Sürgünden Sonraki Dönem
Ele Alınan Bölümler: 1. Tarihler - Ester; Hagay - Malaki |
Okunması Önerilen Bölümler: 1. Tarihler 29:11-12; Malaki 3:1 - 4:6 |
Yahudi olmayan büyük bir kral, doğumundan yüzyıllar önce Tanrı’nın planının bir kısmını yerine getirmek üzere seçilmişti. Bu olağanüstü peygamberlikte, bu Persli kralın ismi bile söylenmişti:
Koreş için, 'O çobanımdır, bütün isteklerimi yerine getirecek', Yeruşalim için, 'Yeniden kurulacak, tapınak için, 'Temeli atılacak' diyen RAB benim. ‘Sen beni tanımadığın halde kulum Yakup soyu ve seçtiğim İsrail uğruna seni adınlaçağırıp onurlu bir ünvan vereceğim. Koreş'i doğrulukla harekete geçirecek, yollarını düzleyeceğim.
Kentimi o onaracak, sürgünlerimi ücret ya da ödül almadan o özgür kılacak.’ Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
(Yşa.44:28-45:13)
Artık yetmiş yıllık sürgün sonuna yaklaşırken, “Pers Kralı Koreş'in krallığının birinci yılında RAB, Yeremya aracılığıyla bildirdiği sözü yerine getirmek amacıyla, Pers Kralı Koreş'i harekete geçirdi” (2Ta.36:22-23; Ezr.1:1-4). Kral, Tanrı halkı arasında isteyen her kim varsa gidip Yeruşalim’deki tapınağı onarmaları için bir buyruk verir. Çünkü Tanrı, amaçlarını yerine getirmek ve vaatlerini gerçekleştirmek için bu kralın yüreğinde işlemişti.
EzraNehemya, Ester, 1. ve 2. Tarihler kitaplarının tarihleriyle Hagay, Zekeriya ve Malaki’nin peygamberlikleri, Eski Antlaşma’nın son esinlerini oluştururlar. “Bu yazılar İsrail halkının yetmiş yıllık Babil Sürgününden döndükten sonraki ümitsiz durumlarından başlayarak, Tanrı’nın sözünün ve işinin zafere ulaşacağı döneme dek uzanırlar.”106
Dönemin en büyük sorunu, ilk günlerin görkemi ve beklenmekte olan yücelikle kıyaslandığında, yenilenme sürecinin zayıf ve acıklı durumudur. Her yerde yenilginin izleri var. Her şey yanlış. Babil’den dönerken yüreklerinde bulunan büyük ümide karşın bu “küçük şeylerin günü”dür. Yapmaları gereken nedir? Tanrı’nın lütfuna sığınmak. Tanrı’nın vaat ettiği her şey gerçekten de gerçekleşecekti, ama bu, “Güçle kuvvetle değil, ancak benim Ruhumla” ve “sevinç (lütuf, lütuf) bağrışlarıyla” olacaktı (Zek.4). Bu, temel bir gerçektir: Tanrı’nın vaadi tamamıyla O’nun lütfuna dayanır. Vaat, insansal çaba ve başarıyla değil, imanla miras alınır.
Bu kitapların odak noktası, Tanrı’nın varlığının kendileriyle birlikte olduğunu simgeleyen tapınaktır. Süleyman’ın yaptırdığı muhteşem tapınak, Rab’bin görkeminin tapınaktan ayrılmasından sonra (Hez.10) Babilliler tarafından yok edilmişti. Sürgünden ilk dönenler tapınağın daha küçüğünü inşa etmeye başlar. Sık sık kırılan cesaretleri, Hagay ve Zekeriya peygamberlerin teşvikleri sayesinde düzeliyor. Onlar bu işin, vaat ettiğini yapan yüce Tanrı’nın büyük işinin bir parçası olduğunu ve kendi çabalarının yetersiz olsa da işi Tanrı’nın tamamlayacağını gördükleri görümlerden biliyorlardı. Şimdi insanlar yukarıya bakmalı, inanmalı ve çalışmalıdır! Böylece çalışmaya başlarlar. Tapınak biter ve Ezra’nın önderliğinde dönen ikinci bir grup, restorasyon işini destekleyip geliştirmek için gelir. Bu kez ulusal tövbe ve ruhsal uyanış, Tanrı’nın Yasası’nın etkin okunuşu ve öğretilişi aracılığıyla gerçekleşir (Ezr.9-10). Aslında Türkiye’de Tanrı’nın ruhsal tapınağı olan inanlılar topluluğunun durumu bundan çok farklı değildir ve bizler de aynı şekilde hareket etmeliyiz.
