Özellikle sünnet yanlıları bunlardandır (1.10)
Yeni Antlaşma zamanında seyyar, bağımsız, sözde öğretmenler kiliseleri dolaşarak herkesin sünnet olmasını istiyorlardı. Asıl mesele şu ki; sırf Mesih'e iman etmek yetmiyormuş gibi, O imana bir şeyler ilave etmelisiniz. Pavlus buna karşı çıkıyor.
Kuralcılık seni de kiliseyi de zehirler.
Kuralcı, yobaz insanlar genel olarak ekşi suratlı, somurtkan, aksi, tatsız, yargılayıcı olurlar. Bu hoş değil. Eğer sürekli dindarlıkla ilgili şeyler düşünürsen, böyle biri olursun.
Tanrı'nın lütfu ise, özgür, sevinçli, yüzü parlak, iyi meyveli, hoş insanları yaratır.
Müjde tohumuna, Kutsal Ruh'a güvenmemiz lazım. Müjde tohumu bir insanın yüreğine girer girmez çalışmaya başlıyor. Kutsal Ruh bizi suluyor ve yeşertiyor.
Çeşitli garip öğretilerin etkisine kapılıp sürüklenmeyin. Yüreğin yiyeceklerle değil, Tanrı lütfuyla güçlenmesi iyidir.
İbr 13:9
Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, "Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı" dediler. "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?"
Yuh 8:3-5
Yobaz insanlar ne kadar hoş, değil mi? Kadını sevmiyorlar, kuralları seviyorlar. Dindarlık hep böyledir; insanla ilgilenmiyorum, kendimi haklı çıkarmakla meşgulüm.
Dindarlık insanları öldürür. Bu kadının kurtuluş şansı yok. Onun kurtulmasını da istemiyorlar. Cezasını çekmesini istiyorlar.
Dindarlık günahkar insanlara kurtulma şansı vermez ve 'iyi' insanları çirkin bir yobaz haline getirir. Her ne ise, bir zehir yani!
Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, "Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?" diye sordu. Kadın, "Hiçbiri, Efendim" dedi. İsa, "Ben de seni yargılamıyorum" dedi. "Git, artık bundan sonra günah işleme!"
Yuh 8:6-11
İsa'nın tepkisi bambaşkaydı. Kadına lütuf, ilgi ve sevgi gösterdi. Burada önemli olan şey nedir; kadın! Tanrı'nın benzeyişinde yaratılan kadın! Ferisiler kadınla konuşmadılar. İsa kendisiyle konuşuyor. İsa da günahtan hoşlanmıyor, kutsallık istiyor. 'Git, artık bundan sonra günah işleme' dedi.
Sizce hangi yaklaşım kadına daha çok dokunacaktı? Yumuşak, anlayışlı, sevgiyle dolu olan mı, yoksa katı, kuralcı, bağnaz olan mı?
Lütuf alınca değişti mi kadın? Bilemiyoruz. O karar senindir. Benimdir.
İsa kadına bir kader kurbanı olarak hitap etmedi. ‘Zavallı çocuğum, zina etmek senin kaderindir’ diye bir şey yok! ‘Git, artık bundan sonra günah işleme!’ Suç sende, iradenle seçim yap.
Peki, bu hikayede sen kimsin?
Pavlus, yeni kurulmuş kiliselere diyor ki: ‘Kuralcı öğretmenlerden uzak durun. Tanrı'nın lütfunu kabul etmeye devam edin. O sağlıklı bir gıda ve hayatlarınızda iyi meyve üretecek.’