Çünkü Tanrı'nın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünyasal arzuları reddedip şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor. Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz. Mesih bizi her suçtan kurtarmak, arıtıp kendisine ait, iyilik etmekte gayretli bir halk yapmak üzere kendini bizim için feda etti. Bunları tam bir yetkiyle bildir, dinleyenleri isteklendir, günahlı olanları ikna et. Hiç kimse seni küçümsemesin.
Yöneticilerle yönetimlere bağlı olmaları, söz dinlemeleri ve iyi olan her şeyi yapmaya hazır olmaları gerektiğini imanlılara anımsat. Kimseyi kötülemesinler. Kavgacı değil, uysal olsunlar. Herkese her zaman yumuşak davransınlar. Çünkü bir zamanlar biz de anlayışsız, söz dinlemez, kolay aldanan, türlü arzulara ve zevklere köle olan, kötülük ve kıskançlık içinde yaşayan, nefret edilen ve birbirimizden nefret eden kişilerdik. Ama Kurtarıcımız Tanrı iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça göstererek bizi kurtardı. Bunu doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi merhametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla ve Kurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimize bol bol döktüğü Kutsal Ruh'un yenilemesiyle yaptı. Öyle ki, O'nun lütfuyla aklanmış olarak umut içinde sonsuz yaşamın mirasçıları olalım.
Tit 2:11-3:7
Diyelim ki bir katilim... Cinayet işledim, yakalandım, yargıcın önüne çıkarılıp suçlu bulundum; ama benim yerime cezamı ödeyen biri araya girdi. Suçlu olduğum halde beraat ettim, aklandım! Bana yeni bir başlangıç sunuldu. Neden? Çünkü Tanrı beni seviyor! Şimdi ben adliyenin kapısından çıkar çıkmaz, hayata yeniden başlayabilirim. Muhabirlerden biri bana soruyor: 'Beyefendi, ya tekrar suç işlersen?'
Ne zaman lütfu kavrasak, şu soru her zaman sırada bekliyor: Bizi tekrar suç işlemekten ne alıkoyabilir?
Hristiyanlık bir din değil, bir ilişkidir! Bizde kutsal bir yasa yok ki! Kural yok!
Kutsal Yasa'nın yönetimi altında değil, Tanrı'nın lütfu altındasınız.
Rom 6.14
Babamız Tanrı bunu da düşünmemiş miydi acaba? 'Zavallı, günahlı çocuğum. Seni kendime yaklaştırıp sevdim.... Yeniden doğuş yıkamasıyla yıkadım seni, kendi merhamet kremimi sürdüm üzerine, Kutsal Ruh'u bol bol döktüm üzerine. Şimdi git ve günah işleme!’
Bizi bırakır bırakmaz ver elini çamur; çünkü doğduk doğalı günaha yatkınız. Hayat boyunca öğrendiğimiz bir alışkanlık bir gecede yok olur mu? Olmaz. Bize bir eğitmen lazım. Özel bir öğretmen; yanımızda kalıp bize Tanrı yolunu gösteren bir rehber.
Pavlus burada Tanrı'nın bize böyle bir eğitmen verdiğini söylüyor. Adı lütuf! Lütuf öğretmenim!
Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünyasal arzuları reddedip şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor.
Tit 2:12
Lütuf bize günaha hayır demeyi öğretiyor! Dindarlıkta, o din sana hayır diyor. Bunu yapabilir miyim? Hayır yasak! Bunu? Yasak! Ne yazık ki, bazı Hristiyanlar bile böyle kurallar altında yaşıyorlar, sanki o şekilde Tanrı yoluna yaraşır bir yaşama kavuşacaklarmış gibi! Onlar ciddi yüzlü, azıcık pişmanlık içinde yaşayan insanlar. Arkadaşların 'Partiye gelir misin?' diye sorduklarında, ‘Hayır, partiye gitmek bize yasak. Parti günah. Keşke, ne yazık ki....’ derler. Yav kardeşim, Mesih'te sevincin nerede?
Fakat tam tersine, lütuf bize hayır demeyi öğretir.