SÜRGÜNDEN 3. DÖNÜŞ
Bu dönem yukarıda gördüğünüz şekilde bir çizelge ve bir haritayla gösterilebilir.
Birkaç yıl sonra Nehemya ve geri dönenlerden oluşan üçüncü bir grup işi devralıp şehrin surlarını yeniden inşa ederler ve Ftaki tapınmayı yeniden düzenlerler. Malaki’nin saflık ve temizliğe olan gereksinim hakkındaki anlamlı mesajı da bu dönemde gelir (Dönemin tam kronolojisi için Ek 4’e bakınız).
Geri dönenlerin önündeki iş, zor ve cesaret kırıcıydı. Yıkılmış yapıları yeniden yapmak sık sık, yeni binalar yapmaktan çok daha zor bir iştir. Yıkıntıların toplanması, bu arada kullanılabilir malzemelerin toplanıp temizlenmesi ve yeniden kullanılması gerekir. Aynı şey yerel kiliselerin yeniden inşası için de geçerlidir. İşi bırakıp başka bir yerde işe baştan başlamak sık sık daha kolaydır. Ama Tanrı, yeniden eski haline getirmenin Rabbi’dir. “Ben RAB, Siyon'u yine avutacağım, Yeruşalim'i yine seçeceğim” (Zek.1:17). Eğer yeniden inşa etmeye çağrıldıysak, bunu O’ndan gelen gayret ve güvenle yapalım.
1. ve 2. TARİHLER: KRALLIK RABBİNDİR
Tarihler kitapları orijinalinde bir kitap şeklinde düzenlenmiş olup İbrani Kutsal Kitabı’nın son kısmını oluşturur. Tanrı’nın Krallığının Âdem’den Sürgün’ün sonuna kadarki tarihini verir. İlk bakışta Tarihler kitapları, Samuel ve Krallar kitaplarının tekrarından başka bir şey değilmiş gibi görünür. Ama onları daha yakından incelersek amaçlarında büyük bir farklılık olduğunu görürüz. Samuel ve Krallar olayların tarihsel yönünü (kraliyet tarihini) vurgularken Tarihler, öncelikle tapınak tarihini ele alarak ruhsal yönünü vurgular. Tarihler’de:
Sadece Davut ve hanedanının egemenlikleri kaydedilmiştir. Kuzey (İsrail) krallık ve krallar, yalnızca güney (Yahuda) krallığını etkiledikleri sürece ele alınır. Tanrı’nın yüreği vaadindedir ve bu vaat Yahuda soyundan Davut’un Oğlundadır.
Amnon, Abşalom ve Adoniya’nın trajik öyküleri ve Süleyman’ın sadakatsizliğine (2Sa.13–19; 1Kr.2; 11) değinilmemiştir. Tanrı’nın, halkının günahını yargılaması gerekir, ama en sonunda Tanrı’nın lütfu zaferi kazanacaktır.
