TANRI’NIN SÖZ’Ü ve KUTSAL RUH

Müslümanlar da Hristiyanlar da Tanrı’nın gerçek ebedi sözünün O’nun Kutsal Kitap’ında yazılı olduğuna inanır. Tanrı’nın sözü bizlere O’nun geçmişteki insanlarla nasıl tarih yazdığını anlatır. Bugün Tanrı’nın sözü insanları yaşamlarında ve inançlarında yönlendirir. Tanrı’nın Ruhu, insanoğlu için Tanrı’nın vahyine katkıda bulunur.


Kur’an

Kutsal Kitap

1.Kur’an Allah’ın saf ve değiştirilmemiş Sözü’dür; orijinal göksel vahinin gerçek kopyasıdır. Kur’an’ın tersine Eski Antlaşma zaman içerisinde değiştirilmiştir. Kur’an Eski Antlaşma’yı Kur’an’dan farklı olduğu her alanda düzeltir. (2:2; 2:97-98; 43:2-4; 2:83).83).

1. Kutsal Kitap Tanrı’nın güvenilir Sözü’dür. Kutsal Ruh’un gözetimi altında yazılmıştır. Kutsal Kitap başka hiçbir şey tarafından düzeltilemez ve sonsuza kadar Tanrı’nın geçerli Sözü olarak kalacaktır (Vahiy 22:18).

2. Kur’an inzivaya çekilmiş olan Muhammed’e Cebrail tarafından verilmiştir. Muhammed’in kendi kişiliğinin bunda hiçbir rolü yoktur. Bunun için de Kur’an’ın gerçekliği kesindir (26:192-194).

2. Farklı kişiliğe sahip olan kişiler Kutsal Ruh tarafından esinlenmiştir. Bunun için de Kutsal Kitap bu kişilerin kişiliklerinin bir aynasıdır. Kutsal Kitap’ı yazanların kişilikleri Kutsal Kitap’ın farklı bölümlerinde gözle görülür hale gelir (2. Timoteos 3:16).

3. Tanrı’nın Ruhu kutsal yazıların gökten inişine katkıda bulunmuş, bu yazılar tek bir kişiye gönderilmiştir (Tevrat Musa’ya, Mezmurlar Davut’a, Müjde İsa’ya ve Kur’an Muhammed’e) (16:102). Bu bireyler (Örn. İsa) Ruh tarafından güçlendirilmiştir (2:87; 5:110), ancak Ruh inananları da güçlendirir (58:22).

3. Kutsal Ruh Tanrı’dır ve Üçlübirlik’in bir parçasıdır. İnsanlara günahlarını ve suçlarını gösterir. Pentikost Günü’nde Kutsal Ruh herkesin üzerine gelmiştir. Ruh inananlara ruhsal armağanlar verir ve inananların ruhsal meyve vermelerini sağlar (Yaratılış 1:26; Yuhanna 14:16; Galatyalılar 5:22).

Sonuç

İlk bakışta, İslam ve Hristiyanlık arasında Tanrı, Yaratıcı, yargı günü, sonsuz yaşam ve sonsuz ölüm konularında ortak noktaların bulunduğu düşünülebilir. Eski Antlaşma’daki Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, Davut ve Yunus gibi kişilikler Kur’an’da da yer alır. Müslümanların kutsal kitabında İsa Mesih’le Kutsal Ruh’tan bile söz edilir. İsa Mesih’e Kur’an’da ‘Allah’ın kelimesi’, ‘O’ndan bir ruh’ ve ‘Mesih’ diye hitap edilir. Ancak yalnızca bu benzerliklerin altını çizmek her iki din hakkında yalnızca yüzeysel bir anlayışı yansıtır. Kur’an’la Kutsal Kitap arasındaki en önemli farklılık, özellikle konu İsa Mesih’e gelince açıkça görülür.

Kutsal Kitap’ın tanıklığına baktığımız zaman, İsa Mesih’in yalnızca bir peygamber olmadığını, Tanrı’nın Oğlu olduğunu görürüz; oysa Kur’an İsa’nın oğulluğunu açıkça reddeder. Hem Eski hem de Yeni Antlaşma İsa’nın acı çekmesinin ve çarmıhta ölmesinin ilk günahla birlikte kaybolmuş olanların geri alınması için gerekli olduğunu söylerken, Kur’an İsa’nın çarmıha gerilmesini, ilk günahı ve insanoğlunun kurtarılmasının gerekliliğini reddeder. Çarmıha gerilme, kurtuluş, Tanrı’nın oğulluğu ve Üçlübirlik Hristiyanlığın temel taşlarını oluştururken, Kur’an’a göre bunlar Hristiyanlığın sapkınlıkları ve hatta küfürleridir.

Kutsal Kitap’a göre yalnızca İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğuna ve çarmıhta bizleri temsil etmek için kendisini feda ettiğine inananlar sonuz yaşamı miras alır. Buna karşılık Kur’an yalnızca Muhammed Allah tarafından gönderilmiştir, son peygamberdir, Kur’an’ın tek gerçektir, inananlar sonsuz yaşamı miras alacaklardır der. Müslümanlar, Hristiyanların kutsal Üçlübirlik’e (Kur’an’da yer alan şekliyle Baba, Oğul ve Meryem) inanarak en büyük günah olan Allah’a eş koşma günahını işlediklerine inanırlar.