Yeni Antlaşma’nın Oluşması

İlk Hristiyanların Kutsal Kitap’ı Eski Antlaşma’ydı. Böylece imanlarının Yahudi köklerine sadık kaldılar. Kutsal Yazılar’ın tapınmada sinagoglarda okunması kendilerinin alışık olduğu durumdu ve şimdi Mesih inanlıların toplantılarında da aynı gelenek uygulanıyordu (1Ti.4:13). Çok kısa zaman içinde kilise toplulukları içinde önemli yer alan ilk dönem Hristiyanlığına ait yazıların da toplantılarda okunmasına (1Se.5:27) ve bu amaçla kiliseler arasında karşılıklı değiş tokuş yapılmasına da (Kol.4:16) şaşmamalı. 2.Petrus 3:15’e göre sahte öğretmenler “öbür Kutsal Yazılar’ı olduğu gibi bunları da (yani Pavlus’un mektuplarını da) çarpıtarak kendi yıkımlarını hazırlıyorlar.” Burada Pavlus’un mektupları da tıpkı EA gibi Kutsal Yazılar arasında kabul edilmektetir. Bunun yanında, başlangıçta İsa Mesih’in ağzından bildirilen sözleri de yazıya geçirmek önemliydi.

Hristiyanlar için EA’da olduğu kapsamda bir inancın temelini oluşturan belgeler (buna “Kanon” adı verilir) olan Kutsal Yazılar’ın bağlayıcı olarak bir araya getirilmesi düzeni biliniyordu. Bu nedenle çok sayıdaki Hristiyan yazıları arasından gelecek için bağlayıcı olanlarının seçilmesi anlamlı gözüküyordu. Yazı’nın bu bağlayıcı düzen kapsamında kayda geçip geçmediği konusunda geçerli ölçütler (kriterler) şunlardı:

2. yüzyılın sonunda dört Müjde (Matta, Markos, Luka, Yuhanna), Elçilerin İşleri, Pavlus’ın onüç Mektubu, Petrus’un 1. Mektubu, Yuhanna’nın 1. Mektubu ve Yuhanna’nın Vahiy’i genelde Kutsal Yazılar olarak kabul ediliyordu. Yeni Antlaşma’nın diğer yazıları da çoktan beri tanınıyor ve okunuyordu. Yeni Antlaşma’nın 27 kitabının tamamlanmış haliyle sıralandığı, bildiğimiz en eski tanıklık İ.S. 367 yılına aittir. Aynı şekilde 4. yüzyılda bu kanon Kilise konsilleri tarafından da tümüyle karara bağlanarak onaylandı.

Yeni Antlaşma’nın tüm yazıları o dönemin “dünya dili” olan Grekçe’de yazıldı.