Önsöz

Yaşlı Elçi Pavlus, genç emektaşı Titus'la beraber Girit adasında bir müjdeleme turunu tamamladıktan sonra Titus'u 'Geri kalan işleri düzene sokman ve sana buyurduğum gibi her kentte ihtiyarlar ataman' (1.5) amacıyla Girit'te bırakarak Makedonya'ya geçti. Oradan, Titus'a bu teşvik edici mektubu yazdı. Pavlus'un amacı, her zamanki gibi, sadece İsa Mesih'le ilgili olan müjdeyi paylaşmakla kalmayıp, yeni imanlıları her kentte imanlı toplulukları olarak, yani kilise cemaatleri olarak toplamaktı.

Bu kısa ve öz mektupta, kilisenin içinde bulunduğu kültürde nasıl davranması gerektiği anlatılır. Kilisedeki önderlerin nasıl bir karaktere sahip olmaları, kilise üyelerinin evlilikte ve aile içi ilişkilerinde nasıl davranmaları, işverenlere karşı nasıl saygı göstermeleri gerektiği anlatılır. Söz konusu olan şey, davranışlarımızla, doğruluğumuzla 'Kurtarıcımız Tanrı'yla ilgili öğretiyi her yönden çekici kılsınlar' (2.10) düşüncesi olmalıdır.

Bunların hepsi zorla kabul ettirilen kurallara uyarak değil, Tanrı'nın içimizde çalışan lütfuna dayanarak yerine gelir. Aslında Pavlus müjde tohumunu ekti ve o tohum şimdi filizlenip yeşeriyor, Tanrı'ya ait, 'iyilik etmekte gayretli bir halk' (2.14) olarak ortaya çıkıyor. Böylelikle, Mesih'te olan lütuf sayesinde, bu halk ile içinde bulunduğu kültür arasında kocaman bir fark var! Tanrı'nın halkı büyüdükçe o kültürü olumlu bir şekilde etkiler.

Bu mektubun, yeni oluşan bir topluluklar olarak, bize anlatacağı birçok vazgeçilmez nokta var. Titus'a yazılan mektubu çalışarak, Tanrı'nın seçilmiş halkı olarak İstanbul'da nasıl yaşamamız gerektiğini hep birlikte öğreneceğiz. Bu yolculuğumuza katılın.