2. Ders - ÇIKIŞ - Büyük Göç


YARATILIŞ’ın sonunda İsrailliler Mısır’da rahat bir yaşam sürerler. ÇIKIŞ kitabı bu öyküye yaklaşık 400 yıl sonra devam eder. Çıkış 1:8’de şöyle yazar: “Mısır üzerine Yusuf’u bilmeyen yeni bir kral çıktı.” Yeni kral çoğalmış olan İsraillileri çalışma kamplarına gönderir (1:9-14).


Tanrı’nın, yaptığı her şey TASARISINA göre mükemmeldir. İbrahim’e Kenan diyarını vadetmiştir (Yar.12:1-3; 13:14-18). Ama bu topraklarda başka halklar yaşamaktadır. Bunlar, Sodom ve Gomora halkları gibi, tümüyle günah ve putperestlik içindedir (insan kurbanları bile kesiyorlardı). Rab onları yargılayıp yok etmeye karar vermiştir. Fakat onların “kötülükleri henüz dolmamıştır,” yani çizmeyi aşmamışlardı (Yar.15:13-16). İlahi adalet yalnız suç tamamlandığında harekete geçer!


Tanrı İbrahim’in soyunu kıtlıktan kurtarmak, Kenanlıların ceza gününü beklemek ve de kutsal soyun bunların günahlarına bulaşmasını engellemek amacıyla, Yakup’un ailesini Mısır’a YÖNLENDİRMİŞTİ.


Sonra İsrail’i, unutulamayacak bir KURTARIŞLA vadeliden diyara kavuşturmayı ve bir ulus olarak tertiplemeyi planlamıştı. İsrail’in ulusal kimliğini ve ruhsal yaşamını, bu olağanüstü olaya dayandırdı. Bu, Tanrı’ya olan gereksinimlerini sürekli hatırlatan bir lütuftu.


Yazarı: YARATILIŞ bölümünde olduğu gibi, Musa’nın yazarlığı diğer dört kitapla olan bağlantısı ve konu birliğiyle anlaşılır. Bununla birlikte, bu kitapta Musa kendini sürekli ‘baş oyuncu’ olarak gösterir (17: 14; 24: 2; 25: 1; 36: 2).


Tarihi: Eğer Musa’nın bunu çöl yolculuğunun ilk sıralarında yazdığı doğruysa, tarih olarak İ.Ö. 1440’ları kabul edebiliriz.0


Musa’nın Yaşamı’nda 40’ar yıl süren 3 dönem görebiliriz:


1. İ.Ö. 1525 yılında doğdu. Firavun’un sarayında yetişip dini, kültürel, askeri ve siyasi konularda bir Mısırlı olarak eğitildi.


2. İkinci dönemi, Midyan’da çoban olarak geçirdi. Evlendi ve iki çocuğu oldu. Tanrı onu orada ruhsal alanda hazırladı!


3. Son 40 yılda Tanrı’dan ilk yazılı vahyi aldı, İsrail’i vadeliden topraklara kadar götürüp onun siyasi ve ruhsal önderi oldu.


ÇIKIŞ Kitabının Amacı: Tanrı’nın İsrail’i Mısır’dan KURTARIŞINI ve KUTSAL YASA’yı verişini açıklamaktır. Diğer bir taraftan Tanrı’nın gücüyle ve “kuzuların kanıyla” halkın nasıl özgür kılındığını çağlar boyunca hatırlatmaktır. Anlatımın aşamaları şöyle değerlendirilebilir:


GÖÇ olayında Tanrı’nın gücünü, KUTSAL YASA’da Tanrı’nın kutsallığını ve TAPINAKTA Tanrı’nın varlığını görebiliriz.


Ana Hatları: ÇIKIŞ kitabı şu 3 ana bölüme ayrılabilir:

a) KÖLELİK (bölüm 1-6), b) KURTULUŞ (bölüm 7-18) ve c) KUTSALLAŞMA (19-40).


