Yaratılış
İman etmek için anlamayı denemiyorum. Anlamak için iman ediyorum. Bunun için, inanıyorum ki, önce iman etmezsem, anlamam mümkün olmaz.
~ Canterbury’li Anselm ~
Yaşadığımız bu dünyada bir savaş vardır. Görünür, silahlı, ordulu bir savaş değildir; düşüncelerin, kanıların, gerçeklerin çekiştiği bir savaştır. Bu savaş tüm görülür, zorbalı savaşlardan daha önemlidir, çünkü bu savaşın sonucu düşüncelerimizi, kanılarımızı ve anlayışımızı yönlendirir. Bu savaş, Gerçek için nihai otoritenin kimde olduğunun sorusu üzerinedir.
İlahiyatçılar bu genel soruyu, birçok özel soruyu ele alarak çözmeye çalışırlar. Çünkü eninde sonunda Hristiyan ilahiyatçılar için tek bir cevap olmalıdır: nihai yetkili Kutsal Kitap’tır. Muhafazakâr tanrıbilimciler bu gerçeğe her zaman “Amin” derler. Ama çoğu zaman ilahiyatçıların şahsi görüşleri bu ifadeyle tutarlı olmuyor. Bu genel sorunun somut bir örneği, Dünya’nın yaşı hakkındaki tartışmalarda ortaya çıkar.
Dünya’nın yaşını hesaplarken nihai otorite kimdedir? Kutsal Kitap’ta mı, yoksa güncel, popüler bilimin sunduğu kronolojilerde mi? Peki nihai otorite ile alâkalı bu varsayımın, Kutsal Kitap’taki sayılar ve Kutsal Kitap tarihçilerinin hazırladığı kronolojiler üzerindeki etkisi nedir?
Bu sorular Kutsal Kitap yorumu için çok önemlidir, çünkü cevapları Kutsal Kitap’a her yönden gösterdiğimiz saygı ve güvenin bir açıklamasıdır. Bundan dolayı, yalnızca Kutsal Kitap’ı ciddiye alan ilahiyatçıların yazılarını ele alarak bu konuyu irdeleyeceğiz.
Aslında, temel olarak Dünya’nın yaşı hakkında yalnızca iki görüş vardır[1]:
Birincisi, genel kabul gören görüştür. İkincisi ise “tartışmalı” görüş olarak tanımlanır.
Muhafazakâr Hristiyan tarihbilimcilerin çoğu, seküler bilim dallarının sunduğu kronolojiyi varsayarak Kutsal Kitap’taki eski tarihlere dayanan kronolojileri hazırlar. Bu tarihbilimcilerin arasında Eugene Merrill[3], Walter Kaiser[4] ve Alfred Hoerth[5] vardır. Bu üç tarihçi, genel olarak İsrail’in başlangıç noktalarını ele alarak arkeologların sunduğu tarihleri kabul eder.[6] Ama bu tarihler, Dünya’nın Kutsal Kitap’ta sunulan verilerden çok daha yaşlı olduğu sonucunu kabul etmeli. Merrill bunu mantıksal bir şekilde savunmayı dener. Onun görüşüne göre, Yaratılış’ın ilk on bir bölümünde verilen sayılar birebir olarak ele alınamaz. Bunun nedenini şöyle açıklar:
Sam ve Avram’la ilgili soyağacının kapsamlı değil, seçici görülmesi gerektiği açık bir gerçektir. Yani, burada yer verilen isimler, saptayamayacağımız çeşitli nedenlerden dolayı, kaydedilmemiş bir sürü isim arasından seçilmiştir. Sam ile Avram aynı dönemde yaşadıysa ki özenle yorumlandığında bu görüşe varılacaktır, İbrahim’in atalarının putperest olmalarına anlam vermek zorlaşır. Üstelik Tanrı’nın Avram’ı bu kutsal göreve çağırma nedeni de anlaşılmazdır. Dünyada bu göreve atanacak imanlılar zaten mevcuttu. Ayrıca, eğer Sam ile Avram aynı zamanda yaşamışlarsa, Avram’ın 175 yaşında “kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu” vermiş olması (Yar. 25:8) ile Sam’ın, babası Nuh’un ömründen (950 yıl) çok daha kısa yaşayıp 600 yaşında ölmesi oldukça tutarsızdır. Açıkçası, Sam’ın Avram’dan çok daha uzun yıllar önce yaşamış olması gerekir. Böylelikle, Sam’ın soyunun Yahve hakkında hiçbir bilgisinin olmaması için yeterince zaman geçmiş olurdu ve Yahve’nin kendisini putperest Avram’a açıklaması gerekirdi.[7]
Merrill bu açıklamayı yapmak zorunda, çünkü o Mısır tarihi için genel olarak kabul edilen Cambridge Ancient History’deki firavun tablosunu kullanır.[8] Bu tarih sistemi, Kutsal Kitap tarihlerinden yaklaşık 600 yıl daha uzundur. Bu pek kısa bir süre sayılmaz. Gördüğümüz gibi, bu varsayımlar, Kutsal Kitap’ta söz edilen ülkelerin kronolojisini önemli ölçüde etkileyecek, böylece Kutsal Kitap’a göre hazırladığımız tarih çizelgelerini de değiştirecektir.
