3. KUTSAL KİTAP’IN EŞCİNSELLİKKONUSUNDAKİ ÖĞRETİSİ



Kutsal Kitap’ta eşcinsellik, Tanrı’ya ve O’nun düzenlediği yaratılışa uymayan eylemler arasında değerlendirilir. Eşcinsel ilişki anatomik uygunsuzluğun yanında ruhsal kirlenmeyi de içermesi, Tanrı halkının kutsallığını bozması nedeniyle toplumun dışında tutulmak istemiştir (Tevrat, Lev. 20:13).Erkeklerin birbirleriyle, kadınların birbirleriyle ve hayvanlarla cinsel deneyimler yaşanması yasaklanmıştır (Tevrat, Lev. 18:6-30; Rom. 1:26,27).

İncil’de cinselliğin tek eşli evlilik ilişkisi içinde, erkek ve dişi arasındayaşanması gerektiği tartışmaya yer bırakmayacak kadar nettir. Ancak yapılan bazı çevirilerde ayetler özgün anlamlarına göre yorumlanmayarak, eşcinsel ilişki yaşayanların kişisel tercihleri kabul edilebilir biçimde sunulmaya çalışılmıştır. Örneğin, “Yemek mide için, mide de yemek içindir, bedensel ihtiyacı karşılar, görüşünü ileri süren bazı Korintliler yeme ve sindirmenin ruhsal yaşama etkisi olmadığından yola çıkarak aykırı cinsel ilişkilerin de kişinin ruhsal yaşamını etkilemeyeceği görüşünü savunmuşlardır (İncil, 1. Kor. 6:12-16).”7


Hristiyan ilahiyatında ise İsa Mesih’in ruhu (Kutsal Ruh) imanlının içinde konut kurduğundan ve aynı zamanda imanlı İsa Mesih ile özdeşleştiğinden tek eşli evlilik ilişkisi içinde, erkek ve dişi arasındaki cinsel paklık ayrı bir önem kazanmaktadır. İncil’de geçen “Bedenlerinizin Mesih'in üyeleri olduğunu bilmiyor musunuz? Mesih’in üyelerini alıp bir fahişenin üyeleri mi yapayım? Asla! Yoksa fahişeyle birleşenin, onunla tek beden olduğunu bilmiyor musunuz? Çünkü ‘İkisi tek beden olacak’ deniyor. Rab’le birleşen kişiyse O’nunla tek ruh olur. Fuhuştan kaçının. İnsanın işlediği bütün öbür günahlar bedenin dışındadır; ama fuhuş yapan, kendi bedenine karşı günah işler (İncil, 1. Kor. 6:15-18)” ayetleri erkek ve dişi arasındaki birlikteliğin cinselliğin ötesinde ruhsal boyutunu gösterir. Ve cinsel aykırılıklar ister parayla ister gönüllü yapılsın öteki günahlardan ayrı tutulmasına kaynak oluşturur.


İncil’de insanların bedensel-ruhsal özüne uymayan düşünce ve davranışlarının son günde, İsa Mesih’in ikinci gelişinde yargılanacağı yazılır. Yargı, sonsuza dek Tanrı’yla birlikte olmak ya da O’nun sevgisinden uzak kalmak olarak tanımlanabilir (İncil, Va. 20-22).


Kilisenin eşcinsellere ve benlikten kaynaklanan diğer cinsel, ruhsal bozuklukları yapanlara yönelik ölümcül ya da hapis gibi cezalandırma yetkisi yoktur. Ancak benlikten kaynaklanan diğer ruhsal bozukluklarda (örneğin bölücülük, dedikodu, yalan söylemek vd.)olduğu gibi, bunları yapanlar yürekten tövbe edene dek, kilisenin dışında tutularak, dua-danışmanlık hizmeti vermeye devam edilebilir.


3.1 Yasa’da8Eşcinsellik


Putperest halkların günlük yaşamlarında, ibadetlerine uyguladıkları eşcinsel ve öteki cinsellik tercihleri için Tanrı “iğrenç” sözcüğünü kullanmış, bu tür istek ve davranışlardan uzaklaşılmasını buyurmuştur (Yas. 23:17,18). Tanrı’nın düzenlediği yaratılışı bozması nedeniyle, insan yaratılışına uymayan diğer cinsel tercihler gibi eşcinsellik de Yasa’da yargılanmaktadır. Yargı da ya doğrudan Tanrı tarafından (Nuh Tufanı, Sadom gibi) ya da Eski Antlaşma döneminde Yasa aracılığıyla halkın arasından atılmakla, öldürülmekle gerçekleştirilmektedir (bu yargılar o döneme aittir; günümüzle ilişkilendirilmez Tevrat, Lev. 18:29,20).