Bunlar da aşağıdaki konu başlıklarına bölünebilir:


a) Bölüm 1-2 … İsrail’in Sıkıntıları ve Musa’nın Doğumu.

Bölüm 3-6 … Tanrı Musa’yı Çağırır.

b) Bölüm 7-10 … Firavun’a Gönderilen 10 Yargı Belası.

Bölüm 11-12 … İsrail Mısır’dan Göç Eder.

Bölüm 13-15 … İsrail Kızıl Denizin Ortasından Geçer.

Bölüm 16-18 … İsrail Sina Dağıtım Önünde.

c) Bölüm 19-24 … Kutsal Yasa Antlaşması.

Bölüm 25-31 … Tapınma Çadırı ve İbadet Düzeni.

Bölüm 32-34 … Altın Buzağı.

Bölüm 35-40 … Tanrı’nın, Halkın Ortasındaki Varlığı.


Mesih’in Ön Simgeleri: Çıkış kitabında Mesih’le ilgili peygamberliklere rastlamadığımız halde, kimliği ve kurtarıcılığı hakkında önemli ipuçları veren simgeleri bulabiliriz:


a. Musa peygamber, kâhin ve önder (kral) olarak Mesih’le aynı görevleri üstlendi (Tes.18:15; Çık. 24:6-8; Tes.33:4,5)

b. Harun başkâhin olarak Mesih’in birçok aracı hizmetini önceden örnekledi (İbr. 5. ve 7. bölüm).

c. Fısıh kuzusu, Eski Antlaşma’da Mesih’in en güçlü simgelerinden biridir (Yu.1:29; 1Ko.5:7).

d. Mesih ‘man’ın, gökten gelen ekmek olarak kendisini örnekleyen bir simge olduğunu söyledi (Yu.6:23,33,58).

e. Tapınak ve eşyaları Tanrı’ya giden tek yolu simgelerdi. Bunlar, İsa’nın Baba’ya giden tek yol olduğunu anlatır (Yu.14:6).



Bölüm 1-2. İSRAİL’İN KÖLELİĞİ VE KURTARICIN DOĞUMU

Okunacak Ayetler: 1:8 – 2: 10


ÇIKIŞ’ın ilk bölümleri, büyük kurtarışa sahne hazırlıyor. İsrail, tıpkı Mesih’ten önceki günlerinde olduğu gibi bir kurtarıcı bekliyor. Böylesine zor bir iş için, Tanrı uygun adamı seçer. Tanrı her zaman kendi işi için, uygun bir adam veya kadın bulup hazırlar. Bu kurtarıcı (Musa), gençliğinde bile 1500 yıl sonra gelecek olan dünyanın asıl Kurtarıcısı’nın bir örneğiydi:



Rab İsrail’i 400 yıl bekletti, Musa’yı da çölde 40 yıl boyunca sabırda yetiştirdi. Rab’bin zamanlaması bizim zaman anlayışımıza benzemeyebilir. Tanrı’nın “Sabır Okuluna” kayıt oldun mu? Aile veya kilise yaşamı, okul veya iş sorunları, kıtlık veya hastalık durumunda sabırsızlıktan ötürü kaldığın dersler var mı? Öyleyse, çaresi var: Rab’bi, zamanlamasından ötürü yücelt!



Bölüm 3-6. MUSA’NIN ÇAĞRISI

Okunacak Ayetler: 3. Bölüm; 5:1-6:13


Musa Mısır’da, en üstün dünyasal eğitimi gördü; kaçtıktan sonra çölde çoban olarak çalışarak sonradan güdeceği “dev sürüyü” yönetecek ruhsal ilkeleri öğrendi; alçaltıldığı için sakin, alçakgönüllü (Say.12:13) ve yumuşak huylu olmayı da öğrendi. Doğduğu günden beri onu kayıran Tanrı, sonunda Musa 80 yaşındayken (!) yanıp tükenmeyen bir çalı aracılığıyla çağırdı (3:1-10).