Bu tarih sistemini kabullenmek, bazı tanrıbilimcilerin ve inanç savunucularının yaratılış yerine, Tanrı tarafından yönlendirilmiş evrimi kabul etmelerine yol açmıştır. 1999 yılında, okuduğum üniversitenin ilâhiyat fakültesindeki bir sempozyumda, Amerikalı yıldızbilimci Dr. Hugh Ross konuştu. “Yıldızları incelersen, geçmişe bakmış olursun” iddiasında bulundu. Buradan yola çıkarak, Yaratılış birinci bölümdeki yôm (gün) sözcüğünü “çağ” olarak yorumladı.[9] Bu yoruma bağlı kalarak Dünya’nın yaratılışını Tanrı tarafından yönlendirilmiş, kesintili veya sıçramalı denge evrim ile açıkladı.
Onunla hemfikir olmasam da, Dr. Ross en az teolojisini mantıklı bir sonuca bağladı; buna saygı duyarım. Ancak, beni bu güne dek çok şaşırtan olay şuydu: Dr. Ross konuşmasından sonra, kendi de dahil, ilâhiyat fakültesinin dört profesörü bir panelde öğrencilerin sorularını cevapladılar. Panelde yalnızca bir profesör gün-çağ yorumunu kabul etmiyordu. Ayrıca, gün-çağ yorumu kabullenen Dr. Brad Mullen, derslerinde hep, “Başka herhangi bir yetki Gerçek’i alt üst eder” derdi. Ama gün-çağ yorumunu savunurken, hem Kutsal Kitap verilen sayıları hem de tarih bilimcilerin öne sürdüğü sayıları kabul ediyordu. Bu çelişkiyi şahsen görüp görmediğine dair bir şey diyemeyeceğim, ama bunun bizi düşündürmesi gerekir.
Bu konuda ilginç olan şudur: Kutsal Kitap’taki sayıları birebir kabul etmek “tartışmalı” bir görüştür.[10] Bu görüşün Musevilikte ve Kilise’nin erken çağlarında genel olarak savunuldu.[11] Bu görüşe göre, Yaratılış bölümündeki tüm sayılar birebir olarak sayılarak Dünya’nın yaşı saptanır. Böylece, Dünya’nın yaratılışından büyük Tufan’a kadar 1656 yıl geçer (Yar. 5). Tufan’dan İbrahim’in babası Terah’ın ölümüne kadar 427 yıl geçer (Yar. 11; Elç. 7:4). İsrail ataları 215 yıl Kenan’da geçici olarak ikamet eder.[12] Sonra İsrailoğulları 430 yıl boyunca Mısır’da kalır (Çık. 12:40). Mısır’dan Çıkış’tan Süleyman’ın tapınağın yapımına başladığı tarihe kadar 480 yıl geçer (1Kr. 1:6). Süleyman’ın krallığının dördüncü yılından Yeruşalim’in Nebukadnessar tarafından yıkılış yılına kadar 380 yıl geçer (1Kr ve 2Kr).[13] Tüm tarihçiler İ.Ö. 587/586 yılını, Yeruşalim’in yıkılış yılı olarak kabul eder. Böylece Yeruşalim’in yıkılışından 2020 yılına kadar 2.606 yıl geçmiştir. Bu sayıları toplarsak, yaratılıştan bu yana en fazla 6.194 yıl geçmiştir.
