D) İSA VE PİLATUS

Matta 27:1-31

1  Sabah olunca bütün başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. 2  O'nu bağladılar ve götürüp Vali Pilatus'a teslim ettiler. 3  İsa'ya ihanet eden Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. 4  ‹‹Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim›› dedi. Onlar ise, ‹‹Bundan bize ne? Onu sen düşün›› dediler. 5  Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı. 6  Paraları toplayan başkâhinler, ‹‹Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz›› dediler. 7  Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık yapmak üzere Çömlekçi Tarlası'nı satın aldılar. 8  Bunun için bu tarlaya bugüne dek ‹‹Kan Tarlası›› denilmiştir. 9-10  Böylece Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu: ‹‹İsrailoğulları'ndan kimilerinin O'na biçtikleri değerin karşılığı olan Otuz gümüşü aldılar; Rab'bin bana buyurduğu gibi, Çömlekçi Tarlası'nı satın almak için harcadılar.›› 11  İsa valinin önüne çıkarıldı. Vali O'na, ‹‹Sen Yahudiler'in Kralı mısın?›› diye sordu. İsa, ‹‹Söylediğin gibidir›› dedi. 12  Başkâhinlerle ileri gelenler O'nu suçlayınca hiç karşılık vermedi. 13  Pilatus O'na, ‹‹Senin aleyhinde yaptıkları bunca tanıklığı duymuyor musun?›› dedi. 14  İsa tek konuda bile ona yanıt vermedi. Vali buna çok şaştı. 15  Her Fısıh Bayramı'nda vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyi adet edinmişti. 16  O günlerde Barabba adında ünlü bir tutuklu vardı. 17  Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, ‹‹Sizin için kimi salıvermemi istersiniz, Barabba'yı mı, Mesih denen İsa'yı mı?›› diye sordu. 18  İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu. 19  Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, ‹‹O doğru adama dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim›› diye haber gönderdi. 20  Başkâhinler ve ileri gelenler ise, Barabba'nın salıverilmesini ve İsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar. 21  Vali onlara şunu sordu: ‹‹Sizin için hangisini salıvermemi istersiniz?›› ‹‹Barabba'yı›› dediler. 22  Pilatus, ‹‹Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?›› diye sordu. Hep bir ağızdan, ‹‹Çarmıha gerilsin!›› dediler. 23  Pilatus, ‹‹O ne kötülük yaptı ki?›› diye sordu. Onlar ise daha yüksek sesle, ‹‹Çarmıha gerilsin!›› diye bağrışıp durdular. 24  Pilatus, elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın başladığını görünce su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi: ‹‹Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!›› 25  Bütün halk şu karşılığı verdi: ‹‹O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!›› 26  Bunun üzerine Pilatus onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti. 27  Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp bütün taburu başına topladılar. 28  O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. 29  Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, ‹‹Selam, ey Yahudiler'in Kralı!›› diyerek O'nunla alay ettiler. 30  Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. 31  O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germeye götürdüler.



AÇIKLAMA: Herkes, kusursuz Mesih’i yok etmek için birleşmişti. Ancak bir sorun vardı. Yahudi önderleri idam etme yetkisine sahip değildi. Bunun için nefret ettikleri Romalı yetkililere başvurmak zorundaydılar ama buna da razıydılar yeter ki İsa ölsün. İlginçtir bu sırada Mesih’i ellerine teslim eden Yahuda İskariot’un vicdanı sızlamaya başlar ve büyük pişmanlıkla ihanet parasını geri vermeye çalışır. Ancak çok geç olmuştur. Burada Petrus ile Yahuda arasında önemli bir fark belirir. İkisi de Mesih’i inkâr etti. İkisi de pişman oldu. Ancak Yahuda, Mesih’e dönmek yerine kendi canına kıydı. Petrus ise daha sonra Mesih’e döndü ve yeni bir hayata sahip oldu. Hepimiz düşebiliriz, hatta Mesih’i inkar edebiliriz. Önemli olan günahlarımızı itiraf ederek Mesih’in lütfuna sığınmak.

img İsa bu sırada, Romalı Vali Pilatus’un önüne çıkartılıyor. Mesih yine susmaya devam ediyor. Ancak ‘Sen Yahudilerin Kralı mısın?’sorusuna olumlu cevap veriyor. Yine Mesih gerçek kimliğini doğruladı. Pilatus O’nun suçsuz olduğunu anladı ancak Yahudi önderlerine istediklerini vermezse isyan çıkarabileceklerini de biliyordu. Arada kaldı – ne yapabilir? Birden aklına bir fikir geldi. Her yıl bayramda bir mahkum salıverirdi. Barabba isminde hiç sevilmeyen bir katil vardı elinde. Pilatus halka sordu: ‘Hangisini salıvereyim İsa’yı mı yoksa Barabba’yı mı?’Ancak halk ileri gelenlerin kışkırtmasıyla ‘Barabba’yı istiyoruz’ dediler ve Mesih için ‘O’nu çarmıha ger!’diye bağırdılar. Pilatus hayrete düştü. Elinden bir şey gelmeyeceğini anlayınca Pilatus; ellerini yıkar ve Mesih’i ileri gelenlerin ellerine teslim eder. Yahudiler ise ‘Onun kanından biz ve çocuklarımız sorumluyuz’diyerek büyük bir lanetin altına girdiler. Böylece Mesih’i işkencecilere teslim eder ve O’nu çarmıha germek üzere hazırlarlar.

Bu manzara pek çok ironilerle dolu. Suçsuz ve kusursuz Mesih kendi halkı ve dini önderler tarafından pagan bir kralın karşısında çıkartılıyor. Tanrı tanımayan Pilatus Mesih’in hiç bir suçu olmadığını anlayıp Mesih’i salıvermek için çaba sarf ediyor ama yine Yahudiler İsa’nın yerine bir katili tercih ediyorlar. Gerçekten Kral olan Mesih bu defa kırmızı bir kaftan ve dikenli bir taçla alay konusu oluyor. Bunların hiç biri tesadüf değil. Olup biten her şey çok önceden Peygamberlerce anlatılmıştı: ‘İnsanlarca hor görüldü, yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı... O’na değer vermedik. Aslında hastalıklarımızı O üstlendi, acılarımızı O yüklendi...Bizim isyanlarımız yüzünden O’nun bedeni deşildi. Bizim suçlarımız yüzünden O eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza O’na verildi. Bizler O’nun yaralarıyla şifa bulduk (Yeşaya 53).’ Aslında bizler Yahuda ve Barabba gibi tümden suçluyduk. Ancak Mesih yerimize ölmeyi seçerek hepimize sonsuz yaşam bağışladı. Hamdolsun!