Rab’bin sandığı, tapınakla ilgili hazırlıklar ve düzenler merkez alınmıştır ve ruhsal uyanış ve tapınma zamanlarındaki sevinç, müzik ve dua vurgulanmıştır (1Ta.15-16; 22-26; 28-29; 2Ta. 23:18-19; ayrıca Ezr.3; 6; Neh.8; 12). Bu ulus kutsallık, sevinç ve tapınmanın ruhsal gerçekleri olmadan yeryüzündeki başka herhangi bir ulustan farklı değildi. Aynı şey bugün de geçerlidir. Tanrı hâlâ Kendisine ruhta ve gerçekte tapınanları arar (bkz. Yu.4:23; Flp.3:3).
İyi krallardan bazılarının egemenliği sırasında yapılan reformlar ince ayrıntılarıyla anlatılmıştır (2Ta.14-17; 19-20; 29-31; 34-35). Bu krallar Tanrı’nın Yasası’nı “bütünyürekleriyle” aradıkları ve ona döndüklerinde Tanrı da tamamıyla onlarla birlikteydi. Peygamber Hanani’nin Kral Asa’ya söylediği gibi:
“RAB’bin gözleri bütün yürekleriyle kendisine bağlı olanlara güç vermek için her yeri görür” (2Ta.16:9).
Böylece 1. ve 2. Tarihler’de Kutsal Ruh bizlere İsrail’in tarihi üzerine ruhsal bir yorum yapar. Daha önce (yani Samuel ve Krallar kitaplarında) insanların hareketlerinin vurgulandığı olaylarda Tanrı’nın etkinliğini görürüz.107 Bizler görülmeyen Tanrı’yı yaşamın her alanında gören, O’na itaat eden ve O’na güvenen ruhsal kişiler olmalıyız.
Tapınağın yapılması için İsrail’in bütün kalbiyle sundukları sunular için şükreden Davut, Rab’bi şöyle kutsar: “Ya RAB, büyüklük, güç, yücelik, zafer ve görkem senindir. Gökte ve yerde olan her şey senindir. Krallık senindir, ya RAB! Sen her şeyden yücesin. Zenginlik ve onur senden gelir. Her şeye egemensin. Güç ve yetki senin elindedir. Birini yükseltmek ve güçlendirmek Senin elindedir” (1Ta.29:11-12). Krallık Rab’bindir. Davut ve başarısızlığa uğrayan “evi” sadece vekildirler. Adem’den başlayan soyağacı (1-9 bölümler) ve Davut’a verilen vaat (1Ta.17:14; bkz. Bölüm 8) “bütün insanlığın, Tanrı’nın dünyanın sonunu belirleyen işinden etkilendiğini çok açık bir biçimde bildirir.”108
EZRA - NEHEMYA: İŞ RAB’BİNDİR
Eskiden bir tek kitap olan Ezra ve Nehemya, Pers kralının Kudüs’teki tapınağın yeniden inşa edilmesini buyurmasıyla başlar (2Ta.36:20-23; Ezr.1:1-4). Tarihte üç kez Babil’den dönülmüş olunması (bkz. sayfa 289’daki kroki ve Ek 4), Rab’bin işinin belirli bazı ilkelerini ortaya çıkarmıştır:
Kutsal Yazıların merkeziliği. Ezra’nın çarpıcı reformları, Tanrı’nın Sözüne hizmet etmesi sonucu gerçekleşti (Ezr.10:3; Neh.8-9). Mezmur 1’deki mutlu insan gibi, “Ezra kendini RAB’bin Yasası’nı inceleyip uygulamaya ve İsrail’de kuralları, ilkeleri öğretmeye adamıştı” ve “Rab’bin eli onun üzerindeydi” (Ezr.7:10, 28; Neh.2:8). Tanrı için kalıcı olacak bir iş, Tanrı’nın seçtiği ve Tanrı Sözü’yle donatılmış kişilerce yapılacaktır. (2Ti.3:16-17).
Duanın önemi. Her kritik noktada, Tanrı’nın işi için yolu; tövbe, itiraf, oruç ve içten dua açmıştır (Ezr.8:23; 9; Neh.1; 2:4; 9). Tanrı, Kendi büyük amaçlarını kutsallarının dualarıyla hayret verici bir şekilde bağlantılı kılmıştır (bir başka çarpıcı örnek için bkz. Daniel 9).