Tanrı’nın eli bizi yönlendirir, hazırlar ve GÖREVLENDİRİR. Musa Tanrısal çağrı karşısında önce korktu, çekindi, reddetmek istedi. Daha uygun insanların olduğunu düşünüyordu (3:11-4:17). Ama bunun cevabını alır: Kendisine Tanrı’nın esas ismi (varlığı) açıklanır; yani YHWH (3:14; “Yehova” veya “Yahve”). Tanrı, kendiliğinden var olan, kendi kendine yetendir. O, kendi halkı için, tükenmeyen bir maddi manevi iyilik ve güç kaynağıdır. Tanrı’nın “Ben yeterliyim” sözü, Musa’nın “yapamam” itirazını sildi! Ve sonunda Musa, Tanrı’nın isteğine boyun eğdi (4:18-31).


İmanlıyı hizmet için donatan Tanrı’nın yeterliliği, Musa’nın gördüğü çalıyla örneklenebilir: Çalı yanıyor, ama tükenmiyordu (3:2-3). Ruhsal hizmet yaşamı böyledir. Kutsal Ruh bizde bir kandilin yağı gibi yanmak ister. Bizlerse (fitil), yakıtı emip alevle tutuşurken tükenmeden hizmet ederiz! Rab’bin gücünü bir lütuf olarak almayı öğrendiğimizde bu böyledir.


Pavlus bunu, “...Tanrı’nın sana verdiği armağanı ALEVLENDİRMEN GEREKTİĞİNİ hatırlatıyorum. Çünkü Tanrı bize korkaklık ruhu değil, güç, sevgi ve özdenetim ruhu vermiştir” (2Ti. 1. 6- 7), ‘KUTSAL RUHLA DOLU OLUN” (Ef.5:18) ve “Mesih İsa’da olan LÜTUFLA GÜÇLEN” (2Ti.2:1) şekliyle günümüze aktardı.



Bölüm 7-10. TANRI’NIN YARGI BELALARI

Okunacak Ayetler: 7. Bölüm


Bundan sonra Musa Mısır’a gider, ama Firavun İsrail halkını salıvermeye yanaşmaz (5:1-11). O zaman Tanrı, Mısır üzerine on büyük bela gönderir (bölüm 7-10): 1) kan, 2) kurbağa, 3) sivrisinek, 4) at sinekleri, 5) hayvanların ölümü, 6) ur, 7) dolu, 8) çekirge, 9) karanlık felaketleri ve... 10) ilk doğanların ölümü. Bütün bunlar, Mısırlıların güvendikleri tanrıları alt ediyordu! Mısırlılar sayısız tanrılı bir inanca sahipti. Gönderilen bu yargı belaları Mısır “tanrılarına” karşı TEK TANRI’NIN GÜCÜNÜ gösteriyordu! (8:18-19; 2Ti. 3:8-9). Hangi tanrılara karşı?


1) Nil nehri tanrıları (Knum, Osiris),0

2) Verimlilik tanrıları (Hapi, Hekt),

3) Toprak tanrısı (Seb),0

4) Sinek tanrısı (Uatçit),

5) Hayvan tanrıları (Ptah, Hator, Mnevis),

6) Salgının ve şifanın tanrıları (Sekmet, Serapis, İmhotep),

7) Gök ve hava tanrıları (Nut, İsis, Set, Şu),

8) Çekirgeler tanrısı (Serapla),

9) Güneş tanrıları (Ra, Amon-ra, Aten, Atum, Horus...), ve

10) Firavunun kendisi dahil Mısır’ın tüm tanrıları!




Bölüm 11-12. FISIH KUZUSU VE MISIR’DAN ÇIKIŞ

Okunacak Ayetler: 12:1-28.


