Peygamberler
Tanrı’nın kendisini açıklaması değişik dinlerde farklı şekillerde yorumlanır.[1] Hristiyan inancında vahiy genel olarak ikiye bölünür: genel vahiy ve özel vahiy. İhsan Özbek genel vahyi şöyle tanımlar:
Tanrı’nın Kendisini doğada, tarihte, dünyanın gidişinde ve insan vicdanına açıklamasına Genel Vahiy adı verilir. Bu tür vahye “genel” denmesinin nedeni yeryüzündeki her insana yönelik olması, her zaman ulaşılabilir olmasıdır.[2]
Buna karşın özel vahiy, Tanrı’nın kendisini bize gözlem veya kendi fikrimizle tasarlayamayacağımız yolla açıklamasıdır. Özbek özel vahiy hakkında şöyle yazar:
Özel Vahiy adı, bu vahiy türünün bütün insanlar tarafından her koşulda elde edilebilir bir vahiy olmadığını ve özel olarak kurtuluşla ilişki olduğu anlatır. Bu vahiy türü doğası gereği, Tanrı’nın Kendisini çeşitli yollarla açıklamasıyla gerçekleşir.[3]
İbraniler 1:1-2 ve 2. Petrus 1:20-21 ayetleri de bize Tanrı’nın insanlarla iş birliği yaparak kendini açıkladığını gösterir. İnsanlar yazdıklarını kendi istekleriyle değil, Tanrı’nın Ruhu’nun yönlendirmesiyle yazdılar. Rab onların kişisel deneyimlerini, kelime haznelerini ve anlatım tarzlarını kullanarak kendini açıkladı. Bundan dolayı Kutsal Kitap’ın 66 kitapçığında değişik yazı ve ifade tarzları, farklı odak noktaları görüyoruz. Bazı yerlerde Yahve sözlerini dikte etmişse de, genel olarak yazılan sözler insani bir süzgeç olan peygamberin aklı, ağızı ve ellerinden geçirip yazılmıştır. Buna ek olarak Kutsal Kitap’ın bazı yerlerinde bir redaktörün izlerini de görürüz. Bunların da Tanrı’nın Ruhu tarafından yönlendirildiğini varsayabiliriz.
Kutsal Kitap’ta verilen bilginin, ilerleyen sayfalarda geliştiğini görüyoruz. İlk kaleme alanlarda sonraki dönemlerde yazanların fikirlerinin temellerini, tohumlarını buluruz. Sonradan gelen yazarlar önceden gelenlerin fikirlerini netleştiriyor, derinleştiriyor. Bu fikirlerin gelişimini “vahyin gelişimi” olarak tanımlarız. Zaman geçtikçe, Tanrı kendisini insanlara daha çok açıklıyor. Vahyin doruk noktası ise, Tanrı’nın beden alıp İsa Mesih olarak aramızda yaşamasıdır. İsa Mesih’ten sonra gelen yazarlar, bu nihai vahyin açıkladığı öğretileri, yarattığı etkiyi ve bunlardan kaynaklanan uygulamaları kaydeder. Vahiy Yuhanna’nın yazıları ile son bulur.[4]
Vahyin gelişiminde dikkat edilmesi gereken bir unsur vardır: Vahyi kaleme ilk döken peygamber veya yazar, sonradan gelen peygamber veya yazarın bildiklerini onun bildiği haliyle bilmezdi. Örneğin, Davut’un elinde Tevrat’ın beş kitabının yanı sıra Musa’nın Duası (Mez. 90), Yeşu ve belki Hâkimler ve Eyüp’ün şiirsel bölümleri bulunuyordu.[5] Davut, Yeşaya’ya bildirilen İlahi Oğul’un tek kişi olarak hanedanını sonsuza dek süreceği vahyini (Yşa. 9:1-7) bilmiyordu. Ancak, Yahve’nin Davut ile yaptığı hanedanının sonsuza dek süreceği antlaşması (2Sa. 7; 1Ta. 17) olmadan Yeşaya’nın İlahi Oğul hakkındaki bildirisinin neden var olduğu anlaşılamaz.[6]
Vahyin gelişimini anlamak doğru bir yoruma varmak için çok önemlidir, çünkü her bölüm önce kendi bağlamında yorumlanmalıdır. Bölüm ancak özgün anlamı tespit edildikten sonra, sonradan bildirilmiş vahiyler ile karşılaştırılmalı.[7] Bunun için bölümün ne zaman, kime ve hangi koşullarda ve hangi tarihi bağlamda bildirildiği tespit edilmelidir. Bu bağlamlar tespit edilmedikçe özellikle Eski Antlaşma’daki bazı bölümler uygunsuz kullanılabilir.[8] Ayrıca vahyin gelişimi takip edilirse, Tanrı’nın bilgeliği ve görkemi daha net görülür, çünkü vahiylerin arasındaki ilahi bağlantılar daha net ortaya çıkar.
