Her şeyin bağımlı kılınması İsa'yla gerçekleşti 2:9-18

Ayet 9, Mezmur 8'den aktarılan ayetlerin İsa Mesih'in kişiliğinde gerçekleştiğini bildirir. İsa bir süre meleklerden biraz geri kılındı. Ama şu an yücelik ve onur tacını taşımakta olan İsa'yı görüyoruz. Herkes için ölüm işkencelerini çektiğinden dolayı yüceliğe ve onura kavuşmuştur. Tanrı'nın insana olan iyiliği nedeniyle İsa herkesin kurtulabilmesi için ölümü tatmıştır.

Oysa İsa yüceliği ve onuru yapayalnız taşımayacaktır. Birçok oğul O'nunla birlikte yüceliğe kavuşacaktır (a.10). İşte insanların Mesih'le "birlikte bin yıl hükümranlık" ettikleri zaman her şey insana bağımlı kılınacaktır (Vahiy 20:4,6). Bunu gerçekleştiren egemen Tanrı'dır. O her şeyi kendisi için yaratmıştır. "Her şey Tanrı yararınadır ve her şey O'nun aracılığıyla olmuştur." Oysa birçok oğulu yüceliğe kavuşturmak için Tanrı'ya uygun görünen yol "onların kurtuluş öncüsünü acılarlarla yetkinliğe erdirmesi" idi (M.).

İsa Mesih yetkin değil miydi? Evet. O zaman neden yetkinliğe erdirilmesi gerekti (S.G.H.)? İsa Mesih kusursuz, yetkin kişiliğe sahipti. Nasıl daha yetkin olabilirdi? Ayetin kendisi buna bir ip ucunu verir: "onların kurtuluş öncüsünü acılarla yetkinliğe erdirmesi uygun düşüyordu." İsa Mesih Oğul olarak yetkindi ama acı çekinceye kadar insanların kurtuluş öncüsü (başkanı) olmamıştı. O konuda tecrübesi yoktu. O yönden yetkin değildi. Oysa çarmıhtaki acıları çektikten sonra "Tanrı doğrultusunda acımayla dolu, güvenilir" bir başkahin oldu (a.18). "Kendisi işkenceler çekerek denendiğinden, denenenlere yardım edebilecek güçtedir." Bu acılara katılmadan önce bunu yapamazdı. ("Kurtuluş öncüsü" ya da "kurtuluş başkanı" diye çevrilen "arhegos" sözcüğü "birşeyi başlatan ya da önderlik yapan biri" anlamındadır.)

Araya gelen 11-17 ayetleri İsa Mesih nasıl kurtuluşumuzu sağlayan öncü ve Tanrı katında acımayla dolu, güvenilir bir başkahin olabildiğini açıklar. Oğul olduğu halde bizim insanlığımızı üzerine aldı. "Etle kana paydaş" oldu (a.14). "İbrahim kuşağıyla özdeşleşmeyi üstlendi" (a.16). "Her bakımdan kardeşleri gibi olması gerekti" (a.17). O'na şükürler olsun! Bize ne kadar yakın geldi!

Oğul kutsal kılandır. Kutsal kılmak Tanrı'nın kullanışına ayırmak demektir. Oğul insanları Tanrı'nın kullanışına ayırır. Onlar kendisiyle aynı özdendir. "Hep aynı özdendir" diye çevrilen "eks henos pantes" deyimi "hepsi birdendir" ya da "hepsi bir şeyden (kişiden) gelir" anlamındadır. Müjde ise yerinde bir yorum yaparak onu "hepsi aynı Baba'dandır" diye çevirir. Biricik Oğul Tanrı'nın "birçok oğul" durumuna getirdiği kişilere "kardeşlerim" demekten utanç duymuyor. Şeytan kulağına sürekli olarak, "Ne biçim inanlısın! Tanrı seni sevmiyor" diye fısıldayabilir. Sözlerine kulak asma. Oğul seni kutsal kıldı, sana "kardeşim" demekten utanç duymuyor. Şeytan utanç duymalı uydurduğu yalanlara. Rab İsa'ya övgüler olsun bizlere "kardeşlerim" demekten utanç duymuyor. Çünkü kurtarışı etkin ve yetkindir.