Bu sayıların Mısır arkeolojisi ve kronolojisi üzerinde büyük bir etkileri olur. Genel arkeolojinin savunduğu kronolojiye göre, Mısır dönemi İ.Ö. 3.100’den İ.Ö. 525’e kadar sürmüştür.[14] Toplam 2.575 yıllık bir tarih söz konusudur. Ancak Kutsal Kitap’taki Tufan sonrası tarihleri geçerli kabul edersek, söz konusu dönem yalnızca 1.993 yıl eder! İki kronoloji hesabı arasında 582 yıl fark vardır. Bundan dolayı bazı arkeologlar (özellikle imanlı olanlar) kısaltılmış bir kronoloji öne sürerler; bu arkeologların arasında Immanuel Velikovsky[15], David Rohl[16], D.A. Courville[17], Peter van der Veen ve Uwe Zerbst[18] vardır. Firavun hanedanlarının hepsinin peş peşe hüküm sürmedikleri görüşündedirler; bazıları aynı dönemde eşzamanlı krallık etmişlerdi. Bu fikir doğrultusundaki yeni kronolojilerin bazılarına göre söz konusu tarih aralığı, Kutsal Kitap’ın yıllarıyla örtüşecek şekilde, 1.993 yıl eder; buna bağlı olarak, Ortadoğu’nun güçlülerinden Hitit İmparatorluğu’nun ve Yunanistan’ın kronolojileri değişecektir.[19] Ama bu yeniden düzenlenmiş kronolojiler, hem seküler arkeologlar[20] hem de bazı imanlı tarih bilimciler[21] tarafından reddedilir.
Yukarıda sunduğumuz iki görüşte de problemler vardır. Bu problemlerin çözümleri bulunabilir ama bunların bulunabilmesi için girişte sorduğumuz sorunun cevabını bulmamız gerekir: Tarihi ele alış açısından nihai otorite kimdedir? Usta kim, öğrenci kim?
Seküler bilim usta kabul edilirse, Dr. Mullen’ın öne sürdüğü gibi, Kutsal Kitap’ın yetkisi yok sayılmış olur. Kutsal Kitap, ya Merril’in öne sürdüğü gibi, “Heilsgeschichte’dir, Historie değil”[22] ya da sadece bir araya getirilmiş birkaç hoş öyküdür.
Kutsal Kitap usta kabul edilirse, seküler bilimin sunduğu teoriler hatalı kabul edilir. Bilim, Kutsal Kitap’taki verileri öğrenmelidir; Kutsal Kitap’ın sonuçları, sonunda bilimle doğrulanacaktır.
Daniel 5. bölümde adı geçen Belşazzar, yıllar boyunca seküler yorumcular ve arkeologlar tarafından hayal ürünü olarak görülürdü. 1923 yılında onun gerçekten yaşadığına dair ve Daniel’de anlatılan dönemde Babil’de krallık yaptığını belirten bir dikili taş bulundu. Bu, Kutsal Kitap’ın doğru ve seküler bilimin eksik olduğunu gösteren bir olaydı.[23]
Ama Hoerth’ün bize hatırlattığı gibi, arkeoloji ve seküler bilimin görevi, Kutsal Kitap’ta anlatılanların gerçek olup olmadığını kanıtlamak değildir, Kutsal Kitap’taki gerçekleri aydınlatmaktır.