Vahyin gelişimi en net Eski Antlaşma’daki peygamber kitapçıkları sırasına göre çalışıldığında görülür. Kutsal Kitap’taki Yeşaya’dan Malaki’ye 16 kitapçık tarihi sıralarına göre sıralanmamıştır. İbranice sıralamasında,[9] “Peygamberler” bölümünde Krallar kitapçığından sonra sırasıyla üç uzun (veya “büyük”) peygamber (Yeşaya, Yeremya, Hezekiel) gelir, sonra tek tomarda on iki kısa (veya “küçük”) peygamber aşağı yukarı yazılış sıralarına göre sıralanır. Daniel ise “Yazılar” bölümünün sonlarına doğru Ester’den sonra ve Ezra’dan önce yer alır.[10] Günümüzde Kutsal Kitap’ta kullanılan, İ.Ö. ikinci yüzyılda düzenlenmiş Grekçe çevirisi Septuaginta’daki sıralamada, Daniel’in peygamber olarak öneminden dolayı onun kitapçığı üç uzun peygamberlerin yanında yer alır. On iki kısa peygamberin sıralaması İbranicedeki sıralamayla aynıdır. Ama kısa peygamberlerin bazıları aslında uzun peygamberlerden önce yazılmıştır. Aşağıdaki tabloda peygamberler hizmet dönemlerine göre sıralanmıştır:[11]
İsim | Gönderildiği halk | Peygamberlik ettiği yıllar |
---|---|---|
Yoel | İsrail ve Yahuda krallıkları | İ.Ö. 700’lü yıllar |
Hoşea | İsrail (Kuzey Krallık) | İ.Ö. 793-722 |
Amos | İsrail (Kuzey Krallık) | İ.Ö. 792-752 |
Yunus | Asur (Ninova) | İ.Ö. 745 |
Yeşaya | Yahuda (Güney Krallık) | İ.Ö. 739-686 |
Mika | Yahuda (Güney Krallık) | İ.Ö. 733-701 |
Nahum | Asur (Ninova) | İ.Ö. 645 |
Sefanya | Yahuda (Güney Krallık) | İ.Ö. 636-627 |
Habakkuk | Yahuda (Güney Krallık) | İ.Ö. 626-590 |
Yeremya | Yahuda (Güney Krallık) | İ.Ö. 627-580 |
Hezekiel | Sürgündeki Yahudalılar | İ.Ö. 597-573 |
Ovadya | Edom | İ.Ö. 586 |
Daniel | Babil | İ.Ö. 606-530 |
Hagay | Sürgünden dönen Yahudalılar | İ.Ö. 520 |
Zekeriya | Sürgünden dönen Yahudalılar | İ.Ö. 520-480 |
Malaki | Sürgünden dönen Yahudalılar | İ.Ö. 515-415 |
Bu tablo hakkında burada üç not düşülmeli: İlkin, Yoel’in 8. yüzyılda tam olarak ne zaman hizmet ettiği net tespit edilemiyor. Sıralamada Amos’tan önce gelmesi bazı yorumcular tarafından Amos’tan önce peygamberlik etmesi olarak yorumlanır.[12] Yoel’i tablomuzda ilk sıraya koymamızın nedeni, onun hem Amos hem de Hoşea’dan önce hizmet etmiş olabilme olasılığıdır.