Bu belalardan en kötüsü sonuncusudur. Yıllar boyunca Mısırlılar, İsraillilerden doğan erkek çocukları öldürmüşlerdi. Şimdi Tanrı’nın gazabı onların üzerine geliyordu. Belirlenen gecede, Mısırlılardan her “ilk doğan” çocuk ölecekti O gece, Tanrı’nın buyruğu uyarınca her İbrani aile lekesiz bir kuzuyu kurban eder ve kanı kapının çerçevesine sürer. Rab’bin meleği, kanı gördüğü evlerde oturanlara dokunmaz, ama kapısına kan sürülmeyen evlerde her ilk doğan çocuğun canını alır. Bu şekilde FISIH (Paskalya) bayramı oluştu (12:1-29).


Fısıh

Mesih

Kurban Nisan ayında kesildi (12:2). Fısıh bu tarihteydi...

Mesih tam bir Fısıh bayramı sırasında öldü (Luk.22:15).

Kurban bir kuzu olacaktı (12:3).

Mesih, Tanrı kuzusudur (Yu.1:29; 1Ko.5:7).

Kuzu lekesiz ve kusursuz olacaktı (12:5).


Mesih günahsızdı (1Pe. 1:19).

Kuzu yaşam doruğundayken kurban edilecekti (12:5).

Mesih de Tanrısal zamanın doruğunda kurban edildi (Gal.4:4).

İsrail’in yaşaması için kuzunun kanı döküldü (12:23).

Dünyanın yaşam bulması için Mesih’in kanı döküldü (Yu.19:34).


İbrani kölelerin itaati (yani imanı), kurtuluşlarına kapı açtı! Tanrı neler yapmaları gerektiğini söyledi, onlar sözüne uydular. Bu yüzden 12. bölümün ana konusu “O’na itaat etmek”tir. Biz de imanın itaatiyle ilk ve son kez sonsuz ölümden kurtuluruz (bkz. İbr.5:9) Aynı şekilde günahlarımızın mayasından kurtuluruz, ama Tanrı sözünü içtenlikle ve gerçekte dinlemek esastır (1Ko. 5:7,8)



Bölüm 13-15. KIZIL DENİZ’İN ORTASINDAN GEÇERKEN…

Okunacak Ayetler: 13:17-14:31


Mısır’dan çıkıp vaat edilen diyara varana kadar çölde geçen yolculuk, kurtuluşa erişip cennete varana kadar geçen iman yolculuğumuzu ve Tanrı’yla olan kişisel ilişkimizi örnekliyor.


Kurtuluşa kavuşmakla Rab’le başlayan yeni ilişkimiz, bir hizmet ilişkisidir (13:1-16). Fısıh’ta kurtulan ilk doğan İbraniler, Rab’be kullar ve tanıklar olarak adanıyordu. Bu şekilde halk, Tanrı’ya şükranını sunuyordu. Biz de kulluk etmek üzere Mesih’in kanı ile kurtulduk (bkz. İbr.9:14).


Ayrıca O’na güvenebiliriz (14:1-31). Mısırlılar faciadan sonra kendilerine gelip İsraillilerin peşine düştüler. Ellerindeki köleleri kaybetmeye razı değillerdi. İsrail halkı arkaya baktığında, peşlerinden gelen ve intikama susamış olan dev bir ordu gördü. Dehşet içinde Musa’ya döndüklerinde, Tanrı’nın şu sözünü aldılar:


Korkmayın, rahat durun. Bugün Rab’bin vereceği kurtuluşu seyredin... Rab sizin için savaşacak, siz ise sakin olacaksınız” (14:13,14). İşte o zaman tarihte izi silinemeyecek büyük olay oldu: Kızıl Deniz ikiye ayrıldı!


Halkın Kızıl Deniz’in ortasından geçmesi olayı, tıpkı Nuh Tufanı gibi (bkz. 1Pe.43: 21), VAFTİZİN BİR SİMGESİDİR (1KO.10:2). Vaftiz, dönüşü olmayan bir biçimde ‘Mısır’ı geride bırakmaktır. Yani eski yaşamla olan gönül bağlarını tümüyle kesmektir!0 Kızıl Deniz’den geçiş, bu dönüş noktasını belirliyor.


