7. İsa Mesih’in Dönüşü


İsa Mesih’in defalarca belirttiği gibi, başına gelenler, beklenmedik kazalar sonucu meydana gelen, tesadüfi olaylar değildi. Bütün bunlar ezelden beri Tanrı’nın tüm insanları kurtarmak için kurduğu kutsal bir planın neticesiydi. Peygamberlerin sözleri uyarınca İsa, kusursuz canını, günahlı olan tüm insanlığı aklamak için çarmıhta feda etti. Bununla beraber İsa baştan beri insanları dolandıran eski yılanın, İblis’in başını da ezmiş oldu. İsa ölümden dirilerek nihai zaferi elde etti. Artık kendisine güvenen herkesin günahları bağışlanacak ve bu kimseler sonsuz yaşama sahip olabilecek. Ancak geriye bir mevzu daha vardı: “Peki ama peygamberlerin vaat ettiği egemenlik ne oldu? Günaha batmış dünya ne zaman orijinal haline geri dönecek?”

İsa ölümden dirildikten sonra gerçekten diri olduğunu kanıtlamak için kırk gün daha havarileriyle kaldı. Onlar da vaat edilen egemenlik ne olacak diye çok meraklandılar. İsa onlara, "Baba'nın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok" karşılığını verdi ve şöyle devam etti: "Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim'de, bütün Yahudiye ve Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız”. İsa, daha önceden, havarilerine yanlarından ayrılacağını söylediğinde ‘Yardımcı’ (Grekçe: Parakletos) niteliğinde birini onlara yollayacağını da belirtmişti.


Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır (Yuhanna 14:16-17).


Ancak sanılanın aksine kendisinden sonra gelecek bu ‘Yardımcı’ başka bir peygamberin olması mümkün değildi. Bu yardımcı, ayetlerde yazdığı üzere, Mesih’te etkin olan Kutsal Ruh’tu. Nitekim İsa Mesih, havarilerine gelen Ruh vasıtasıyla onlarla birlikte, hatta onların içlerinde olacağına söz verdi.

Böylece, İsa havarileriyle vedalaştıktan sonra, onların gözleri önünde yukarıya alındı. Bir bulut O'nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı. Böylece İsa, Baba Tanrı’nın sağında oturmak üzere göğe yükseldi. İsa giderken, onlar da gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam bu sırada, beyaz giysiler içinde iki melek. ”Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?" diye sordular. "Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir." Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere İsa Mesih yeryüzüne bir kez daha geri dönecektir.

Aslında, İsa daha çarmıha gerilmeden önce görkemli dönüşünden ayrıntılı bir şekilde söz etti. Öz halkı olan Yahudilerin kendisini reddetmeleri üzerine, İbrahim’in soyu aracılığıyla uluslara vaat edilen egemenliğin ertelendiğini belirtti. Bu durumda İsa, ancak İsrail halkı tövbe edip, Rab İsa Mesih’e, yani kendisine nihayet iman ettikleri zaman geri gelerek yeryüzünde egemenliğini kuracaktır. O zaman tüm uluslar bir olup Mesih’in hükümdarlığı altında barış içinde yaşayacaktır.

İsa ikinci gelişinden önce aşırı günahlarından dolayı dünyanın başına gelmesi beklenen sonun alametlerine şu şekilde değinir:


"Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, 'Mesih benim' diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar. Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.  "O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek. O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler.  Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. Göksel egemenliğin bu Müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir.’ (Matta 24:4-14)


Bu ifadesinden anlaşılacağı üzere, Mesih dünyaya dönmeden önce pek çok sahtekar ortaya çıkıp, kendilerini İsa’nın yerine koymaya çalışacaktır. Oysa ki Kutsal Kitap’ta açıklanan Tanrı’nın kutsal planına göre, bütün insanların günahlarına karşılık kendini fidye olarak vermiş bulunan İsa’dan başka bir kurtarıcı olamaz. Yüce Tanrı tüm insanlık adına kutsal Oğlu’nu bağışladıktan sonra, başka kim onun yerine geçebilir ki? O’ndan daha üstün biri söz konusu olabilir mi ki?

Bununla birlikte son günlerde deprem, kıtlık, savaş ve benzeri pek çok felaketin dünyayı saracağı belirtilir. İsa bunları doğum sancılarına benzetir. Doğuma yaklaşınca kadının sancıları hem sıklaşır hem de ağırlaşır, son günlerin acıları aynı şekilde olacaktır. Tarih boyunca bir çok doğal afet ve korkunç savaşlar yaşandı ama anlaşılan sona gelindiğinde bunlar daha da sıklaşacak ve gittikçe ağırlaşacaktır. Ayrıca Mesih imanlılarına yönelik her tür baskı ve zulüm yapılacağından ve genel anlamda her tür kötülüğün çoğalmasından söz eder. Gerçekten çok çetin günler olacak. Fakat, Tanrı’nın lütfuyla bu sıkıntıların ortasında Mesih’in kurtuluş müjdesine inanan ve kurtulan canların sayısı da bir hayli çoğalacaktır.