İkinci olarak, Yunus büyük olasılıkla İ.Ö. 745’te Ninova’ya gönderildi. Kitapçığın metni, Yunus tarafından yazılmış olmadığını ve ancak İ.Ö. 720-630 yılları arasında yazıldığını destekler.[13]
Üçüncü olarak, bazı yorumcular Ovadya’nın kısa peygamberler arasındaki ilk peygamber olduğunu öne sürüp bildirilerini Yoel ile 8. yüzyıla tarihlendirir. Ancak Ovadya’nın içeriği daha çok Yeruşalim’in yıkılış dönemine uyduğundan dolayı ve Yeremya’dan olması muhtemel alıntılar içerdiğini göz önünde bulundurarak (krş. Ova. 1-6 ile Yer. 49:7-22) kaleme alındığı tarih olarak İ.Ö. 586 yılı tercih edilir.[14]
Peygamberlik kitapçıklarını bu sıralamaya göre çalışırsak, Tanrı’nın vahyindeki yenilikleri veya eski fikirlerin derinleşmesini takip etmek çok ilginç sonuçlar ortaya çıkarır. Peygamberlerin tebliğ ettikleri yargıların ve vaatlerin hepsi Levililer 26 ve Yasa’nın Tekrarı 28 ve 30:1-10 bölümlerinde sıralanan lanetlerin ve bereketlerin açılımıdır. Aslında her peygamberi okumadan önce bu bölümlerin okunması önerilir.
Aşağıda her peygamberin vahyin gelişimine eklediği içerikler listelenmiştir. Bu liste eksiksiz değildir; en dikkat çeken öğretiler burada kaydedilmiştir. Okuyucularımıza bunu bir başlangıç noktası olarak görerek, kendi çalışmalarıyla peygamberlerin diğer katkılarını da araştırmalarını öneririz.
Yoel’in vahyin gelişimine eklediği en önemli konu “Yahve’nin Günü” kavramıdır. Yahve’nin Günü hoş bir gün olmayacaktır. Yıkım günüdür (Yoe. 1:15), zifiri karanlıktır (Yoe. 2:2), korkunç bir gündür (Yoe. 2:11). Yahve’nin bu korkunç Günü’nün ardından Yahve’nin tüm insanların üzerine Ruhu’nu dökeceği vaadi (Yoe. 2:28-32) Yoel’in kilit bildirimidir.
Hoşea’nın bildirisinde iki temel anafikir vardır. İlkin, İsrail’in Yahve’den uzaklaşmasını zina ile eşit kılan ilk peygamber Hoşea’dır. Kendini halkı tarafından aldatılmış koca olarak görüyordur ve bunu Hoşea’nın hayatı ile somutlaştırır (bkz. Hoş. 1–3). Yahve’nin yaşadığı acı, hayal kırıklığı ve bunlardan doğan öfke Hoşea’nın yaşadıkları aracılığıyla çok net görülür. Zina kavramı özellikle Yeremya ve Hezekiel tarafından ele alınır ve derinleştirilir. İkinci olarak, Hoşea İsrail halkının Asur tarafından vaat edilen topraklardan sürüleceğini ilk kez bildiren peygamberdir (Hoş. 9:3).
Amos’un vurguladığı konu sosyal adalettir. Özellikle İsrail halkının yoksulları hor görmesi, yargıyı saptırmaları, birbirlerini kullanmaları, haksız yere kazanç sağlamaları, sırf kendi çıkarlarını kollamaları öne çıkarılır (Amo. 2:6-8; 5:7,10,12; 8:5-6). Halk lükse, alkole ve şehvete düşkün hale gelmiştir (Amo. 2:7c; 4:1; 6:1-6). Bu durumun RAB’bin sözlerinin unutulmasının sonucu olduğu tespit edilir (Amo. 2:11-12). Yahve’nin yoksullara duyduğu ilgi, yoksullar için düşünceleri, muhtaçlara gösterdiği merhamet zaten Tevrat’ta net açıklanmıştır. Amos bunların ihmal etmenin sonucunun Yahve’den uzaklaşmak olduğunu bize açıklar.
Yunus kitapçığı bize Yahve’nin diğer halklar için yüreğini gösterir. Yahve kendisine düşman olan halkları bile kendisiyle barıştırmak istiyordur. Kitapçığın anahtar ayeti 4:2’dedir. Yunus, Yahve tövbekâr Ninova’ya merhamet ettikten sonra şöyle dua eder: “Ah, ya RAB, ben daha ülkemdeyken böyle olacağını söylemedim mi? Bu yüzden Tarşiş’e kaçmaya kalkıştım. Biliyordum, sen lütfeden, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin, cezalandırmaktan vazgeçen bir Tanrı’sın.” Yunus burada Mısır’dan Çıkış 34:6-7’yi alıntılıyor ve bu sözleri ilk defa Yunus İsrail’den başka bir halk için kullanıyor.
Yeşaya’ya “peygamberlerin prensi” olarak hitap edilir. Bu hem onun kraliyet ailesinden olmasıyla[15] ilgili bir göndermedir hem kitapçığın edebi kalitesine yapılan vurgudur hem de beklenen Davut Oğlu hakkındaki bildirilerinden kaynaklanır. Beklenen Mesih hakkında en çok vahiy ileten peygamber Yeşaya’dır (Yşa. 7:14; 9:6-7; 11:1-12; 42:1-4; 49:1-13; 52:13–53:12; 63:1-6). Mesih’in ilahi doğası ilk olarak Yeşaya tarafından net bildirilir. Mesih’in günah sunusu olarak kesileceği de en net Yeşaya 53:10’da görülür. Beklenen Mesih’le ilgili olarak, Yeşaya ayrıca kitapçığın neredeyse üçte birini Yahve’nin diğer uluslar için tasarladıklarına ayırır. Tüm halkların kurtuluş ve doğruluk için tek umudu Yahve’dir (45:22). Tüm ulusların Yahve’ye tapacaklarını bildirir (19:16-20[16]; 45:23). Bunun yanı sıra Yahve’nin barış egemenliği (Yşa. 2:2-5; 9:6-7; 11:6-9) ile yeni gök ve yeni yeryüzü (Yşa. 65:17-25; 66:19-24) kavramları ilk defa Yeşaya’da geçer. Yakın geleceğe ilişkin, Yahuda’nın Babil’e sürüleceğini ilk defa Yeşaya bildirir (Yşa. 39:6-7).
Mika, Yeşaya ile aynı dönemde peygamberlik etmiştir. Onun kısa kitapçığında beklenen önderin ilahi doğası ve doğum yeri bildirilir (Mik. 5:2-5a). Mika’nın diğer bildirileri Yeşaya’dakilere çok benzer. Mika 6:8’de Tanrı’nın halkından beklentisini en net özetleyen peygamberdir:
Ey insanlar, RAB iyi olanı size bildirdi; adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız RAB sizden ne istedi?
Mika’nın sözleri (3:21), kendisinden yaklaşık 100 sene sonra yaşayan Yeremya’yı aynı bildirimler için idam edilmesinden kurtarır (bkz. Yer. 26:16-24).
Nahum Yahve’nin gayretini ve kıskançlığını vurgular. Yeşaya’da bildirilen Asur’un yargılanacağı yineler ve özellikle Ninova’nın zaptını ve yıkılışını önceden bildirir.
Sefanya Yahve’nin Yahuda ve diğer ülkeleri adaletle yargılayacağını vurgular. Bu yargıdan sonra Yahve’nin İsrail’in kurtuluşuna duyduğu sevinci en net vurgulayan peygamberdir (Sef. 3:14-17).
Yahve ile Habakkuk arasında bir soru cevap dizisini içeren bu kitapçık iki mücevher içerir. Hab. 2:4’teki “Doğru kişi sadakatiyle yaşayacaktır” ifadesi, Eski Antlaşma’nın diğer bölümlerinde (örn. Yar. 15:6) vurgulanan imanın önemini yine ön plana çıkartır. “Sadakatiyle” olarak çevrilen İbranice אֱמוּנָה (’emûnâ) kelimesi, Grekçede “iman” anlamına gelen πιστιϛ (pistis) kelimesi ile çevrilir. Sadakat ifadesi Eski Antlaşma’da kişinin Yahve’ye bağlılığını ifade eder. Bu bağlılık Yeni Antlaşma’da “iman” kavramı ile tanımlanır. Böylece kurtuluşun Yahve’ye sadakatten, imandan geçtiği net bir dille açıklanmıştır.[17]
İkinci olarak, Habakkuk 3:17-19 ayetleri bize Yahve’ye duyulan bu imanın en güzel duygusal ifadelerinden birini sunar. Habakkuk 2:4’teki tanımın şiirsel yorumudur.[18]
Yeremya kitapçığının çoğu Yahuda’nın ve dünyanın yargılanması ve bu yargının kesinliğiyle ilgilidir. Kendisinden önce verilen vahiyleri netleştirir. Yeremya ayrıca beklenen kralın ilahi doğasını vurgular (Yer. 23:1-8).
Yeremya vahyin gelişimine iki çok önemli konuyu ekler. Sürgünün yetmiş yıl süreceğini açıklayıp (Yer. 25:1-14), Yahve’nin sürgündekileri kutsayacağını vaat etmiştir (Yer. 29:1-23). İkinci olarak, Yahve’nin İsrail ile yeni bir antlaşma yapacağını ve bu antlaşmanın artık içsel olacağını, İsrail’in Yahve ile karı kocasını tanıması gibi bir ilişkiyi temel alacağını açıklar (Yer. 31:31-40).
Hezekiel, Yahve’nin Babil’e sürdüğü halka gönderilen bir peygamberdir. Yeruşalim’in düşüşünden önce görevlendirilir. Yahve’nin artık sürgündeki halkının arasında seyran olarak yaşadığını (Hez. 1; krş. Hez. 10:18-22; 11:22-23 ve 43:1-5) bize bildirir ve onların iyiliğini gözettiğini açıklar (Hez. 11:14-16). Hezekiel büyük olasılıkla bunu Yeremya’nın sürgünlere gönderdiği mektubu (Yer. 29:1-23) temel alarak iletir. Hezekiel ayrıca Yahve’nin Yahuda’yı cezalandırırken çektiği acıyı ve kararlılığı en net açıklayan peygamberdir (bkz. özellikle Hez. 24:15-27).
Yeruşalim’in düşüşünden sonra, Yahve Hezekiel aracılığıyla üç önemli meseleyi bildirerek vahyi geliştiriyor. İlk olarak yeni antlaşmanın nasıl etkin olacağını, yani İsrailoğullarının yüreklerini nasıl değiştireceğini bildiriyor: kendi Ruhu’nu İsrailoğullarının yüreklerine yerleştirerek (Hez. 36:26-27). Bu ifade Yoel kitapçığında vurgulanan “Rab’bin Ruh’un” gönderimini çağrıştırır (Yoe. 2:28-32).