Mısır’dan çıkışla birlikte Tanrı’nın kendisini Rab olarak yücelten kutsal bir halkoluşturma tasarısında yeni dönem başladı. Yasa bu yeni dönemde Tanrı’nın öz yapısını ve ilahi ölçütlerini yansıtan; Tanrı ile halk arasındaki ilişkilerde (İsa Mesih’in gelişine dek)yol gösteren rehber niteliğindedir. Tanrı Yasa’yı vermekle yüceliğinin ve kutsallığının ölçütünü bildirerek, insanlara günahın ne olduğunu açıklamaktadır.


Yasa, insanın yaratılışına aykırı putperest halkların yaşama biçimleriyle, Tanrı halkının kutsallıkta yaşama biçimini ayırır. O dönemde Tanrı’nın halkı Yasa aracılığıyla tapınma yolunu öğrendi, eğitildi. Yasa Tanrı’ya aittir; bu nedenle doğru, adil ve iyidir.”xiv

Aynı tarihsel koşulları paylaşan putperest halkların yaşama biçimleriyle karşılaştırıldığında Yasa, insana yüreğindeki ve düşüncelerindeki kötülüğü gösteren, bunlara karşı eğiten; insancıl değerleri kazanmaya yönlendiren, toplumsal yaşama ilişkin konuları düzenleyen özelliklere sahiptir (İncil, Gal. 3).


Levililer kitabı incelendiğinde Yasa’da, işlenen konuların iki ana bölümde toplanabileceği görülür. Kurban ve sunularla ilgili 1-15. bölümler; ahlak ve kutsal yaşamla ilgili 17-27 bölümlerdir. Kusursuzkurban ve sunular Tanrı halkının Rab’le aralarındaki ilişkiyi sürdürmesi,9kişi ya da topluca halkın günahlarından arınmasını sağlaması, Rab’be adanmak, kutsanmak; kutlama yapmak, şükretmek ve tapınmak amacıyla uygulandı.


Yasa’da ahlak ve kutsal yaşam ile ilgili ilkeler, Rab ile doğru bir ilişkiye sahip olmanın yanında, insani değerlerin öncelikli olarak ele alınmasını da vurgular. Tanrı halkının birbiriyle ilişkisini düzenleyen bu yasalardan bazıları: Kan içmemek ve yememek (Tevrat, Lev. 17:10-12); yakın akraba ile cinsel ilişki kurmamak (Tevrat, Lev. 18); anne-babaya saygı göstermek (Tevrat, Lev. 19:3); biçilen ekini toplarken artakalanı toplamayarak yoksullara bırakmak (Tevrat, Lev. 19:9,10); Hırsızlık yapmamak, işçinin alacağını hemen ödemek, yargılarken güçlüyü kayırarak haksızlık yapmamak, yüreğinde nefret beslememek, halkından birinden öç almamak, komşunu kendin gibi sevmek, falcılık, ruhçuluk yapmamak, kızını fahişeliğe sürüklememektir (Tevrat, Lev. 19:11-33).


Eşcinsel ilişki anatomik uygunsuzluğun yanında ruhsal kirlenmeyi de içermesi, Tanrı halkının kutsallığını bozması nedeniyle toplumun dışında tutulmak istemiştir (Tevrat, Lev. 20:13). Yasa’da geçen kadınla yatar gibi erkekle yatmaktaki aykırılık-bozukluk (Tevrat, Lev. 18:22)yalnız iki kişiyi ilgilendiren bir konu değildir, aynı zamanda (insan yaratılışına uymayan diğer cinsel tercihler gibi eşcinsellik de)Tanrı’ya karşı yapılmış bir harekettir.Tanrı’ya ve insanın kendisine yabancılaşmasının sonucunda bozulan arzuları, onu Tanrı’dan koparıp özünü kararttığı gibi aynı cinsle yatmanın getirdiği bedensel-ruhsal kirliliği görmesini engeller. Tanrı’nın Yasa’da eşcinsel ilişkiyi ‘iğrenç’ diye nitelendirmesinin nedeni Tanrı’nın iyi yarattığı insan bedeninin yaratılışına aykırı biçimde kullanılması, ruhsal ve bedensel bozukluk oluşturmasıdır. Böyle bir aykırılık-bozukluk bedensel hastalıklarının yanında görmediğimiz göksel yerlerdeki ruhsal yaşamımızı da etkiler.



3.2 Öteki Eski Antlaşma Yazılarında Eşcinsellik


Eski Antlaşma10metinlerinde fuhuş yapan kadın ve erkelerin ilişkileri putperest toplumlarda serbesttir. Tapınaklarına gelir sağlamak, verimliliği ve doğurganlığı artırmak için putperestler tapınak ibadetlerinde eşcinsel uygulamalara yer vermişlerdir(Tevrat, 1. Kr. 14:24).xvAynı ayetlerde Rab, kutsallığına ve insanın yaratılışına aykırı kadın ve erkek fuhşunu iğrenç olarak tanımlamış, kendisine bağlı halkının bu ve benzeri aykırı cinsellikten uzak kalmasını istemiştir.


Ne yazık ki Tanrı’nın halkı kendisinden kutsallık bekleyen Rab’bin isteklerini her zaman yerine getirememiştir. Hem 1. Krallar 14:24 hem de buna koşut Hoşea 4:14 ayetinde putperest tapınaklarda yapılan, büyük olasılıkla kadın eşcinselliğini de içeren ilişkilerin kendi yaşamlarında da yer vermişlerdir. Rab’bin adını yüceltmek için yapılan, açılışında O’nun varlığının doldurduğu tapınak zaman zaman bozuk-aykırı cinselliğin sergilendiği yer oldu (1. Sam. 2:22).


İnsanın yozlaşması sonucunda ortaya çıkan kötülüğü, Tanrı’nın neden yargıladığını anlamak için kötülüğün insanda ve toplumda oluşturduğu tahribatı görmek gerekir. İyice bakıldığında, çok durumda ‘kötülük’ aykırı-bozuk cinsellikle birlikte yan yana yürümektedir. Hakimler 19:22’de geçen ‘kötü kişiler, serseri’ sözcükleri ahlak düşkünü kişiler için kullanıldı. Bu ayetlerle koşut, Yaratılış 13:12,13’te geçen ‘kötü kişiler’ sözünün İbranicesi ‘Belial’ Şeytan’a verilen bir addır.


Hakimler 19. bölümde aynı zamanda ahlaksal çöküntünün korkunçluğunu gösteren trajik bir olay anlatılır: Cariyesiyle yolculuğa çıkan adam misafir olarak kalacak yer bulamayınca Giva kentinin meydanında konakladı. Akşam saatlerinde tarladan dönen yaşlı bir adam, onları evine davet etti. Sonra… “Onlar dinlenirken kentin serserileri evi kuşattı. Kapıya var güçleriyle vurarak yaşlı ev sahibine, ‘Evine gelen o adamı dışarı çıkar, onunla yatalım’ diye bağırdılar.” Ev sahibi serseri olarak tanımlanan kötü kişileri yatıştırmak istediyse de “Ne var ki, adamlar onu dinlemediler. Bunun üzerine Levili [kendisini kurtarmak için!]cariyesini zorla dışarı çıkarıp onlara teslim etti. Adamlar bütün gece, sabaha dek kadınla yattılar, onun ırzına geçtiler. Şafak sökerken onu salıverdiler. Kadın gün ağarırken efendisinin kaldığı evin kapısına geldi, düşüp yere yığıldı. Ortalık aydınlanıncaya dek öylece kaldı.” Levili serserilerden kendini korudu, amakadın öldü!


Yaratılış 18:16-19:29 bölümlerinde Sodom’da beden almış (insan görünümündeki)iki melek Lut’un evine konuk olduğunda, evin etrafını saran her mahalden genç yaşlı bütün erkekler, yatmak için onları istiyordu. Lut’a konuk olan adamları (beden almış melekleri), Sodom’un serserileri11yatmak için istediler. Ortadoğu geleneklerine göre, konuklar ev sahibinin koruması altında bulunduğundan Lut, beden almış melekleri serserilere teslim etmek istemedi; ama onları korumaya gücü de yetmedi. Melekler, kendilerine kötülük yapmak isteyen Sadomluları körleştirdi; sonra RAB Sodom ve Gomara’ya yargısını gösterdi; yok etti.


Cinsel aykırılığın ve diğer kötülüklerin Tanrı’nın halkının arasından kaldırılmasını anlatan 2. Krallar 23:1-7 ayetleri, Tapınağın duvarları tamir edilirken bulunan Yasa Kitabı okunduğunda, halkın günahlarından dönüşünü anlatır. Kral Yoşiya döneminde ve öncesinde Rab’be sadık kalmayarak tapınağın odalarında kadın ve erkek fuhuşu yapan halk ve dini görevliler Tanrı sözünü işittiklerinde RAB’bin yolunu izleyeceklerini, O’nun buyruklarını, öğütlerini, kurallarını candan uygulayacaklarını, Yasa’nın antlaşama kuralarını yerine getireceklerine ilişkin RAB’bin huzurunda antlaşma yaptılar. Baal,12Aşera,13gök cisimleri için yapılmış bütün eşyaları RAB’bin tapınağından çıkarıp yaktılar. Fuhuş yapan kadın ve erkeklerin RAB’bin Tapınağı alanındaki odalarını yıktılar.


3.3 İncil'de Eşcinsellik


İnsanlar çoğunlukla Rab’bin kutsallığına ve yaratılış amaçlarına aykırı cinsel eğilimlerini mantıklaştırmak, kabul edilebilir duruma getirmek yöneliminde olmuşlardır. 7 Kiliseye yazılan mektuplarda imanlılar sahte öğreti verenlere dikkat etmeleri (Va. 2:2), İsa Mesih’e iman edildikten sonra fuhuş yapmakta sakınca görmeyenlerin ardından gitmemeleri konularında uyarılmaktadırlar (Va. 2:14-16, 18-23).


Kutsal Kitap özgün öğretişindetüm insanlar günah işlemiş ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kalmıştır; Âdem’den başlayarak tüm insanlar Tanrı’nın istemlerine aykırı hareket ettikleri için günahkârdır. Yani Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kalanlar yalnız insan yaratılışına uymayan cinsel tercihler yapanlar ve eşcinseller değil, tüm insanlıktır (İncil, Rom. 3:23). Ancak günaha tutsak olanlar, İsa Mesih’in çarmıhta günahlarını üstlendiğine iman etmekle günahlarından kurtulurlar; Tanrı’nın lütfuyla karşılıksız aklanırlar (İncil, Rom. 3:23,24).


Günahkâr, Tanrı’yla barışmak istemesi durumunda, Tanrı’nın Egemenliği’nexviİsa Mesih’in günahlarını çarmıhta üstelendiğine inanarak, Tanrı’nın istemlerine aykırı düşünce ve davranışlardan tövbe ederek girer. Kutsal Kitap’ta bu imanolarak tanımlanır. İman “[İsa Mesih’in]Günahlarımıza karşılık ölmesine, gömülmesine ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirilmesine” inanmaktır (İncil, 1. Kor.15:1-5). Bunun sonucunda Tanrı’nın sözü ve Kutsal Ruh, tövbe eden kişinin içinde konut kurar. Ancak bu iman eylemi Tanrı sözüne sımsıkı sarılarak ona itaat etmekle, eski alışkanlıkları terk etmekle, yaratılıştaki bedensel ve ruhsal konuma dönüşü içeren tutumlarla desteklenir. Yoksa boşuna iman etmiş olunur (İncil, 1. Kor. 15:2).


İnsanlar İsa Mesih’in kurtarış çağrısına olumlu yanıt verip Tanrı’nın Egemenliği’ne girmeyi seçebileceği gibi, O’nu ret edip kendi yolunu çizmek isteyebilir. Tanrı insana yaşamını kendi kararlarıyla belirleme özgürlüğünü vermiştir. Romalılar 1:18-32 ayetlerinin yorumlanması bu seçme özgürlüğünün ne anlama geldiğini, eşcinsellik ile öteki benlik isteklerinin anlaşılması açısından değerli sonuçlara ulaşmamızı sağlar:


