Sevinç Getirici Haber'in Yeterliği 1:16,17

Yaydığı Haber'i düşündükçe Pavlus sevinçle dolar (ayet 16). Bu Haber için neler çekmişti! Birkaç ay önce yazdığı mektupta bunları sıralar: "Cezaevine girmekte en ön sıradayım; köteklenmede en başta gelenim. Ölümle yüzleşmede kaç kez! Beş kez Yahudiler'den otuz dokuz kırbaç yedim. Üç kez değnekle dövüldüm, bir kez taşa tutuldum" (2.Korintoslular 11:23-25). Pavlus, bu Haber'den utanç duymuyor musun? Hayır, tersine Sevinç Getirici Haber'le övünüyorum. Ona bağlı olduğuma seviniyorum bütün bu acılara rağmen. Pavlus, neden Sevinç Getirici Haber'le övünüyorsun? "Çünkü her iman edene kurtuluş sağlayan Tanrı gücüdür" (ayet 16).

Sevinç Getirici Haber'i dinleyip ona güven bağlayan insan, Tanrı'nın gücünün kendisi için işlediğini görür (ayet 16). Tanrı gücü ona kurtuluş sağlar. Sevinç Getirici Haber, kendi kendilerini kurtarmak çabasında başarısızlığa uğrayan ya da kendileri için hiçbir kurtuluşun bulunmadığı sanan ümitsiz kişilere müjdedir. "Boş çabalarınızı, umutsuz durumlarınızı bir yana bırakın, imanın boş elleriyle Sevinç Getirici Haber'i kabul edin! Tanrı'nı gücü sizi kurtaracaktır." Pavlus her sınıftan, her ırktan ve her ulustan insanların ümitsizlikten parlak umuda, iğrençlikten kutsal yaşama döndüğüne tanıktı. Ancak Tanrı'nın gücü buna yeterliydi. Böyle bir Haber'le kim övünmez?

Bu kurtuluş ilkin Yahudiler'e sunulacaktı (ayet 16). Tanrı bu kurtuluşu Yahudiler'e peygamberler aracılığıyla vaat etti (ayet 2). Kurtuluşu gerçekleştiren Tanrı'nın Oğlu beden açısından Davut soyundan doğdu (ayet 3). İsa Mesih'in Samiriyeli kadına "Kurtuluş Yahudiler'den gelir" dediği budur (Yuhanna 4:22). Sevinç Getirici Haber'in ilk bildirilişi Yahudiler'e idi. Petros'un Pentekost günü duyurduğu Haber'i dinleyenler "yeryüzünün her ülkesinden kopup" gelen ve Yeruşalem'de geçici olarak yaşayan "tanrısayar Yahudiler" ve "Yahudiler'in inancını benimseyenler"di (Elçilerin İşleri 2:5,11). Yahudiler imparatorluğun birçok yöresine dağılmışlardı. Bir kentte on Yahudi erkek bulununca inançlarına göre bir dua evini (sinagogu) açmaları gerekiyordu. Böylece Yahudiler'in inancı birçok kentte tanınıyordu. Uluslardan kişiler ilgi



duyup toplantılara katılıyordu. Bazıları sünnet edilerek ruhsal yasanın tüm törelerine uyma zorunluluğunu kabul ettiler. Bunlara "Yahudiler'in inancını benimseyenler" dendi. Yahudiler'in inancıyla ilgilenen ama sünnet edilmeyi kabul etmeyen kişilere "Tanrı'dan korkan" adı verilirdi.

İlk inanlıların tümü Yahudi'ydi. Onlar öbür ulusların kurtulmaları için ilkin Yahudi inancını benimsemeleri ve ondan sonra Mesih'e iman etmeleri gerektiğini sanıyorlardı. Bu nedenle Petros "Tanrı korkusuyla" yaşayan Romalı yüzbaşı Kornilyos'un yanına gitmekten çekiniyordu. Ama Tanrı ona göksel bir açıklamayla böyle insanları sıradan ya da kirli saymamayı öğretti. Kornilyos ve ev halkına Sevinç Getirici Haber'i duyurunca Petros Kutsal Ruh'un onlara verildiğini gördü. Petros kendisini eleştiren öbür Yahudi kardeşlere, "Ben kim oluyorum ki Tanrı'ya karşı çıkayım?" dedi. Yahudi kardeşleri bu sözleri duyunca yatıştılar ve Tanrı'yı yücelttiler. "Demek ki" dediler, "Tanrı uluslara da günahlardan dönerek yaşama kavuşmayı sağladı" (Elçilerin İşleri 11:17,18).