Kutsal Kitap’ın birçok yerinde Mesih’in görkemli dönüşünden önce ortaya çıkacak büyük bir dünya lideri söz konusudur. İkna kabiliyeti güçlü ve oldukça kibirli olan bu önder, birçok ülkenin bir araya gelmesiyle kurulmuş siyasi bir koalisyonun başına geçip uluslararası barış sağlamak adına İsrail’le önemli bir antlaşmaya imza atacaktır. Ancak birçok yeri ve yüreği fethettikten sonra, büyük savaşlar kopacak, böylece söz konusu liderin sözde barışçıl vaatleri suya düşecek ve gerçek şeytani yüzü ortaya çıkacaktır. Zaman geçtikçe korkunç kibiri yüzünden herkesin kendisine tabi olmasını talep edecektir ve kendisine meydan okuyan herkesi amansızca cezalandıracaktır. Özellikle Rab’bin halkına karşı acımasızca davranacak ve ulusları onlara karşı örgütleyecektir. En sonunda kutsal toprakların üzerine yürüyecek ama istediği zafere ulaşamayacaktır. Beklediğinin aksine Tanrı’nın yargısına çarptırılacaktır.

Bu son sıkıntı dönemi boyunca Tanrı, asırlar boyunca işlenen sayısız günah ve adaletsizlik neticesinde, kendisine karşı gelenlerin üzerine gazabını yağdıracaktır. Denizler ve nehirler kana dönecek, kötü ruhlar yeryüzünde terör estirecek ve dağları yerinden oynatacak kadar korkunç depremler ve daha başka küresel boyda afetler yaşanacaktır. Mesih o günlerinimg sonunda olup bitenleri şöyle tarif eder:  


"O günlerin sıkıntısından hemen sonra, güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek, göksel güçler sarsılacak. O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.  Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O'nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacaklar.’


Evet, İsa Mesih, söz verdiği gibi yeryüzüne geri gelecektir. Hatta aynı yere, Kudüs’e geri dönecektir. Muazzam görkemiyle yeryüzüne döndüğü zaman, öncelikle kendisine inanan herkesi yanına toplayacaktır. Aynı zamanda halkına ve dolayısıyla kendisine gelmiş bulunan dünya ordularını da güçlü sözüyle yargılayacaktır. Onların başındaki kibirli dünya liderini, sahte peygamberini ve İblis’in kendisini de etkisiz hale getirecektir. Böylece dünyanın egemenliği, nihayet İsa Mesih’in ellerine tam anlamıyla geçmiş olacaktır. Bütün dünya İsa’nın önünde diz çökecek, tüm uluslar onu tek hükümdar olarak kabul edecek ve böylece ülkeler arasında savaşlar artık sona erecektir.

İsa Mesih, çok eskiden beri vaat edildiği gibi, atası Davut’un tahtına oturup Kudüs’ten bütün uluslara hükmedecektir. Adaletsizlik, rant ve yolsuzluk ortadan kalkacak, yerine sevgi, doğruluk ve esenlik hüküm sürecektir. Dünya üzerine öyle bir barış ruhu salınacaktır ki kurtla kuzu, yılanla çocuk yan yana yatıp dostça geçinecekler. Böylece günahtan dolayı bir hayli yıpranmış olan dünya yenilenmeye başlayacak ve yavaş yavaş orijinal haline geri dönecektir. İşte bu şekilde Tanrı Şeytan’ın bozduğu her şeyi onaracak, eğri olan her şeyi düzeltecektir.

İncil’in son bölümü olan Vahiy’de İsa Mesih, havarisi olan Yuhanna’ya görünüp son günlerde gerçekleşecek bu manzaranın ayrıntılarını aktarır. O anda İsa’yı tüm görkemiyle gören Yuhanna şöyle der:

Yücelik ve güç sonsuzlara dek, bizi seven, kanıyla bizi günahlarımızdan özgür kılmış ve bizi bir krallık haline getirip Babası Tanrı'nın hizmetinde kâhinler yapmış olan Mesih'in olsun! Amin. İşte bulutlarla geliyor! Her göz O'nu görecek, O'nun bedenini deşmiş olanlar bile. O'nun için dövünecek yeryüzünün bütün halkları. Evet, böyle olacak! Amin. 


İsa, son günlerde meydana gelecek bütün bu olayları Yuhanna’ya yazdırdıktan sonra, son bir uyarıda bulunur: "İşte tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır. Herkese yaptığının karşılığını vereceğim. Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben’im.’

Herkesin İsa ile ilgili farklı bir yorumu ya da fikri olabilir ama Mesih’in kendi sözlerine baktığımızda O’nun gerçekte kim olduğunu görmezden gelmek mümkün değildir. Nitekim son günlerde ölüleri diriltecek ve tüm herkesi yargılayacak olan O’dur. Baştan beri müjdelenen Kurtarıcı, günahımızı üstelenen Kurban kuzusu ve dünyanın sonunda tahta oturacak Kral O’dur. İsa Mesih’ten daha üstünü hiç olmadı, hiç olmayacak da. İncil bu konuda oldukça açık ve nettir: ‘Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur."