B) İSA’NIN YOLU

Matta 26:31-56

31  Bu arada İsa öğrencilerine, ‹‹Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz›› dedi. ‹‹Çünkü şöyle yazılmıştır: ‹Çobanı vuracağım, Sürüdeki koyunlar darmadağın olacak.› 32  Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.›› 33  Petrus O'na, ‹‹Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de ben asla düşmem›› dedi. 34  ‹‹Sana doğrusunu söyleyeyim›› dedi İsa, ‹‹Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin.›› 35  Petrus, ‹‹Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkâr etmem›› dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.36  Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen yere geldi. Öğrencilerine, ‹‹Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun›› dedi. 37  Petrus ile Zebedi'nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye, ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. 38  Onlara, ‹‹Ölesiye kederliyim›› dedi. ‹‹Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.›› 39  Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. ‹‹Baba›› dedi, ‹‹Mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.›› 40  Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a, ‹‹Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!›› dedi. 41  ‹‹Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.›› 42  İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. ‹‹Baba›› dedi, ‹‹Eğer ben içmeden bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun.›› 43  Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. 44  Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez dua etti. 45  Sonra öğrencilerin yanına dönerek, ‹‹Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?›› dedi. ‹‹İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. 46  Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!››47  İsa daha konuşurken, Onikiler'den biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı. 48  İsa'ya ihanet eden Yahuda, ‹‹Kimi öpersem, İsa O'dur, O'nu tutuklayın›› diye onlarla sözleşmişti. 49  Dosdoğru İsa'ya gidip, ‹‹Selam, Rabbî!›› diyerek O'nu öptü. 50  İsa, ‹‹Arkadaş, ne yapacaksan yap!›› dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı, İsa'yı yakalayıp tutukladılar. 51  İsa'yla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu. 52  O zaman İsa ona, ‹‹Kılıcını yerine koy!›› dedi. ‹‹Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. 53  Yoksa Babam'dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. 54  Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?›› 55  Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: ‹‹Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız. 56  Ama bütün bunlar, peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.›› O zaman öğrencilerin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.



AÇIKLAMA: Mesih artık son saatlerini yaşıyor. Daha önce belirttiğimiz gibi her şey peygamberlerin yazdığı senaryoda geçtiği gibi tek tek gerçekleşiyor. Çünkü Mesih ölmek için, insanlık uğruna canını feda etmek için yeryüzüne geldi. Bunu öğrencilerine defalarca anlatmasına rağmen hiç anlayamadılar ya da belki anlamak istemediler. Burada Mesih onlara ölümünden yine söz eder ve hepsinin darmadağın olacağını da belirtir. Petrus her zamanki gibi yine kahramanlık yapmaya kalkarak: ‘Herkes kaçsa da ben yanında ölürüm’şeklinde büyük konuşur. Ancak daha sonra göreceğimiz gibi Petrus’un bu sözleri bilinçsiz bir gururdan kaynaklanıyordu. Onlar bir krallık için savaşmaya hazırken, Mesih ise insanlık uğruna ölmeye hazırdı.

Yemekten sonra Mesih öğrencileriyle bir zeytin bahçesine iner. Çekeceği korkunç ıstırabı şimdiden sezen İsa havarilerinin kendisiyle birlikte dua etmelerini rica eder. Mesih yaşayacaklarını içmesi gereken bir kaseye benzeterek Tanrı’dan başka yol yok mu diye sorar? İnsanların günahlarından kurtulması için Mesih’in çarmıhta işkence çekip kurban olmasından başka yol yok muydu? Yoktur! Olsaydı Rab, kutsal Oğlunu işkencecilerin ellerine teslim etmezdi. Böylece Mesih bu korkunç yükü, tüm insanlığın günahlarını omuzlarına alır ve kurban olmak üzere yola çıkar. Ne var ki öğrencilerine dönünce ‘Seninle birlikte ölüme giderim’ diyen Petrus’u ve diğerlerini uykuya dalmış buluyor. Ölüme gideriz diyenler bir saat bile dua edemediler.

Birden ağaçların arasında bir kalabalığın gürültüsü belirir. Sopalı kılıçlı kargaşanın başında havarilerden, Yahuda İskariot yaklaşıp Mesih’i yanağından öperek askerlere teslim eder. Birden Petrus kılıcını çekerek ortaya atılır. Mesih ise onu hemen durdurup ‘Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek’der ve ardından ‘İstesem Babam’dan bir melek ordusu çağıramaz mıyım?’ diye ekler. Mesih, Tanrı’nın amaçlarını yerine getirmek için asla şiddete başvurmadı. Tersine kendi canını ortaya koydu. Bazıları, Allah’ın bu sırada Yahuda’yı, Mesih’e benzeterek askerlerin yanlış kişiyi tutuklayıp çarmıha germelerini sağladığını ve İsa’yı göğe kaçırdığını düşünür. İncil’de böyle bir hikaye yoktur. Tanrı’nın Sözü, pek çok yerde çarmıha gerilenin İsa Mesih olduğunu söyler. Çünkü çok önceden peygamberlerin de yazdığı ve insanların kurtulması için tek yol da buydu. Bu arada Mesih’in başta söylediği gibi bütün öğrencileri kaçıp kayboldular. Evet, her şey senaryoda olduğu gibi yerine oturuyordu. Ama bizim için önemli olan soru şu: Mesih’ten ne bekliyoruz? Petrus ve öğrenciler gibi şan ve şöhretin peşinde miyiz? Oysa ki Mesih’in yolu önce çarmıha gider. Büyük konuşmak yerine O’nunla birlikte dua etmesini, düşmanlarımızı sevmesini ve çarmıha yürümesini öğrenmeliyiz. Mesih’in ve Tanrı’nın yolu budur.