Hezekiel ayrıca detaylı apokaliptik yazı (gelecekte olacak olayların bildirilmesi) içeren ilk peygamberdir. 38. – 48. bölümlerin tarzı klasik apokaliptik tarzıdır. 38. ve 39. bölümler Yahve’nin halkını gelecekte düşmanlarından kurtarmasını anlatır. 40. – 48. bölümlerde ise Yahve’nin kurtulmuş İsrail halkı için hazırladığı yeni tapınağın planları, ibadet yasası ve ülkenin İsrail boylarına dağıtımını içerir.
Hezekiel’in hizmeti Ovadya’nın vahyinden önce başladığından dolayı, Ovadya’yı burada ele alıyoruz. Ovadya’nın vahyi bildirmesi aslında Yeremya 39 ve Hezekiel 35 ile aynı tarihe denk geliyor. Ovadya’nın vurgusu, Yahve’nin halkına ihanet eden kardeş Edom’u yargılamasıdır. Malaki 1:2-3’teki, “Yakup’u sevdim, Esav’dan ise nefret ettim” ifadesinin temelini atar. Yahve’nin tüm ulusları yargılayacağını önceden bildirir.
Daniel teknik olarak Hezekiel’den önce hizmetine başlamışsa da Daniel 7’de başlayan görümler ancak Hezekiel’in hizmetinin bitişinden sonra Daniel’e verilmiştir. Daniel’deki anafikir, Yahve’nin tüm uluslara egemen olmasıdır (bkz. özellikle Dan. 4:34-35’teki Nebukadnessar’ın ifadesi). Nebukadnessar’ın (Dan. 2) ve Daniel’in (Dan. 7–12) rüyalarında gelecekle ilgili bildirilenler tarihin gidişatını belirleyenin Yahve olduğunu gösterir. Özellikle Daniel 9:22-27’deki “70 hafta” bize Mesih’in ne zaman geleceğini bildirir.[19] Daniel’e verilen vahiyler o kadar detaylıdır ki (özellikle Ptolemiler ile Selefkiler arasındaki çekişmeleri anlatan 11. bölüm), bazı yorumcular bu bölümlerin Daniel yazılmadığını, İ.Ö. 1. yüzyılda bir düzeltmen tarafından eklendiğini öne sürer.[20] Ancak bu detaylar Yahve’nin dünya için belirlediği hükmünün kanıtı olarak yorumlanmalıdır. Daniel kitapçığının son ayeti 12:13, ölümden diriliş umudunun Eski Antlaşma’da görülen en net ifadesidir.
Hagay’ın bildirdiği vahyin çoğu, kendi döneminde yaşayan halkı tapınağın inşaatına yeniden başlamaya teşvik etmeye odaklıdır. Rab Hagay aracılığıyla vahyin gelişimine iki önemli fikir ekler. Hagay 2:6-9’da, “Yeni tapınağın görkemi öncekinden daha büyük olacağı” bildirilir. Rab bu tapınağı özel bir şekilde kutsayacağını (genel olarak bu vaadin İsa Mesih’in tapınağa gelmesiyle gerçekleştiği varsayılır) ve Davut’un soyunun Şealtiel oğlu Zerubbabil ile devam edeceğini (Hag. 2:20-23) açıklar.
Zekeriya, beklenen Mesih’ten Yeşaya haricinde en çok bahseden peygamberdir. Zekeriya, Yeşaya’yı ve Yeremya’yı temel alarak, Mesih’e “Dal” olarak hitap eder (Zek. 3:8; 6:12). Mesih’le ilgili önceden bildirilen vahiyler arasında en önemlileri Zekeriya’da yer alır: Mesih hem kral hem kâhin olacaktır (Dal; Zek. 6:9-15), kralın alçakgönüllülük ve esenlik içinde gelecektir (Zek. 9:9), tüm dünya üzerinde hüküm sürecektir (Zek. 9:10), İyi Çoban 30 gümüşe satılacaktır (Zek. 11:12), 30 gümüş para çömlekçiye atılacaktır (Zek. 11:13), Mesih deşilecektir (Zek. 12:10), çoban vurulacak koyunlar dağılacaktır (Zek. 13:7), Mesih Zeytin Dağı’nda durup halkını kurtaracaktır (Zek. 14:3-5).
