Üçüncü Sürgün Öncesi Dönem
Ele Alınan Bölümler: Yunus - Nahum - Sefanya, Yeremya |
Okunması Önerilen Bölümler: Yunus; Nahum 1:2 - 2:3; Habakuk 2:3-4; 3:16-19; Sefanya 3:8-20; |
On oymaktan oluşan kuzeydeki İsrail krallığının başkenti olan Samiriye M.Ö. 722’de Asurlu istilacılara yenik düştü (2Kr.17). Günahları ve Tanrı’nın peygamberlerinin kendilerini tövbeye çağırmalarını dinlemeyi inatçı bir şekilde reddetmelerinin bu trajik sonuçları aslında, güneydeki Yahuda krallığı için çok açık bir ders olmalıydı, ama onlar da aynı itaatsizlik içinde tepe taklak felaketlerin içine yuvarlandılar.
Tanrı bir kez daha peygamberler gönderdi. Bu kez Yahuda’yı uyarmaları için onları Yeruşalim’e (Kudüs) gönderdi. Ulus yıkımın eşiğindeydi ve peygamberlerin konusu yine gazap ve yargıydı. Ne var ki bu durum, İsrail oğullarına verilen Tanrısal sözler boşa çıktı anlamına gelmeyecekti. Tanrı eski vaadini sadece yenilemekle kalmadı, onu öylesine açtı ki, adına “Yeni Bir Antlaşma” dedi (Yer. 31:31).
2. Krallar’ın son bölümleri, Yeruşalim’in düşüşünden önceki yılların üzücü tarihini kaydeder. Monoton bir düzenlilikle, İsrail’in hemen hemen her kralını tanımlamak için kullanılan sözcüklerin bu kez Davut’un soyundan gelen Yahuda kralları için kullanıldığını görüyoruz: “Tanrı’nın gözünde kötü olanı yaptı” (21:2, 20; 23:32, 37; 24:9, 19). Bu dönemde putperest kralların içinde tek istisna, tapınağı onarması ve radikal reformları ile büyük bir değişiklik yaratan Yoşiya’ydı:
Ne ondan önce, ne de sonra onun gibi candan ve yürekten var gücüyle RAB’be yönelen ve Musa’nın yasasına uyan bir kral çıktı (2Kr.23:25).
Tapınağın onarımı sırasında, başkâhin “RAB’bin Tapınağı’nda Yasa Kitabı’nı buldu” (2Kr.22:8). Kral kitabı okudu ve Tanrı’nın sözünü bu kadar uzun süre ihmal etmekten ötürü başlarının iyice dertte olduğunu anladı. Üzüntü ve tövbe içinde halkı Tanrı’nın önünde bir antlaşma yapmaya yöneltti:
...RAB’bin yolunu izleyeceğine, buyruklarını, öğütlerini, kurallarını candan ve yürekten uygulayacağına, bu kitapta yazılı antlaşmanın koşullarını yerine getireceğine ilişkin RABbin huzurunda antlaşma yaptı. Bütün halk bu antlaşmayı onayladı (2Kr.23:3).
Ama bu reformlar çok geç yapılmıştı ve yeterince derinlere erişememişti. Yoşiya’nın doğru liderliği sadece bir tek nesil sürdü. İşlenen suçun hükmü Yargıç tarafından verilmişti ve cezanın yerine getirilmesi sadece an meselesiydi (2Kr.23:26-27).
İsrail’in krallarının bu tarihinden bir şeyler öğrenmeliyiz. Bu uzun ve sık sık da tekrarlarla geçen tarihin kaydedilmesinin nedeni de zaten buydu. “Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazıların verdiği cesaretle ümidimiz olsun diye yazıldı” (Rom.15:4).
Bu olaylar, başkalarına ders olsun diye onların başına geldi ve çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi (1Ko.10:11-12).
Bu nedenle, krallar çağı hakkında biraz görüş kazanmamız gerekiyor. Bu kitapların bir bütün olarak düzenlenişini anlamak için bir kitaptan diğerine geçişin aynı zamanda bir önemli önderdenöbürüne geçiş olduğunu da anlamamız gerektir:
Bu 7’nci yüzyılda yazılan ‘kısa peygamberlik kitapları’ Nahum, Habakuk ve Sefanya’ydı. Bu çalışmaya Yunus’u da dahil edeceğiz, çünkü Yunus ve Nahum, Ninova’ya gönderilen peygamberlerdi. Bu dönemin ‘uzun peygamberlik kitabı’ da Yeremya’ydı. Her biri Tanrı’nın işleriyle ilgili özel bir soruyu ele alır. Günümüzdeki inanlılar da aynı kafa karıştırıcı sorularla karşı karşıyadırlar.
Yunus – Tanrı halkına zulüm eden zalim yönetimlere karşı tutumumuz ne olmalıdır? Tanrı gerçekten Kendi mesajını onlara götürmemizi istiyor mu?
Nahum – Tanrı’nın merhameti sonsuza dek sürer mi? Ya, kötüler üzerindeki adil yargısı ne olacak?
Habakkuk – Tanrı, günah işleyen halkını cezalandırmak için nasıl olur da onlardan daha çok günahlı başka bir halkı kullanır?
Sefanya – Tanrı bizi gerçekten seviyor mu? Tanrı bizden ne bekliyor? Yaşadığımız şeylere bir baksana!
Yeremya – Eski konumumuza gelebilmemiz için bir ümit var mı? Yara iyileştirilebilir bir yara mı? Yoksa bu durum Tanrı için bile mi çok zor?
Bütün bu soruların yanıtları, nihai olarak Tanrı’nın değişmez amacını yerine getirme vaadinin yenilenmesinde görülür. En karanlık günlerde, bütün ümitler kayıp gözüktüğünde ve yargı kaçınılmaz göründüğünde bile Tanrı’nın sadakatine güvenilebilinir. Rabbin gayreti, lütuf ve sevgi amaçlarının hepsini yerine getirecektir.