Yaklaşık aynı dönemde "Stefanos'a çektirilen acı sonucunda darmadağın olanlar Finike'ye, Kıbrıs'a ve Antakya'ya kadar gittiler. Tanrı sözünü Yahudiler'den başka hiç kimseye bildirmiyorlardı. Ama onlardan Kıbrıslı ve Kirineli bazı kişiler Antakya'ya gelip Yunanlılar'a da Rab İsa'nın Sevinç Getirici Haberi'ni bildirdiler. Rabbin elini onları destekliyordu. Çok sayıda insan iman ederek Rabbe döndü. Bu olaylara ilişkin haber Yeruşalem'deki kilise topluluğunun kulağına erişti. Barnabas'ı Antakya'ya gönderdiler. Kendisi varıp Rabbn kayrasını görünce sevinç duydu, hepsine yüreklerinde Rabbe bağlı kalmayı kararlaştırmaları için öğüt verdi" (Elçilerin İşleri 11:19-23). Böylece Yahudi olan inanlılar Sevinç Getirici Haber'in "hem de Yunanlı'ya" kurtuluş sağlayan Tanrı gücü olduğunu öğrendiler.

Pavlus da bunu dirilmiş Rab İsa'dan öğrendi. O, Pavlus'u hem İsrail halkına hem de uluslara gönderdi (Elçilerin İşleri 26:15-18). Pavlus ilkin Yahudiler'e Sevinç Getirici Haber'i bildirirdi. Ama uluslardan "Tanrı korkusuyla yaşayan" insanlara ve hatta Tanrı korkusunu bilmeyen insanlara bile Sevinç Getirici Haber'i duyurmaya istekliydi.

Pavlus'un isteği gittiği her kentte sinagogtaki Yahudiler'i ve Tanrı'dan korkanları kazandıktan sonra bunların aracılığıyla kentin öbür insanlarını kazanmaktı. Pisidiya Antakyası'ndaki (Isparta'ya bağlı Yalvaç'taki) sinagogta Sevinç Getirici Haber'i bildirirken konuşmasına "İsrailli arkadaşlar ve Tanrı'dan korkan insanlar" diye başlar. "Sinagogtaki toplantı dağılınca, Yahudiler'den ve tanrısayar inanlılardan birçoğu Pavlus'la Barnabas'ın ardı sıra gittiler. Onlar bu kişilerle konuştular, Tanrı kayrasında süreklilik göstermeleri için kendilerini inandırdılar. Öbür Şabat günü neredeyse tüm kent Tanrı sözünü dinlemek için bir araya geldiler. Yahudiler bu yoğun topluluğu görünce kıskançlıkla doldular. Pavlus'un söylediklerine karşı konuştular, birçok aşağılayıcı söz söylediler. Pavlus'la Barnabas hiçbir korkuya kapılmadılar. 'Tanrı sözünü ilkin sizlere bildirilmesi gerekiyordu'



dediler, 'Ama onu bir yana ittiğiniz ve kendinizi sonsuz yaşama yaraşır saymadığınız için, işte biz uluslara yöneliyoruz. Çünkü Tanrı bizlere şu buyruğu vermiştir: "Yeryüzünün en ırak ucuna dek kurtuluş sağlayasın diye seni uluslara ışık olarak atadım."' Uluslar bunu duyunca sevindiler ve Tanrı sözünü yücelttiler. Sonsuz yaşama atanmış olan herkes iman etti" (Elçilerin İşleri 13:42-48).

"Hem de Yunanlı'ya" (ayet 16). Evet, Yunanlı'nın da yeri vardır Tanrı'nın kurtuluş tasarısında. Apayrı bir kültürden gelen Yunanlı'nın şeriati (ruhsal yasası) yoktu. Kilise topluluğunda bir araya gelen yasa bağlısı Yahudiler'le bununla ilişkisi olmayan Yunanlılar'ın birbirlerine uymaları kolay değildi. Bu konudan doğan sorunlara Pavlus bu mektubun başka bölümlerinde değinir (bölüm 9-15).

Ayet 17'de Pavlus Sevinç Getirici Haber'in neden her iman edene kurtuluş sağlayan Tanrı gücü olduğunu açıklar. Sevinç Getirici Haber'de Tanrı'nın doğruluğu açıklanır bunun için her iman edene kurtuluş sağlayan Tanrı gücüdür (Kitabı Mukaddes: "Allahın salahı keşfolunur" Müjde dipnot: "Tanrı'nın adaleti.. açıklanır"). Tanrı doğrudur. O'nda hiç eğrilik yoktur. Doğru olduğu için biz insanlardaki her eğriliği, O'nun doğru istemine aykırı her davranışı cezalandıracaktır. Bu tür doğruluk kurtuluşu sağlamaz.