Malaki genel olarak kendi dönemindeki asi Yahudi halkına Yahve’ye dönme çağrısında bulunur. Vahyin gelişimine gelince, Malaki aracılığıyla boşanmadan tiksindiğini (Mal. 2:13-16), “habercinin” gelip halkını yargılayacağını (Mal. 3:1-5) ve beklenen Mesih’ten önce “İlyas”ı göndereceğini (Mal. 4:5-6) bildirir.
Gördüğümüz gibi, Yahve halkına kişiliği ve planı hakkındaki bilgileri bir anda “indirmemiştir”. Buna karşın kendisini ve yapacaklarını yavaşça, parça parça açıklamıştır. Kendisi hakkındaki vahyi yaklaşık 1000 sene boyunca geliştirir. Her peygamberin önceki peygamberin vaadini temel alarak vahyi derinleştirdiğini ve netleştirdiğini gördük. Yeni Antlaşma’daki yazılar bu tanrıbilimsel gelişimi daha da derinleştirip netleştirir. Bu süreci göz önünde bulundurmamızın bize vaazlarımızı ve Kutsal Kitap çalışmalarımızı hazırlarken yardımı olacak ve bizi daha iyi bir yorumu temel alarak daha doğru öğretiye ve bundan çıkarılan daha uygun bir uygulamaya götürecektir.
□
[1] Örneğin, Kur’an-ı Kerim Muhammed’e “indirilmiştir”. Bu “indirme”nin nasıl olduğu ve Resul’ün kişiliğinin buna hazırlanmada nasıl bir rol aldığını şu kaynakta bulabilirsiniz: “Kur’ân-ı Kerim Hakkında Genel Bilgiler”, İslam & İhsan, 18.02.2019 < http://www.islamveihsan.com/kuran-i-kerim-hakkinda-genel-bilgiler.html > (14.05.2019 tarihinde erişildi; 30.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[2] İhsan Özbek, İslam İkliminde Kutsal Kitaplar (İstanbul: Gerçeğe Doğru Kitaplar, 2014), s. 14.
[3] A.g.e., s. 16-17.
[4] Vahiy, Yuhanna’nın Müjdesi ve üç mektubun hepsi İ.S. 80-90 arası yazılmıştır ve Yeni Antlaşma’nın en yeni kitapçıkları sayılır. Bkz. Glenn W. Barker, 1, 2, 3 John, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı ve Glenn W. Barker, 1, 2, 3 John, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı.
[5] Hâkimler büyük olasılıkla Birleşik Krallık döneminde tamamlanmıştır; bkz. “Yazar” kısmı, “Hâkimler Giriş”, Açıklamalı Kutsal Kitap (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2010), s. 324-325.
[6] Bkz. özellikle 2Sa. 17:11-12,14 ve 1Ta. 17:11-13.
[7] Örn. Yşa. 7:14’teki “İmmanuel” kimdir? Sadece İsa Mesih midir (Mat. 1:22-23), yoksa o dönemde yaşamış bir çocuk mudur? Eğer İmmanuel sadece İsa Mesih’se, bu peygamberliğin Yeşaya’nın dönemindeki halk için anlamı neydi?