Kutsallık istemi. Ezra ve Nehemya’nın duaları, günaha karşı büyük bir hassasiyet gösterir. Kutsallık, ayrılık gerektirir! İmansızlarla evlilikten (Ezr.9:1-4; Neh.13:23-29), para sevgisinden (Neh.5; 13:10) hatta beden ve ruhu kirleten her şeyden uzaklaşmayı gerektirir.
Sıkı çalışmaya olan gereksinim. “Herkes canla başla çalışıyordu” (Neh.4:6). Dış muhalefete ve hayal kırıklığına rağmen oldukça zor olan yeniden inşa etme işine ısrarla devam ettiler. Bazen yıldızlar çıkana kadar (4:21) çalışıyorlardı (Neh.3-4). Bunun Tanrı’nın işi olduğunu bildiklerinden başkalarının boş çağrılarına tutumları, “Büyük bir iş yapıyorum, gelemem”di (6:3). Öyleyse bizler de sıkı çalışalım!
ESTER: TANRI’NIN SAĞLADIĞI
Ester kitabı, büyük bir ihtimalle Tarihler, Ezra ve Nehemya’yı bir araya topladığı düşünülen ve “tarihçi” olduğu sanılan bir kişi tarafından yazılmıştır (belki de bu kitabın yazarı Ezra’ydı). Rut kitabında olduğu gibi, vurgulanan nokta Tanrı’nın elinin ihtiyaçlarımızı her zaman karşılayacağıdır.
Kitabın dikkat çeken özelliklerindenbiri de Tanrı’nın isminin hiç geçmemesidir. Oysa Tanrı’nın varlığı ve gücü önceden planlanmış bir dizi “rastlantı” aracılığıyla çok açık bir şekilde bildirilmiştir. Kendi şehirlerine ve diyarlarına dönmek yerine gönüllü olarak Babil’de kalmayı seçenlerle Yahve’nin ismi arasında bir bağlantı kurulmasa da, onlar hâlâO’nun halkıydılar ve Tanrı onları, kendilerini yok etmek isteyen Şeytan’ın kışkırttığı Yahudi aleyhtarlığından koruyacaktı. Tanrı, her sayfanın altına imzasını atmasa da bütün tarihin yazarıdır.109
Tanrı’nın, halkının gereksinimlerini sağlaması aşağıdaki örneklerde görülür:
1) Bir Yahudi olan Ester’in “böyle bir gün için kraliçe” olması (2; 4:14).
2) Mordekay’ın kralın öldürülmesi için hazırlanan suikastı duyup ortaya çıkartması (2:21-23).
3) Haman’ın suikast planının bir yıl kadar yerine gelmemesine neden olan kura (3:7). “Batıl inançlar bile tanrısal savaş arabasının tekerleklerine zincirlenmişti.”110
4) Mordekay’ın Ester sessiz kalırsa, “yardım ve kurtuluşun başka yerden geleceği” konusunda verdiği güvence (4:14).
5) Kralın uykusuzluk çekmesi ve Mordekay’ın yaptığı iyiliğin okunması (6:1-2).
6) Haman’ın bilge adamlarının, “Yahudi soyundan” olması dolayısıyla, Haman’ın Mordekay’ı yenemeyeceğini açık bir dille belirtmeleri (6:13).
7) Özet olarak bu onlar için, “yaslarının mutluluğa dönüştüğü ay” olmuştu (9:22).