Tanrı'ya hizmet ederek kendi çabalarıyla kurtuluşunu kazanmaya çalışmış olan Martin Luther adlı rahip şunları demişti: "Ben Tanrı'nın doğruluğundan nefret ediyordum; çünkü bu doğruluk her günahımı bulan, beni her zaman cezalandırmak isteyen doğruluktu." Ama Romalılar'a Mektub'u incelemeye başlayan Luther Tanrı'nın doğruluğunun "insanı doğruluğa eriştiren" bir doğruluk olduğunu anlamaya başladı. Her nekadar asıl metinde "Çünkü onda Tanrı'nın doğruluğu açıklanır" diye yazılırsa da, çevirmenin bunu "çünkü Sevinç Getirici Haber'de Tanrı'nın insanı doğruluğa eriştirmesi açıklanır" çevirmesi yanlış değildir.

İnsana kurtuluş sağlayan bildiri budur. Tanrı seni doğruluğa eriştirir. Tanrı seni doğrulukla donatır. Tanrı seni doğru duruma getirir. Bundan böyle Tanrı'nın mahkemesinde O'nun senin her günahını arayan doğruluğu seni suçlamaz. Çünkü yüce Yargıç seni "doğru kişi" ilan etmiştir. Eskiden Tanrı'dan ayrılmış, O'na isyan eden bir günahlıydın ama Sevinç Getirici Haber'e iman edince Tanrı'yla doğru bir ilişkiye getirildin.

"İmana dayanan imana ileten doğruluktur bu" (ayet 17). Bu doğruluğun temeli imandır. Tanrı kendisine güvenip bağlanan insanı doğruluğa eriştirir. Tanrı kendi kendini kurtarma çabalarını bırakıp "imanın boş ellerini uzatan" kişiye doğruluk armağanını verir. Bu doğruluk imana dayanır ve imana sunulur.

Kutsal Ruh imana dayanan ve imana sunulan bu doğruluğun Eski Antlaşma yazılarında Habakkuk peygamber aracılığıyla vaat edildiğini vurgular. "Tıpkı Kitap'ta yazılı olduğu gibi, 'Doğru kişi imanla yaşayacaktır'" (ayet 17). Rab Habakkuk'a, "o acımasız ve saldırgan ulusu, Kildaniler'i” güçlendirdiğini açıklamıştı (Habakkuk 1:6). Peygamber bunun nedenini anlayabildiğini RAB’be şöyle anlatır: "Ya Rab, bizi yargılamak için Kildaniler’i mi seçtin?" (Habakkuk 1:12).



Oysa şu sorun peygamberin kafasını kurcalar: " Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin. Haksızlığı hoşgöremezsin. Öyleyse nasıl hoşgörürsün Bu hain adamları? Doğrular kötülere yem olurken Neden susuyorsun? Ulusları acımasızca öldürmeye devam edecekler mi?" (Habakkuk 1:13,17).

Habbakuk esasında Rabbe "Niye daha kötü bir ulusu daha doğru bir ulus olan İsrail'e hüküm giydirmek için kullanıyorsun?" diye soruyordu. Rab Kildani ulusuyla ilgili olarak "Bakın şu övüngen Kildaniler'e, niyetleri iyi değildir. Ama doğru kişi imanıyla yaşayacaktır." sözünü ekler (Habakkuk 2:4). Bunu izleyen ayetlerde kendisinin içinde canı doğru olmayan gururla kabaran Kildani ulusuna karşı Tanrı beş kez "vay başına" deyip onu yargılayacağını bildirir “RAB size sağ elindeki ceza dolu kâseden içirecek" (Habakkuk 2:16). Kildaniler'in canı doğru değildi, çünkü Tanrı'ya güvenmiyorlardı. Ama Rabbe güvenen doğru kişi yaşayacaktır. Rabbin yargı kasesi ona yaklaşmayacaktır. Tıpkı İsa Mesih'in yıllar sonra söylediği gibi: "Benim sözümü dinleyenin ve beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. O yargılamayacaktır; ölümden yaşama geçmiştir" (Yuhanna 5:24). Tanrı'nın onu doğruluğa eriştirdiği için iman eden kişi yargılanmayacaktır, sonsuz yaşama kavuşmuştur.

Böylece "doğru kişi imanla yaşayacktır" sözünün "imanla doğruluğa eriştirilen kişi kurtulacaktır" anlamına geldiğini görebiliriz. Romalılara Mektubun özü budur.