Arkeolojiyle desteklenen inanç savunmaları, geçen on yıllarda tarihi düzeltmek için önemli araç oldu ve eleştiriciler olduğu sürüce bu görevi görmeye devam edecektir. Ama müjdeci Hristiyanlar şunu anlamalılar: Kutsal Kitap bazlı arkeolojinin en önemli yönü, Tanrı’nın bize verdiği gerçeklerin açıklandığı dönem ve bağlamları daha iyi anlayabilmemizi sağlamaktır. Müjdeci Hristiyanlığın güveni ve umudu, Kutsal Kitap’ın dışında herhangi bir kanıta bağlı olmamalıdır –ve buna arkeoloji dahildir.[24]
Son olarak şunu belirtelim: Eğer nihai otorite Kutsal Kitap ise, bizim çok alçakgönüllü olmamız gerekir. Kutsal Kitap, hem kurtuluş öyküsünü hem de tarihi gerçekleri içeren bir yapıttır. Ama bu yapıtta her şey net değildir. Kutsal Kitap’ı temel alan yorumcular olarak alçakgönüllülükle “Bunu bilemiyoruz” veya “Bunun çözümünü daha bulamadık” diyebilmemiz gerekir. Bazen çözüm bulunacaktır, bazen bulunmayacaktır. Ama bizim kanılarımız şuna dayalıdır: Tanrı’ya ve O’nun eşsiz Sözünün mükemmeliyetine olan imanımıza.
□
[1] Caroline Brown’ın yazdığı “Farklılıkları Savunmak: Dünya’nın Yaşıyla İlgili Tartışma” dizisi, bu konu hakkındaki görüşleri daha detaylı inceler. Caroline Brown, “Farklılıkları Savunmak: Dünya’nın Yaşıyla İlgili Tartışma (1. Bölüm)”, e-manet, No. 12 (Temmuz-Eylül 2007), s.5-7; “Farklılıkları Savunmak: Dünya’nın Yaşıyla İlgili Tartışma (2. Bölüm)”, e-manet, No. 13 (Ocak-Mart 2008), s. 10-12; “Farklılıkları Savunmak: Dünya’nın Yaşıyla İlgili Tartışma (3. Bölüm)”, e-manet, No. 14 (Nisan-Haziran 2008), s. 13-15.
[2] “Dünya’nın Yaşı”, Vikipedi, < https://tr.wikipedia.org/wiki/ D%C3%BCnya%27n%C4%B1n_ya%C5%9F%C4%B1 > (12.11.2020 tarihinde erişilmiştir) ve “Age of the Earth”, Wikipedia, < https://en.wikipedia.org/wiki/Age_of_the_earth > (12.11.2020 tarihinde erişilmiştir).
[3] Eugene Merril, Kingdom of Priests (Grand Rapids, Michigan: Baker, 1998).
[4] Walter C. Kaiser, A History of Israel: From the Bronze Age Through the Jewish Wars (Nashville, Tennessee: Broadman & Holman, 1998).
[5] Alfred J. Hoerth, Archaeology and the Old Testament (Grand Rapids, Michigan: Baker, 1998).
[6] Bkz. Hoerth, Archaeology and the Old Testament, s. 29’daki tablo.
[7] Merril, Kingdom of Priests, s. 28.
[8] A.g.e., s. 59. Hoerth de aynı kronolojiyi kullanır (Hoerth, s.124-142), yalnızca o ve Merrill, Yusuf’un hangi dönemde Mısır veziri olduğunu tartışırlar. Merrill, Yusuf’un Orta Krallığın 12. Hanedanı’nda vezirlik ettiğini iddia eder (Merrill, s. 49). Hoerth ise Çık. 12:40’ın İbranicesini yorumlayarak, İsrail’in Mısır’da kaldığı dönemin yalnızca 215 yıl sürdüğünü iddia eder; buna göre, Yusuf’un Hiksos (15. Hanedan) döneminde yaşamış olması gerekir (Hoerth, s. 55-62).
[9] Dr. Ross bunu detaylı olarak şu kitabında savunmuştur: Hugh Ross, Creation and Time: A Biblical and Scientific Perspective on the Creation-Date Controversy (Colorado Springs, Colorado: NavPress, 1994).
[10] Genellikle popüler bilimin kabullenmediği tüm konular, gazeteciler ve popüler yazarlar tarafından “tartışmalı” olarak tanımlanır. Meselâ, Gary Ezzo ve Robert Bucknam’ın On Becoming Babywise (Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş ikinci basım; Sisters, Oregon: Parent-Wise Solutions, 2001) pediatrik uzmanlar tarafından “tartışmalı” olarak tanımlanır, çünkü Ezzo ve Bucknam velilerin bebeklerden daha bilge oldukların iddia ederler. Çocuk büyütme hakkındaki popüler yazılar bu görüşte değildir.