HAGAY: TANRI’NIN MÜHÜR YÜZÜĞÜ
Kafaları darmadağın olmuş ve cesaretleri kırılmış olan bu halkı harekete geçirmek için Tanrı, peygamber Hagay aracılığıyla dört aylık bir zaman içinde dört kez konuşur (1:1; 2:1, 10, 20). İlk önce, tapınağın yapılması için zamanın doğru olmadığı hakkındaki düşüncesiz özürlerini, günümüzde yerel Mesih inanlıları toplulukları için uygun olan bir soruyla karşılar: “Bu tapınak yıkık durumdayken, sizin ağaç kaplamalı evlerinizde oturmanızın sırası mı?… Şimdi tuttuğunuz yolları iyi düşünün!” (Hag.1:2-5). Şaşılacak bir şekilde, halkın önderleri “Hagay’ın sözlerine kulak verdiler… RAB’den korktular… gelip Tanrıları her şeye egemen RAB’bin Tapınağı’nda işe başladılar” (1:12-15).
Hagay sıkı çalışmaları için halka Rab’bin hedefinin ne olduğunu gösterir. Bu günlerin daha iyilerini ve görkemli ilk tapınağı görmüş olanlara cesaret vermek için Rab, “Yüreklenin! İşi sürdürün… çünkü ben sizinle birlikteyim… bu tapınağı (evi) görkemle dolduracağım… Yeni tapınağın (bu evin) sonraki görkemi öncekinden daha büyük olacaktır” der (2:1-9). Küçük başlangıçları küçük görmemeleri gerekiyor: Tanrı’nın gözünde bu ev, vaadinin gelecekteki evidir (Yşa.60; Hez.40-48) ve Davutsal yönetici olarak Yerubbabil, Rab’bin gelecekteki görkemli Hizmetkârı, Mesih’i temsil ediyordu. O günün gelmesi için Tanrı, “yeri, göğü sarsacak”, “Kralların tahtlarını devirecek, yabancı ulusların gücünü yok edecek” ve O’nu, “bir mühür yüzüğü”, tanrısal otoritenin ve büyük antlaşma sevgisinin Mührü yapacaktı (2:6-7, 21-23; bkz. Yar.41:42; Neş.8:6; Yşa.42:6; 55:3).
ZEKERİYA: TANRI’NIN FETHEDEN KAHRAMANI
Eski Antlaşma’daki hiçbir kitap, Zekeriya kadar yoğun bir biçimde Mesih’i bildirmez. Kesin peygamberlikleri ve son zamanla ilgili görümleri, Tanrı’nın gelmekte olan ÇobanKralı’nın açıklığa kavuşmakta olan portresine birçok ayrıntı katmaktadır. Aynı zamanda bu duygulandırıcı görümler, tapınağı yeniden inşa etmekte olan yorgun işçilere büyük bir teşvik olur.
“Kâhinpeygamber Zekeriya, sekiz gece görümü (1:7 - 6:8) ve iki “yük” mesajıyla (9-11; 12-14) Tanrı’nın Krallığının, her türlü engele karşın, mütevazı bir şekilde başlayıp zafere ulaşan gelişimini anlatır.”111
Bu gece görümleri ve “yükler” arasında Rab, halkından geri kalanları, Yeşu’nun sembolik taç giymesini kullanarak (6:9-15) ve oruç hakkında sordukları bir soruya yanıt vererek (7-8) tapınağın inşası için harekete geçirir. Tanrı’nın Mesih’indeki vaadinin zaferi kitap boyunca parlar. Bu yapı aşağıda görüldüğü şekilde çizelgelenebilir:
“İşte Filiz (Dal) diye adlandırılan adam!”
Sekiz gece görümü, hem hâlâ “güvenlik (rahat) içinde olan” (1:7-21; 5:1 - 6:8) ulusların (1:18-21’de dört boynuz olarak görülen Daniel 2 ve 7’deki dünya güçleri) gelecekteki yargılarını, hem de Tanrı’nın Ruhu’nun temizlemesi ve onları güçlendirmesi aracılığıyla Sion’un gelecekteki görkemini (2-4) özetlerler. Tanrı’nın planının özünde, Kendisi aracılığıyla Sion’un kötülüğünün “bir gün içinde” ortadan kaldırılacağı (3:9-10; Daniel 2:34-35, 45) ve aynı zamanda üzerinde “yedi göz” 112 bulunan “Taş,” ya da “Filiz adındaki kulum” (3:8) bulunmaktadır.