Yazar bu kadar yürekli bir bildiriyi kendi yetkisine dayalı bırakmak istemiyor. Onu Tanrı'nın Sözü'ne dayandırmak istiyor. Seçtiği 22. Mezmur Mesih'in çektiği işkencelerini önceden bildiren en ayrıntılı peygamberlik sözünü içerir. Acıları geçtikten sonra Mesih Tanrı'ya şunları söyler: "Adını kardeşlerime bildireceğim. Topluluğun içinde sana övgü yükselteceğim" (a.12; Mezmur 22:22). İsa Baba'yla şöyle konuştu: "Dünyadan bana vermiş olduğun insanlara adını açıkladım" (Yuhanna 17:6). Birinin adını açıklamak onun tüm kişiliğini tanıtmak, öz varlığını açığa vurmak demektir. İsa Mesih inanlılar topluluğunun içinde Baba'ya övgü yükseltecekti. Kardeşleri olarak O'nunla birlikte Baba'ya övgüler yükseltelim!

Bu konuyu belgeleyen öbür ayet Yeşaya 8:17,18'den alınmıştır (a.13). Yeşaya peygamber kendisi için konuşmaktaysa da, sözü Mesih'e

ilişkin bir peygamberliktir. Tanrı kendisine güvenen Mesih'e çocuklar vermiştir (yukarıya aktarılan Yuhanna 17:6 ayetiyle bağlanır).

Tanrı'nın O'na verdiği çocukları kurtarmak için Oğul çocukların sahip olduğu et ve kan doğasıyla özdeş oldu. Oğul gerçek insan oldu. Ölmesi için bu gerekliydi. Ölmesi de gerekliydi çünkü "ölümün güçlü egemenliğini kendinde bulunduranı, yani iblisi" ezmesi bu yoldan olanaklıydı. İblis diye çevrilen "diabolos" sözcüğü suçlayıcı, iftiracı anlamındadır. Şeytan için kullanılan bir deyimdir. Şeytan insanları günah aracılığıyla ölüm yargısı altına düşürür. "Ölümün dikeni günahtır" (1.Korintoslular 15:56). "Ezsin" diye çevrilen "katargeo" sözcüğü Müjde'de çevrildiği gibi "etkisiz hale getirmek" demektir. İsa Mesih ölümüyle Şeytanı etkisiz hale getirmiştir.

Şeytanın en çok kullandığı düzen korkudur (a.15). Ölüm korkusuyla insanları yaşam boyunca tutsaklıkta tutmaktadır. Başkaları ne diyecek korkusuyla binlerce insanın Mesih'e dönüp kurtulmalarını önleyebilir. Ama İsa Şeytan'ı ölümüyle etkisiz hale getirdiği için tutsak olanları özgürlüğe kavuşturur.

Oğul'un meleklerin değil, insanların doğasıyla özdeş olmasıyla Tanrı'nın meleklerden çok insanlara önem verdiği belirir (a.16). "Ou angelon epilambanetai" deyimi "meleklerin üzerine el koyup onları tutmadı" diye çevrilebilirse de anlamı Müjde'de yardım etmek olarak ve S.G.H.'de meleklerle özdeşleşmek yolunda yorumlanır. Tanrı meleklerden çok, verdiği vaatlere iman eden İbrahim'in soyuyla ilgilenir.

İnsanlarla daha çok ilgilendiği için her bakımdan kardeşleri olarak saydığı biz insanlar gibi olması gerekti (a.17). Oğul günahlarımızı gideren bağışlamalığı sunan başkahin olabilmesi için her bakımdan bizim gibi oldu. Böylece Tanrı katında bizi acımayla karşılayan, ve kendisine güvenilen başkahin oldu.

Ayrıca İsa Mesih çektiği acılara dayanamayıp geri gitmek tehlikesinde olan bir inanlıya yardım edebilir "çünkü kendisi işkenceler çekerek" denendi (a.18). Bunun için "denenenlere yardım edebilecek güçtedir."