Romalılar 1:13-17 ayetlerinde tüm insanların kurtuluşa duydukları ihtiyaç anlatılır. İsa Mesih’e güvenmenin, O’na itaat etmenin sonucu sunulan aklanmaxviiaçıklandıktan sonra 18. ayetle birlikte Tanrı’nın gazabına geçilir. “Günahın içerdiği kötülük karşısından ‘gazap’ sözcüğü, günaha ve kötülüğe karşı Tanrı’nın tutumunu belirler. Gazap, aynı zamanda gerçeğe engel olan kişilerin tanrısızlığına, kötülüğüne karşıdır. ‘Gökten gösterilen gazap’ Tanrı’nın gücünün ve görkeminin kabul edilmesini sağlamak amacıyla gösterilir. Doğa ve toplum olaylarında, insanların günahlarından kurtarılmasında, kötülüğün yargılanmasında Tanrı’nın hâkimiyetini vurgular; kötülüğü ortadan kaldırmayı hedefler (burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta kaldırılması gereken insan değil, tanrısızlık ve kötülüktür!).”


Kişi bildiği yolda yürüyorsa, İsa Mesih’i tanımamışsa yine Tanrı’nın onu yargılamaya hakkı var mıdır? Romalılar 1:21-22. ayetlere göre vardır; çünkü Tanrı kendisiyle ilgili bilenen ne varsa insanların gözleri önüne sermiştir. Yaratılıştaki olağanüstülük, çeşitlilik; Tanrı’nın büyüklüğüne, gücüne, görkemine tanıklık eder. Tanrı sözü olan Kutsal Kitap Tanrı’nın yaratılıştan başlayıp İsa Mesih’in ikinci gelişine dek uzanan tarih çizgisinde Rab ile kurulacak ilişkiyi anlatır. Bu ilişki yalnız Rab’bi Rab olarak tanımakla, O’nu Rab olarak yücelten tapınmayla kurulur.


Öyleyse şu soruyu sormalıyız: Rab’bi Rab olarak bilmek neden önemli?Romalılar 1:21-22 ayetleri bizlere iki düşünce verir: Sonsuz, Her Şeye Gücü Yeten gerçek Tanrı vardır ve bu Tanrı adına layık biçimde övülmelidir. Eğer bunun tersi tutum sergilenirse insan kendisinin efendisi olacak; tutuğu yolun meyvesini yiyecektir. “Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti” sözü bağlamında yorumlandığında, utanç verici tutkular bir tercihin sonucudur (İncil, Rom. 1:26). Çünkü insan anlayışını karartarak kendini tutkularına teslim eder.


İncil gerçeğine göre erkeklerin ve kadınların doğal ilişkilerini bırakıp aykırı cinsel ilişkilere girmesi insan bedenine ve ruhuna aykırıdır; kötülüğün insan karakterinde üremesine izin verir (İncil, Rom. 1:27). “Bu durumda ‘Doğal olan nedir?’ sorusunu sormak gereklidir. ‘Böyle istiyorsam ve istediğimi yapıyorsam doğaldır’ denebilir mi? Aykırı bedensel ve ruhsal istekleri mantıklaştırmak için böyle sözler söylenebilse de kişinin keyfi yorumu olmaktan öte geçmez. Grekçe physis(doğal), Tanrı’nın yaratılmış düzeni anlamına gelir. Doğal sözcüğüyle anlatılmak istenen yaratılıştaki özgün doğadır. Yaratılıştaki insan doğasına aykırı hareket edildiğinde Tanrı’nın kurduğu iyi ve doğru düzen bozulur.”


Eşcinselliğin kabul edilebilir biçimde topluma sunulmasını destekleyen ayet Kutsal Kitap’ta bulunmamasına karşılık 1. Korintliler 6:9-10 ayetlerinde geçen oğlan ve oğlancılar, “New International Version’da ikiye ayrılarak, birinci ifadenin erkek eşcinseller, ikinci ifadenin eşcinsellik suçu işleyenler diye çevrilmesi, bundan da her tip eşcinsel ilişkinin değil, putperestlikle birlikte yapılan eşcinsel ilişkinin günah sayılmasını hem metinde geçen ayetler hem de Kutsal Kitap’ın öteki ayetleri desteklemez (Yas. 23:17,18; Va. 22:15).”xviiiMetnin özgün anlamında ayetlerde geçen oğlan ve oğlancılar eşcinsel sayılmaktadır. “Eşcinsellikle ilgili oğlan ve oğlancılarterimleri eşcinselliği pasif-aktif, para karşılığında ya da putperestliğin bir parçası olarak ayırmayıp her tür eşcinselliğin Rab’in önünde yanlış ve günah olduğu belirtilir.”xixAyetler yorumlanırken eşcinsel ilişkilerde bulunulabileceğini ileri sürmek ne Pavlus’un yazdıklarıyla ne de Kutsal Kitap görüşüyle bağdaşır. Eşcinsellik ve insanın biyolojik, anatomik, fizyolojik, ruhsal yapısına uymayan, yaratılışına aykırı diğer cinsellik deneyimleri Kutsal Kitap’ta her durumda günah olarak tanımlanır, her durumda Tanrı’ya ve O’nun düzenlediklerine karşı hareket içerir.