[11] Bkz. “Abrahamic Religions”, “Dating Creation”, Wikipedia, < https://en.wikipedia.org/wiki/Dating_creation#Abrahamic_religions > (12.11.2020 tarihinde erişilmiştir).
[12] İbrahim 75 yaşındayken Haran’dan ayrılır (Yar. 12:4). İshak İbrahim 100 yaşındayken doğar (Yar. 21:15). Yani aradan 25 yıl geçmiştir. İshak 60 yaşındayken Yakup’un babası olur (Yar. 25:26). Yani aradan 85 yıl geçmiştir. Yakup 130 yaşındayken Mısır’a göçtü (Yar. 47:28). Toplam 215 yıl eder.
[13] Edwin R. Thiele, The Mysterious Numbers of the Hebrew Kings (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1983), s. 11-13.
[14] “Egyptian Chronology,” Wikipedia, < https://en.wikipedia.org/wiki/Egyptian_chronology > (12.11.2020 tarihinde erişilmiştir).
[15] Immanuel Velikovsky, Ages in Chaos (New York: Doubleday, 1952). Bu kitap, iki cilt halinde, 2009 ve 2010 yıllarında Paradigma Ltd. tarafından yeniden basıldı.
[16] David Rohl, A Test of Time: The Bible - from Myth to History (London: Century, 1995). Özeti için, bkz. “New Chronology (Rohl)”, Wikipedia, < https://en.wikipedia.org/wiki/New_Chronology_(Rohl) > (29.03.2011 tarihinde erişilmiştir; 12.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[17] D.A. Courville, The Exodus Problem and Its Ramifications, 2 Cilt (Loma Linda, California: 1971). Bu kitabı Courville’in kendisi sınırlı bir sayıda bastı. Baskısı artık tükendi ve bulunması çok zor. John Ashton ve David Downs, Courville’in fikirlerini genel kitleye yönelik olan Unwrapping the Pharaohs (Green Forest, Arkansas: Master Books, 2007) başlıklı kitaplarında sunup savunurlar. Maalesef Ashton ve Downs, bu fikirleri akademik standartlara ve tartışmalara uygun bir şekilde sunmuyorlar.
[18] Biblische Archäologie am Scheideweg, ed. Peter van der Veen ve Uwe Zerbst (Holzgerlingen, Almanya: Hänssler-Verlag, 2002).
[19] Bkz. “Implications for Egypt and her Neighbors”, “New Chronology (Rohl)”, Wikipedia, < http://en.wikipedia.org/wiki/New_Chronology_%28Rohl%29 #Implications_for_Egypt_and_her_Neighbours > (29.03.2011 tarihinde erişilmiştir; 12.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[20] Bir özet için, bkz. “Reception”, “New Chronology (Rohl)”, Wikipedia, < http://en.wikipedia.org/wiki/New_Chronology_(Rohl)#Reception > (29.03.2011 tarihinde erişilmiştir; 12.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[21] Meselâ Hoerth ve Merrill. Bkz. not 8.
[22] Merrill, s. 17. Heilsgeschichte ve Historie Almancadan gelme teknik terimlerdir. Heilsgeschichte kurtuluş öyküsünü, yani Tanrı’nın dünyada insanları kurtarmak için yaptıklarını kasteder. Bunlar tarihi olabilir de, olmayabilir de. Historie ise asıl, verilere dayalı kronolojik tarihi kasteder.
[23] Bkz. John F. Walvoord, “Belshazzar’s Feast and the Fall of Babylon”, Bible.org < https://bible.org/seriespage/chapter-5-belshazzar%E2%80%99s-feast-and-fall-babylon > (17.03.2011 tarihinde erişildi; 12.11.2020 tarihinde doğrulandı), “Antiochus Epiphanes and the Prophetic Specifications of Daniel”, At Issue < http://www.sdanet.org/atissue/books/qod/q28.htm > (17.03.2011 tarihinde erişildi; 12.11.2020 tarihinde doğrulandı).
[24] Hoerth, s.20-21.