Böyle bir kurtarış karşısında insan secde kılıp hamtlarla ibadet etmekten başka ne yapabilir? Musa’nın yaptığı buydu zaten ve bir ilahi besteledi: Musa’nın İlahisini okuyabilirsiniz (15:1-27).


Bu ilahi Mesih aracılığıyla kavuştuğumuz kurtuluş karşısındaki şükranımızın, hayranlığımızın ve ibadetimizin bir ifadesidir. Böylece Musa’nın ilahisi Kuzu’nun ilahisi oldu (Esi.15:3).


ÇIKIŞ kitabındaki kurtarış, Mesih’te kavuştuğumuz asıl ve sonsuz kurtuluşun önemli bir örneğidir. Kurtuluruz, İsa’yı izleriz, vaftiz oluruz, buyruklarına uyarız ve Kendisinin her gün bizimle birlikte bulunduğu derin bir beraberliğe kavuşuruz (bkz.Mat.28:19-20).



Bölüm 16-18. SİNA DAĞINA KADAR

Okunacak Ayetler: 16:1-17:6


Rab’bin merhametli tedariki devam ediyordu: Çölde Tanrı, onlara su (15:22-27;17:1-7) ve yiyecek (16:1-36) temin etti. Ama zorluklar bitmedi; Amalek’le bir savaş durumu ortaya çıktı. Bu durumda Musa, duanın önemini unutmadı. Bir kez daha iman ve duayla ellerini Rab’be kaldırdı. Tanrı, İsraillilerin Kendisine güvenmeyi öğrenmelerini istiyor!


Sıkıntılarımızda O’nu arayabiliriz (17:8-16). Bazen, Kızıl Deniz’in açılması olayı gibi zaferleri yaşadıktan sonra, Mara suları gibi acılık tecrübeleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu acılıklar yüreğimizde kök salmasın. Yani benzer durumlarda şikayetlerimize dikkat edelim; çünkü, “…şikayetleriniz bize karşı değil, Rab’be karşıdır!” (16:8). Şikâyet, yürekte acılıklar biriktirdiğimiz için büyür. Biriktiriyor musunuz? Halbuki denenme, Tanrı’nın izni ve sevgisiyle geldiğini kabul ettiğimizde tatlılığa dönüşür!


Çıkış kitabının bu ilk kısmının sonlarında, Tanrı yolunda hizmet verirken, iş birliği içinde çalışmak ile ilgili önemli dersler var. Musa dünyasal veya ruhsal olsun, halkın bütün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken kayın pederi Yetro, yalnız başına bu kadar sorumluluk taşıyamayacağını anladı. Özellikle günlük sorunlara ve yasal konulara bakmak için bu yükü paylaşacak bir çalışma takımı gerekiyordu (18:1-27). Musa yalnız hassas konulara bakacaktı...


Bölüm 19-24. ON EMİR VE KUTSAL YASA

Okunacak Ayetler: 20:1-17; ve 24. Bölüm


Kutsal bir ulus için net bir yönetim ve kesin kurallar gerekiyordu: KUTSAL YASA. Bundan böyle ON EMİR, Tanrı halkının kendi davranışlarını belirleyecek anayasa olacaktı (20:1-17). İlk beş emir Tanrı’ya olan bağlılık konusunu vurgular. Geri kalan beş emir ise insanlara karşı olan sorumlulukları belirler.


On Emir, konuyu toplayan aşağıdaki iki ana ayet altında sıralanabilir. Her emri, bir iki kelimeyle özetleyerek yazınız (bkz. Çık.20:1-17):


Tanrı’yı bütün yüreğinle seveceksin” (Tes.6:5) - “Komşunu kendin gibi seveceksin.” (Lev.19:18).

1) ..................................................

