II. BÖLÜM
EVET, KUTSAL KİTAP
TANRI SÖZÜ'DÜR!

(Deedat'la Yüksel'in Kitabının 1. Bölümüne Cevap - John Gilchrist)

M

 

üslümanların çoğu, başkalarının dinini kötülemenin gerçek bir Müslüman'a yakışmayacağını düşünse de bunun istisnaları vardır. Örneğin, Güney Afrika Müslümanlarından Ahmet Deedat bunlardan biridir. Bu zat gerçekten de sürekli olarak Hıristiyanları ve onların dinlerini kötülemekte, üstelik bunu Orta Çağ'ın din savaşlarını hatırlatan bir tarzda yapmaktadır. Bu paraleldeki son çalışması da, 1980 yılında Durban İslami Propaganda Merkezi'nin yayınladığı "Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü müdür?" adlı kitabıdır. (Bu kitap, Deedat tarafından yazılan "Yunus'un Alâmeti Neydi? ve"Taşı Kim Oynattı"adlarını taşıyan kitapçıkların çevirisi ve Sayın Edip Yüksel'in kendi çalışması olanPapazlara ve "Hıristiyanlara Kitab-ı Mukaddesten Sorular"ınilâve edilmesiyle beraber "Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü müdür?" adlı kitap olarak 1984'te Türkiye'de yayınlandı.)

Deedat bu kitabında Kutsal Kitap'ın (Kitab-ı Mukaddes) Tanrı sözü olmadığını kanıtlamaya çalışmaktadır. Bilgisiz veya bu konulardaki bilgisi az kimselerin bu yazdıklarını makul bulmaları, hatta ona inanmaları mümkündür. Fakat, Kuran ve Kutsal Kitap metinleri ile bunların tarihçesini bilen kimselerin bu yazdıklarına inanması zordur.

İleri sürdüğü iddiaların hafifliğini Deedat da biliyor olmalı ki bunları pek cesur ve meydan okuyucu bir tavırla sunma gereği duymuştur. Böylece okuyucuya sanki cevap verilmesi imkânsız hakikatlerle karşı karşıya olduğu izlenimini vermeye çalışmaktadır. Deedat'ın da katkısı olan bir seminerde A.S.K. Joommal şöyle demişti: "İnsanın davası savunulması güç, hatta imkânsız olsa da hitabet gücü sayesinde durumu idare etmesi ve dinleyicileri kendi tarafına çekmesi mümkündür."

Biz, Joommal'ın kendi kitabı olan (Deedat'ın 58. ve 69. sayfalarında başvurduğu) "Kutsal Kitap: Tanrı Sözü mü, İnsan Sözü mü?"adlı kitapta yukarıda tarif edilen bu yöntemden sık sık yararlandığını biliyoruz. Ancak, Deedat'ın da Kutsal Kitap aleyhine yazdığı kitapçıkta aynı taktiklere başvurduğunu görüyoruz. Her ikisi de, Kutsal Kitap'ımız aleyhine sürdürdükleri kampanyada, davalarının "savunulması imkânsız" davalar olduğunu bilen kimseler gibi davranmaktadır.

Kitapçığının 21. sayfasında Deedat, kendinden çok emin bir tavırla şu öneriyi yapmaktadır: "«Bu "Kitabı Mukaddes Allah Sözü müdür?"kitapçığını 90 günlüğüne ödünç veriyorum. Yazılı bir cevap istiyorum!» Evet değerli okuyucu, eğer siz söylediğimin aynısını uygularsanız ve birkaç Müslüman daha aynı şeyi yaparsa Yehova Şahitleri ve diğer misyonerler bir daha sizin kapınızı asla karartamayacaktır."

Aslında biz, Mesih inanlıları olarak, bu adamın yıllardır inancımızı gözden düşürmek için yaptığı çabalardan bıkmış dahi olsak, yine de ona yardım edelim ve ona cevap verelim dedik. Öyle ki, bu kitapçığının bir misyoneri kaçıracağı hayalinden de kurtulmuş olsun. Biz geçmişte de böyle yayınlarını cevaplamış ve iddialarını çürütmüştük. Bize bir daha cevap verememiş olmasının da bazı şeyleri kanıtladığının farkındayız.