadırlar: “Dinler arasında en doğru inanç hangisidir?”Herkes kendi dininin tezahüratını ve taraftarlığını yapıyor. Ne yazık ki din konusunda ne kadar “dinde zorlama yoktur”denilse de kendimizi belirli bir dine yönelik zorlanmış gibi hissedebiliyoruz. Ayrıca bu bir gerçek ki inanç konusunda insanın özgür seçimi ne kadar vurgulansa da çoğumuz dinimizi seçmiyoruz, seçemiyoruz da. Daha doğar doğmaz kimliğimize yazılıyor. Yani esas büyüklerimiz ve çevremiz dinimizi belirliyor.

Peki Allah bu konuda ne diyor? Aslında Kutsal Kitap’a baktığımızda Allah’ın dinlerle uğraştığını görmüyoruz. Tam tersine Allah’ın tek isteği tüm insanları günahlarından kurtarmak ve bir an evvel yüce sevgisiyle buluşturmaktır. Dinler ise Allah’ın değil insanların icadıdır. Farklı yerlerdeki insanlar Allah’a ulaşma ümidiyle onlarca din ve mezhep oluşturmuştur. Ne yazık ki hiç biri insanın Allah’a erişeceğine ilişkin garanti sağlayamıyor; çünkü insani çabalardan öteye gitmiyor. İnsan en dindar haliyle bile Allah’a erişemez.

Oysa Allah bizlere çok daha net ve açık bir yol göstermeye çalışıyor. Allah’ın istediği ve bizim de ihtiyacımız Kendisiyle sevgiye dayalı bir ilişkidir. Çünkü insanın esas ihtiyacı Adem’in Aden Bahçesi’nde yitirdiği sevgi ilişkisine yeniden kavuşmaktır. Adem’in bir dini yoktu, çünkü buna ihtiyacı da yoktu. Onun Allah’la kesintisiz bir ilişkisi vardı. Bizim de ihtiyacımız budur.

Değerli okuyucu, sizi yeni bir dine çağırmıyoruz. Belirli bir mezhebe davet etmiyoruz. Sizi hayatınız boyunca aradığınız ve özlediğiniz asıl Babanıza çağırıyoruz. Aslında o sizi baştan arıyordu ve sizde istediği tek şey samimi bir iman ve karşılıklı sevgidir.

Baştan belirttiğimiz gibi bu yüce sevgi insanın şimdiki halinde yoktur. İnsan, Allah’ın huzurundan kovulduğu günden beri Allah’ın sevgisine yabancılaştı ve sadece sürekli tekrar ettiği ismi kaldı. Hamdolsun ki yüce Allah bizi sevmekten hiç vazgeçmedi ve bizleri eşsiz sevgisiyle buluşturmak için İsa Mesih aracılığıyla bir kurtuluş kapısı açtı. Mesih tüm insanlar için kendini feda ederek hem tüm insanların kurtuluşunu sağladı hem de bizlere sevgi konusundaki en büyük örneği sergiledi. Kaldı ki insan bu yüce sevgiye inanırsa günahlarından kurtulur ve Allah’ın sevgisine kavuştuğu gibi sevgi dolu bir hayata başlayabilir.

Allah’ın bu sevgi çağrısına kulağınızı tıkamayınız. Bütün günahlarınıza rağmen yüce Babanız Allah sizi hâlâ seviyor ve sizi bağrına basmak için sabırsızlanıyor. Hayatınızda günahtan doğan tüm yaralarınızı sevgisiyle sarıp size yeni bir yaşam bağışlamak istiyor. Size yeniden “evladım”diye seslenmek istiyor. Çünkü Allah sevgidir ve sizi çok seviyor.