[8] Bunun örneğini 2Ta. 7:14’ün bir yorumunda görebiliriz. Ulus olan İsrail’e bildirilen ve Yas. 28’deki bereket ve lanetlere bağlı olan bir ayet günümüzde sıkça şöyle yorumlanır: Kutsal Kitap’ın Tanrısına bağlı olmayan ülkelerdeki yaşayan Hristiyanlar yeterince dua ederse, bu ülkeler Tanrı tarafından özel bir şekilde kutsanacak, Batı Hristiyan ahlâkına uygun bir şekilde yaşayıp bereket göreceklerdir. Ancak vahyin gelişimi kavramı bu yorumu neredeyse tümüyle geçersiz kılar, çünkü tarihsel ve vahyin gelişimindeki bağlamlar bunun bir ulus olarak İsrail halkı için geçerli olduğunu açıklar, diğer uluslar için değil. Diğer ulusların göreceği kutsama, farklı uluslardan insanların Mesih’in bedeninin bir parçası olmasından ibarettir (bkz. Ef 2; Va. 7:9 vd.). Bundan dolayı bu ayetin doğru yorumu şöyle olmalıdır: Eğer Tanrı’nın halkı dua ederse, Tanrı topluluklarda görülen bozuklukları, ayrımları iyileştirip kilisenin tanıklığını güçlendirecektir.
[9] Museviler Eski Antlaşma’yı üçe ayırıp “Tanakh” olarak tanımlarlar. Tanakh “Torah” (Tevrat), “Neviim” (Peygamberler) ve “Ketubim” (Yazılar) sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. İsa Mesih Luk. 24:44’te bu kısımlandırmayı ima eder. Kitapçık sıralaması için bkz. Biblia Hebraica Stuttgartensis, dü. E. Kelliger, W. Rudolph ve A. Schenker (Stuttgart: Deutsche Bibelgeselschaft, 1997).
[10] Daniel’in İbrani sıralamasında “Yazılar”ın arasına alınması, büyük olasılıkla Daniel’in ilk etapta bir memur ve Yahve’nin pagan bir krala temsilcisi olmasından kaynaklanır. Kitapçığın yarısından fazlasının Aramice yazılmış olması da bunun bir nedeni olabilir.
[11] Eski Antlaşma kitapçıklarının yazılış tarihlerinin bir tablosuna şuradan ulaşılabilir: J.M. Diener, “Eski Antlaşma Kitapçıklarının Yazılış Tarihleri”, Tanrıbilim Hazinesi < https://www.tanribilimhazinesi.com/tr/kaynaklar/eski-antlasma-kitapciklarin-yazilis-tarihleri > (16.05.2019 tarihinde erişildi; 30.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[12] Thomas E. McComiskey, Amos, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı.
[13] H.L. Ellisen, Jonah, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı.
[14] Johann Friedrich Keil ve Franz Delizsch, Keil & Delizsch Commentary on the Old Testament, (1891) e-Sword elektronik basımı. Carl E. Armerding, Obadiah, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı.
[15] G.L. Robinson ve R.K. Harrison, “Isaiah”, International Standard Bible Encyclopedia, 2. Cilt, dü. Geoffrey W. Bromley (Grand Rapids, Michigan: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 1982).
[16] Mısır İsrail’in güneyindeki tüm halkları, Asur ise İsrail’in kuzeyindeki tüm halkları simgeler.
[17] R.W.L. Moberly “אָמַן (ʾāman I)”, New International Dictionary of Old Testament Theology & Exegesis, dü. Willem VanGemeren (Grand Rapids, Michigan: Zondervan Publishing House, 1997), s. 427–433.
[18] Hab. 3:1,19 ayetleri bize ayrıca Mezmurlar’daki “Müzik şefi için” ifadelerinin nasıl bölümlenmesi gerektiğine dair bir öneri sunar.
[19] İlk 69 haftanın başlangıcı İ.Ö. 457’de Ezra’nın Yeruşalim’e dönmesiyle başlar, İ.S. 27’de İsa Mesih’in hizmetiyle sona erer. İsa’nın üç veya üç buçuk yıllık hizmeti 69. haftadan sonra olur. Bkz. Gleason L. Archer, Jr., Daniel, The Expositor’s Bible Commentary, dü. Frank E. Gaebelin (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1998), Elektronik STEP baskısı.
[20] Archer, “7. Special Problems”, Daniel.