2) ..................................................

3) ..................................................

4) ..................................................

5) ..................................................

6) ..................................................

7) ..................................................

8) ..................................................

9) ..................................................

10) ................................................


Yasa, kutsal Tanrı’nın ahlaksal ve ruhsal isteklerini açıklamak için verilmişti. Bir kurtuluş yolu değerinde değildi (Gal.2:21); nitekim kuzuların kanıyla gelen kurtarıştan (Fısıh’tan) sonra verildi. Bütün insanlara günahlılığını gösterip yalnız lütufla kurtulabileceklerini öğretiyordu (Ga1.3:24-25). Ancak Tanrı’nın kutsallığını onaya koyarak halkından da kutsallık istemekteydi (Mat. 5:17; Rom. 3:31).


Bununla birlikte itaate bağlı bir antlaşmaydı. Mesih çarmıhta öldüğünde bu düzen sona erdi (2Ko.3:11; Gal.3:19; Ef.2:15; İbr.:8:1; 7:12). Ne var ki, şekilleriyle değilse de ortaya koyduğu kutsallık, kurbanlar ve tapınma ilkeleriyle Kutsal Yasa, günümüz için ruhsal bir rehber olmaya devam etmektedir!


Rab, İsraillilerin itaatine bağlı üç temel ayrıcalık vaat etti:

a. “Bana ait bir halk (özel hazinem) olacaksınız” (19:5).

b. “Bana bir kâhinler krallığı olacaksınız” (19:6).

c. “Bana kutsal bir ulus olacaksınız” (19:6).


Bu üç vaat kilisede ruhsal olarak gerçekleşti (1Pe.2:9-10).


Bundan sonraki bölümler (21-24), kanunlar ve kurallar şeklinde TOPLUMSAL ilişkiler ve İBADET düzenlemeleri için On Emrin temel ilkelerini geliştirir. Kutsal Yasa sevginin, dürüstlüğün ve doğruluğun (adaletin) üzerine kuruludur. Dolayısıyla da düzenli ve sağlam toplumun temelini atar (20:18-24:18). Halk da “Rab’bin bütün söylediklerini yerine getireceğiz…” diye yemin ediyor (24:7).




Bölüm 25-31. TAPINMA ÇADIRININ PLANI VE HİZMETİ

Okunacak Ayetler: 26. ve 28. Bölüm


Bu “taşınır” Tapınak, İsrailoğullarının kampı ortasında durup göçebe topluma ruhsal yaşamın gerçeklerini (dünyada yolcu olduklarını) sürekli hatırlatırdı. Tapınma Çadırı’nın tasarısı, en ufak ayrıntılarına kadar Tanrı tarafından belirlendi (25:40; 26:30). Bugün de Tanrı’nın Tapınak Tasarısı (Kilise), yine insanın kararına bırakılmamış. Mesih’in tasarısı uyarınca kendi Elçilerine gösterilen modele göre düzenlenmeli (bkz. İbr.3:1-6). Aynı şekilde kâhinlere ilişkin bütün giysiler ve ibadet merasimleri Tanrı tarafından belirlenir (28:1-31:18).


Tapınma çadırının amacını şöyle özetleyebiliriz:


Bu iki amaç doğrultusunda tapınak aynı zamanda İsa’nın bir simgesidir: “Söz… aramızda çadır kurdu” (Yu.1:14; Grekçeden tercüme). Tapınak O’nun bedenidir (Yu.2:21). Çünkü kendisi İmanuel’dir; yani “Tanrı bizimledir” (Mat. 1:23)


En Kutsal Yer’e yalnız başkâhin, halkın günahlarını bağışlatmak için yılda bir defa girebiliyordu (bkz. Lev.16:2-34; İbr.9:7). İsa, bizi kesin kurtuluşa (İbr. 9:12) ve göksel tahta (Tanrı’nın huzuruna) ulaştıran yolu açtı (İbr. 4:14,16; 6:19-20). “İsa’nın, kendi kanı sayesinde perdede yani kendi bedeninde bize açtığı yeni ve diri yoldan en kutsal yere gitmeye cesaretimiz vardır” (İbr. 10:19; Mat. 27:51).


