Yaşam Kilisesi

Yaşam Kilisesi’ni 2011 yılında başlattık. Çok yeni! Halen kilise kurma takımımız önderlik etmekte. Ne zamana kadar? Tanrı'nın çağrılmış, meshedilmiş, Ruh'la ve önderlik armağanlarıyla donatılmış kilise önderleri ortaya çıkana kadar. Onlar belli olana kadar.

O zaman bir ihtiyar takımı atanacak ve o ihtiyarlar kiliseye önderlik edecek. Ne zaman? Bilemiyorum.

İşte o zaman yaşamak istediğim problem ne, biliyor musunuz?

Çok fazla gayretli, gözü pek, Ruh'la dolu, kiliseyi seven, karakterli, itibarlı adamlar! O durumda ne yapacağız? Bazıları şimdi ihtiyar olacak, bazıları ilerde ihtiyar olacak ve bazıları yeni kiliseler kurmak üzere yetiştirilip gönderilecek! Harika bir problem, bunu bekliyorum!

Yeni Antlaşma’da kilise önderliğiyle ilgili 3 kelime kullanılmaktadır:

  1. Presbuteros – ihtiyar

  2. Episkopos – gözetmen

  3. Poimenas – çoban ya da önder

Hepsi bir diğerinin yerini alabilir. Hepsi aynı kişiyi tarif eder.

İhtiyar

Musevilikten türeyen bir sözcüktür. Her köyde bir ihtiyar heyeti var ya, onun gibi.

Yaşla ilgili değil; olgunlukla ilgili. Tanrısal karakterle ilgili. İhtiyarlar itibarlı, sözü geçen, etki gösteren, saygıdeğer adamlardır.

Türkçe’de 'ihtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü' diye bir söz olduğunu biliyorum.

Türkçe’de ihtiyar kelimesinin yaşlı bir adamı çağırıştırdığını da biliyorum.

Halbuki Davut'un hikayesinde gördüğümüz gibi, Tanrı her zaman en yaşlı olanı çağırmaz. Büyüklere saygı göstermemiz gerekiyor mu? Gerekiyor; ama kilisedeki önderlik farklı. Fark var!

Bu kelime her zaman çoğul halde kullanılır. Yeni Antlaşma’da çoğunluk hakim.

Tanrı üçlü birlik olarak var oluyor. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Hepsi eşdeğer. Hepsi Tanrı. Hepsi aynı seviyede bulunuyor; ama Oğul ve Ruh Baba'ya boyun eğer, değil mi? Hiç bir zaman 'Baba Oğul'a boyun eğsin' diye bir kavramla karşılaşmıyoruz Kutsal Kitap’ta. Onlar mükemmel bir takım.

Biz de ihtiyar takımlarımızda O'na bezemek istiyoruz. Bir takım var. Birbirimize saygı duyar, dinler, severiz. Bu hiyerarşi değil; fakat eşit kardeşler arasında bir takım önderi olsun. Bu kilise öyle olacak.

Bu kelime kişinin karakterini tarif eder. Kişinin kim olduğundan bahseder.

Yeni Antlaşma’da kilisedeki önderliği tarif ederken en çok kullanılan kelime ihtiyardır.

Gözetmen

Bu kelime Yeni Antlaşma’nın Grek kültüründen gelir ve önderlerin ne yaptığını tarif eder. Bu fonksiyonla ilgilidir. Aslında o zamanlarda bu kelime baş kahyanın görevini betimlerdi. Bir evde hizmetçiler arasında en önde gelen hizmetçi, her gün ev sahibiyle görüşerek günün yapılacak görevlerini öğrenirdi. Sonra bütün hizmetçilere görevlerini dağıtırdı.

Bu güzel bir resim. Ev sahibi kim? İsa Mesih. Bu onun evi. Hepimiz O'nun hizmetçileriyiz. Gözetmenler kiliseyi düzenlerler. Hizmetçiler arasında bulunup, hizmetlerimize önderlik ediyorlar, şekillendiriyorlar.

Çobanlar

Buradan 'pastör' kelimesi türer. Çobanlar ne yapıyorlar; sürüyü hem besliyorlar, hem koruyorlar, hem buradan oraya yönlendiriyorlar.

İsa Mesih bizim Baş Çobanımızdır. O bize bakıyor! Her sürüde O'nun altında çalışan çobanlar da lazım.

Bu kelime Yeni Antlaşma’da sadece bir defa isim halinde gözüküyor.

Kendisi kimini elçi, kimini peygamber, kimini müjdeci, kimini önder (çoban) ve öğretmen atadı.

Efes 4:11

Burada çeşitli önderlik armağanlardan söz edilir ve onların arasında Çoban (Önder) kelimesi var.

Geri kalan örneklerde hep fiil halinde gözükür. Yani sürüyü güdün, çobanlık yapın.

Benim tercihim

Benim tercihim, ihtiyar kelimesi ya da önder kelimesi.

Yeni Antlaşma’ya göre ihtiyar en yaygın olan ve en anlamlı kelimedir. Kişinin karakterini tarif eder. Sadece çoğunluk halinde kullanılır. Bu kilisede, Rab’bin istediği zamanda, bir ihtiyar takımı olsun.

Bu kültürde ihtiyar kelimesi daha çok yaşla ilgili olduğundan, sokaktaki adama biraz tuhaf geldiğinden, önder ya da lider kelimelerini kullanabiliriz. Önderlik takımı, liderlik takımı gibi.

Pastör kelimesiyle ilgili çekincelerim

Böyle bir durum asla olmasın bu kilisede! İsa Mesih ihtiyaçları karşılasın ve kilise üyeleri birbirine baksınlar! Bu 'Bir kilise bir pastör' sistemi yüzünden kiliseler büyüyemezler; çünkü pastör herkesin ihtiyacıyla ilgilenmekle meşguldür: Pastör! Belim ağrıyor! Benim için dua eder misin? Pastör! Dişim ağrıyor, çeker misin?