Zekeriya 3:8’de, İbrani Kutsal Yazıları’nda Mesih’e verilen en anlamlı unvanlardan birini yeniden görüyoruz: “DAL” ya da “FİLİZ.” Bu, dikkatimizi Tanrı’nın vaadinin kökünden ya da soyundan büyüyecek olan Kişi’ye çekmektedir. Kutsal Kitap’ta bu unvanın dört farklı kullanımı, İncil’in ilk dört bölümünde yer alan Mesih’e dört bakış açısına iyi uymaktadır:
“Davut için doğru bir DAL” (Yer.23:5; 33:15) – Davut’un soyundan gelen Kral (Matta)
“DAL adındaki kulum” (Zek.3:8) – Kul (Markos)
“Dal diye adlandırılan adam!” (Zek.6:12) – İnsanoğlu (Luka)
“Rab’bin FİLİZİ”(Yşa.4:2) – Tanrı Oğlu (Yuhanna)
Başkâhinin taç giymesi, hem Kâhin ve hem de Kral olarak hüküm sürecek olan Tanrı’nın tek Aracısı, “Filiz”in egemenliğini temsil eder (6:9-13; Mez.110). Sekiz gece görümünün ardından gelen bu görüm, görümler dizisinin doruğunu oluşturur ve dünyanın kötü güçlerinin yargılanmasından sonra Mesih’in gerçek Kral olarak taçlandırılmasına işaret eder.
6:12-13’de başkâhin Yeşu’ya verilen çok şeyler içeren peygamberlik bizlere bu yüce “Filiz” hakkında yedi nokta bildirir:
Bulunduğu yerde filizlenecek sözü, daha önce Yeşaya 53:2-3’de bildirildiği şekilde, O’nun mütevazı başlangıcını belirtir.
Rab’bin Tapınağını kuracak. Evet, RAB’bin Tapınağını kuracak olan O’dur. Bunu yaparak, Tanrı’nın halkının arasında yaşama isteğini yerine getirecektir. Aslında, Mesih’in hem fiziksel bedeni (Yu.2:19) hem de kilise olan ruhsal bedeni (1Ko. 3:16-17) görünmez Tanrı’nın görünür tapınağı olacaktı.
Görkemle kuşanacak. Hem dünyanın kuruluşundan önce Tanrı önünde sahip olduğu görkem ve hem de çektiği acıların ödülü olarak aldığı görkem (Yu.17:5, 24).
Oturacak. Tapınakta hizmet eden kâhinler hiçbir zaman oturmazlardı. Ama Mesih, günahlar için sonsuza dek geçerli olan tek bir kurban sunduktan sonra Tanrı'nın sağında oturdu (İbr.1:3; 10:12).
Tahtında oturup egemenlik sürecek. Tanrı, Oğlu’nu yüksek Kral olarak tahta oturtacak ve dünyanın her bucağını O’na mülk olarak verecektir (Mez.2:6-8).
En şaşırtıcı olanı tahtında oturan kâhin olacak sözüdür. Mesih kral olarak tahtta oturmasına rağmen, aynı zamanda kefaret eden kahin olarak da halkı için aracılık edecektir.
İkisi arasında tam bir uyum olacak sözü büyük bir olasılıkla, kâhin ve kral konumları olan iki ayrı görevi bir Kişi’de birleştirmesinden söz ediyor. Ayrıca, Tanrı’nın insan için olan sonsuz amacının temelini oluşturan Baba’yla Oğul arasındaki antlaşmadan da söz ediyor olabilir.