Böylece tapınağın üç bölümü (AVLU, KUTSAL YER ve EN KUTSAL YER) ve içindeki eşyaların yorumu, birbirlerine bağlantılı üç farklı anlam düzeyi içermektedir:


1) İsa’nın kurtarışını ve hizmetini simgeler.

2) İnsanın Tanrı’ya ulaşacağı kurtuluş yolunu gösterir.

3) İmanlının Tanrı’yla ilişkisini simgeler.


Üçünü birleştirdiğimizde bizler için ne gibi dersler çıkmaktadır? Hem Rab’bin kendisi, hem kurtuluş yolu hem de kurtulanlar olarak Rab ile derin, Kendi varlığıyla dolu bir ilişkinin iç içe olduğunu görürüz:


AVLU’daki sunakta, kurtuluşa giriş sağlayan kurbanı sunduk (Mesih’in kanı; bkz. 1Ko.5:7; İbr.9:22). Aynı zamanda sunakta tümüyle yakılıp sunulan kurbanlar gibi, kendimizi tümüyle adanan diri kurbanlar olarak sunuyoruz (Rom.12:1-2). Leğende ise günahın kirinden temizlendik, temizleniyoruz da (Kelam, Kutsal Ruh ve yeniden doğuş yıkaması ile; bkz. Ef.5:26; Tit.3:5). Çünkü “kutsallığa sahip olmadan kimse Rab’bi göremeyecek”tir (İbr.12:14).


KUTSAL YER’de kâhinler, halkın aracıları olarak ibadet ediyordu. Buradaki eşyaların kullanımı -şimdiki kâhinler olarak- (1Pe.2:9; Esi.1:6), bizlerin günlük ibadetini simgeliyor.


Şamdan aracılığıyla dünyanın ışığı olarak yaşamamız gerektiğini (Mat.5:14; Esi.1:20), sunu ekmekleri sofrası aracılığıyla emeğimizin ürünlerini Tanrı’nın sağlayışı olarak yine Kendisine sunmamız gerektiğini ve buhurdanlık aracılığıyla övgü ve dua sayesinde (Mez.141:2; Luk.1:10; Esi.5:8;8:3) Tanrı’yla sürekli bir ilişki kurduğumuzu hatırlarız.


EN KUTSAL YER, kurban kuzusu olarak İsa’nın bizler için kendini Tanrı’ya sunduğunu simgeler (İbr.9:24-26). Antlaşma Sandığının içindeki On Emir Levhaları, sandığın üstündeki tepsiye dökülen kan sayesinde artık bizi suçlamaz. Çünkü Tanrı’nın kutsallığını simgeleyen sandığın üstündeki keruvlar, dökülen kan yüzünden bizi suçlu bulan yasaları adeta göremez oldular (bkz. Rom.3:24-25,31). Bu sayede bizler de en kutsal yere, yani Tanrı’nın huzuruna girebiliriz (İbr.10:19-22; Ef.2:18,21-22). Böylece Tanrı’nın varlığıyla ve izzetiyle yüz yüze gelip dolarız. Ve bizde Tanrı isteğini yerine getirme arzusu doğar!




Bölüm 32-34. ALTIN BUZAĞI VE MUSA’NIN DUASI

Okunacak Ayetler: 32. Bölüm


Ne yazık ki İsrail halkı, Musa’nın Kutsal Yasa’yı Tanrı’dan almasını beklerken, “Bizi Mısır’dan o kurtardı’ diye bir altın buzağı yaptılar ve ona tapındılar (32:1-35). Aslında bizler onlardan daha iyi değiliz. Yanlışlarından ders alalım (bkz. 1Ko.10:6-12). Bu, Tanrı’nın öfkesine yol açtı; çünkü halk kendisiyle antlaşma yapmıştı (19:5;24:7).