Eşcinseller ve (insanın yaratılışına aykırı diğer cinsellik deneyimlerinde bulunanlar)yaratılış gerçeklerinden kaçmak yerine, İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’nın verdiği özgürlüğü yaşamları için Tanrı onlara fırsatlar sunmaktadır. İman yaşamında lütufla güçlenerek, düşünce ve isteklerini yaratılıştaki bedensel, ruhsal doğalarına dönmek için kullandıklarında (İncil, Rom. 5:1,2); Rab’be ve O’nun ilkelerine sadık kaldıklarında gün be gün değişerek eski yaşamlarında kalan vicdan rahatsızlıklarından, kaygı, suçluluk, korku, dışlanmış hissedilmek gibi ruhsal sorunlardan arındıklarını göreceklerdir. Bu vaat gerçek anlamda tövbe eden herkes için geçerlidir (İncil, Elç. 2:37-42).


Tövbe ederek yaratılıştaki doğalarına dönmek isteyen eşcinsellerin zayıflıklarını Rab bilmektedir. Zor gibi görünen bu süreçte önemli olan eşcinsellerin (öteki günahkârlar gibi)Rab’bin kendileri için yaptıklarını bilmeleridir. “Değişim gerçekleşirken ortaya çıkan zayıflıklar kendi başlarına günah oluşturmayıp imanlının günaha olan direncini azaltan, yalnız fiziksel anlamda değil; düşünsel, ahlaksal ve duygusal alanlarda güçsüzlüklerdir. Zayıflıklar ayartıya, ayartı da fiziksel uygulamayla günaha dönüşürse ortaya ciddi bir durum çıkıyor. Böyle bir duruma girmeden İsa Mesih adıyla ve Kutsal Ruh aracılığıyla aklandığımıza güvenerek Rab’be sadık kalmak gayretini göstermek önemlidir.”xx


3.4 Ara Sonuç


Tanrı insanı erkek ve kadın, birbirlerini tamamlayacak, birbirlerinden ayrılamayacak kadar bütünleşmiş varlıklar olarak yarattı. Cinsellik de evlilik ilişkisi içinde, dişi ve erkek arasında yaşanmalıdır. Kutsal Kitap bunu erkek ve dişinin tek bedene sahip olması biçiminde açıklar (Yar. 2:24; Ef. 5:31). Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmamız nedeniylecinsellikle ilgili günahlar, dolayısıyla erkek-kadın eşcinselliği, Tanrı’ya karşı hareket içerir (İncil, 1. Kor. 6:18). Bu nedenle cinsellik Tanrı’nın yaratığı biçimde iyidir, doğrudur.


Yasa’da ve öteki Eski Antlaşma yazılarında eşcinsellik, Tanrı’nın yaratılış düzenini bozarak insan yaratılışına aykırı birçok kötülük barındırdığından kabul edilmez (Tevrat, Lev. 18:22; Hak. 19), yargılanır.


İncil’de de eşcinsellik yaratılıştaki doğaya aykırılık Rab’be karşı hareket içerdiğinden onaylanmaz. Ancak İsa Mesih’in tövbe çağrısını kabul eden herkese Tanrı’nın Egemenliği açık olduğu gibi tövbe eden eşcinsellere de Tanrı’nın Egemenliği açıktır. Ne var ki Tanrı’nın Egemenliğine girmek günahlardan dönmeyi içerdiğinden eşcinsel alışkanlıklar bırakılmalı, kutsallığın ardından gidilmelidir (İncil, 1. Kor. 6:9-11).