ORUÇ SORUSU (7-8 BÖLÜMLER)
Zekeriya, sekiz gece görümünü aldıktan iki yıl sonra, Beytel halkı Tanrı’nın lütfunu dilemek için liderlerini Yeruşalim’deki kâhinlere ve peygamberlere yollarlar. Sürgünde geçen yetmiş yıl boyunca yaptıkları gibi, beşinci ayda ağlayıp oruç tutmayı sürdürmeleri gerekip gerekmediğini sorarlar (7:1-3). Hem azarlama, hem de cesaret içeren “Rab’bin sözü” peygambere dört kez gelirdi (7:4; 7:8; 8:1; 8:18). Rab, ilk bölümlerde anahtar konuların birkaçını tekrar ederek vaadinin gerçekleşeceğinin kesinliğini vurgular:
1-2 Bölümler 7-8 Bölümler
1:4-6 7:7, 11-14 (eski peygamberlerin sözlerini dinleyin)
1:14 8:2 (Rab, Yeruşalim hakkında çok kıskançtır)
1:16; 2:10 8:3 (Rab, Siyon’a dönecek ve orada oturacaktır)
2:4 8:4-5 (Yeruşalim yeniden dolup taşacaktır)
2:11 8:20-23 (Uluslar, Tanrı’yı arayarak Yeruşalim’e gelecekler).
A) Niyetleri (7:4-7). Oruç tutmak ya da tutmamak konusu o kadar önemli değildir. Gerçek konu daha esaslıdır. “Bütün ülke halkına ve kâhinlere sor: ‘Yetmiş yıldır beşinci ve yedinci aylarda oruç tutup dövündüğünüzde gerçekten benim için mi oruç tuttunuz? Yiyip içerken kendiniz için yiyip içmiyor muydunuz?” (7:5-6). Tanrı her zaman niyetimizi ya da düşüncelerimizi inceler.
B) Yürekleri (7:8-14). Rab, halkına ne istediğini tam olarak söyler. “Her Şeye Egemen RAB diyor ki: ‘Gerçek adaletle yargılayın; birbirinize sevgi ve sevecenlik gösterin. Dul kadına, öksüze, yabancıya, yoksula baskı yapmayın. Yüreğinizde birbirinize karşı kötülük tasarlamayın’” (7:9-10; ayrıca bkz. 8:16-17). Onlara, atalarının “yüreklerini taş gibi sertleştirdiklerini” ve daha önce gelen peygamberlerin sözlerini reddettiklerini hatırlatır (7:11-14).
C) Tanrı’nın yüreği (8:1-17). Buna karşın, Tanrı’nın sadakati kendi sadakatlerinden daha büyük olduğundan O’nun tasarısı gerçekleşmeye devam edecek: “Evet onu şiddetle kıskanıyorum... Siyon'a dönecek ve Yeruşalim'de oturacağım” (8:2-3). Tanrı için hiçbir şey fazlasıyla zor olmadığı için, Rab onları doğudan ve batıdan yeniden toplamayı vaat eder ve onların arasında yaşama planını bir kez daha bildirir (8:4-8). Zekeriya’nın zamanında ilk toplanma (sürgünden dönüş) zaten gerçekleşmiş olduğundan bu, kesinlikle Mesih’in ikinci gelişiyle ilgili olarak gerçekleşecek olan toplanmadan söz etmektedir. Yeşaya, yeryüzünün Rab’bin bilgisiyle dolu olacağı görkemli çağdan söz ederken şöyle der:
“Halkının sağ kalanlarını kurtarmak için ikinci kez elini uzatacak” (Yşa.11:11).
D) Tanrı’nın niyeti (8:18-23). Sonunda, oruç konusuna dönen Rab, halkına, kendileri için düşünebileceklerinden çok daha fazlasını yapacağına ve tuttukları oruçların sevince dönüşeceğine ilişkin güvence verir: “Sevinç, coşku dolu mutlu bayramlar olacak... Daha birçok halk, O'na yalvarmak için çok sayıda halkla birçok ulus Yeruşalim'e gelecek” (8:19-23). Her dilden insanlar, Yahudiler aracılığıyla Tanrı’yı arayacaklar.