Tanrı, İsraillileri bu korkunç günahtan ötürü yok etmeye karar verir (32:9-10). Musa Tanrı’nın önünde halk için şefaat eder (32:11-13). Duasında yalnız kendi yararını gözden çıkarmakla kalmaz (32:10-11), halkın zararından önce kendi yıkımını tercih eder! (32:32-33. Tıpkı Pavlus’un duası gibi: bkz. Rom.9:2-3). Rab böylece kararından vazgeçer0 (32:14) ve ölümleri durdurup meleğin önlerinden gideceğini söyler (33:2).


Musa, dualarında tam bir çoban yüreğini ve bu yüreğin neyle beslendiğini gösterir (33:12-18): Tanrı’nın yakın varlığı olmadan ve O’nun görkemini görmeden adım atmaz (33:15,18)


Bundan sonra Rab antlaşmayı yeniden yapar (34. bölüm).



Bölüm 35-40. TAPINAK KURULUR, TANRI ONU DOLDURUR

Okunacak Ayetler: 36. ve 40. Bölüm


İsrailliler, Mısır’dan çıkarken Tanrı’nın lütfuyla elde ettikleri altınları Tapınma Çadırı’nın yapımı için bağışladılar. Rab bunu, “gönülden ve yürekten” yapmalarını istedi (35:5). Bizler de Rab’bin lütfuyla birçok nimete sahibiz. Kendisinden aldığımız bereketlerden bir kısmını Rab’bin işi için ayırmak çok mu zor olur? İsrail’in yaptığı gibi, biz de kilisemiz için bağışları hem gönülden hem sevinçle hem de artan ölçüde verelim (36:6-7; ayrıca bkz. 1Ko.16:1-2; 2Ko.8-9).


Yine Yetro Musa’ya akıl verdi ve Tapınma Çadırı’nın yapımıyla ilgili işler en uygun kişilere verildi (35:30-40:38). İşte Rab’bin tasarısında da hizmet görevi ve cemaati geliştirme işi birkaç görevliye değil, bütün kutsallara mahsustur (Ef.4:12).


Tapınak ve üzerindeki bulut (Rab’bin varlığından bir parıltı), Tanrı’nın kendi halkı arasında sürekli bulunduğunu hatırlatacaktı. Ne zaman bulut kalkıp hareket ederse halk onu izleyecektir. Yaşamları, “Rab’bin izinde yürüdüler” cümlesiyle özetlenebilir…


Tapınak yokken şüpheciler, “Acaba Rab aramızda mı, yoksa değil mi?” diye sorarlardı (17:7). Günümüzde tapınak yok, ama tapınma aracılığıyla Rab’bin diri tapınağına (yani huzuruna) yükseliriz. Ne var ki, bunu ihmal ettiğimizde bizler de O’nun yakın varlığından şüphe duymaya başlayabiliriz. Ama tapınak (veya tapınma) Tanrı’nın isteğine göre yapıldığında “Rab’bin izzeti meskeni doldurur” (40:34-38). Mesih İsa Tanrı’nın varlığıyla dolmamız için aramıza geldi, bunun için Kutsal Ruh’u gönderdi, bunun için de cennette bize bir diriliş bedeni verecektir. O gün bugündür ve bizler, “İşte Tanrı’nın konutu insanların arasındadır” gerçeğini (Esi 21:3) tam olarak ruhumuzda yaşayabiliriz!





Sorular


1) Yehova ismi ne demek? O’nun “İsmi” ruhsal yaşamımızı nasıl olumlu olarak etkiliyor? Çalı örneğiyle açıklayınız.


2) Rab’le olan ilişkimizin bir yönünü, İsrail halkının çölde yaşadığı olaylardan biriyle kıyaslayarak açıklayınız.


3) Neden tapınak bu kadar önemliydi?