A) SON YEMEK

Matta 26:1-30

1-2  İsa bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine, ‹‹İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz›› dedi, ‹‹İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek.›› 3  Bu sırada başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, Kayafa adındaki başkâhinin sarayında toplandılar. 4  İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmek için düzen kurdular. 5  Ama, ‹‹Bayramda olmasın ki, halk arasında kargaşalık çıkmasın›› diyorlardı. 6-7  İsa Beytanya'da cüzamlı Simun'un evindeyken, yanına bir kadın geldi. Kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, güzel kokulu yağ getirmişti. İsa sofrada otururken, kadın yağı O'nun başına döktü. 8  Öğrenciler bunu görünce kızdılar. ‹‹Nedir bu savurganlık?›› dediler. 9  ‹‹Bu yağ pahalıya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi.›› 10  Söylenenleri farkeden İsa, öğrencilerine, ‹‹Kadını neden üzüyorsunuz?›› dedi. ‹‹Benim için güzel bir şey yaptı. 11  Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım. 12  Kadın bu güzel kokulu yağı, beni gömülmeye hazırlamak için bedenimin üzerine boşalttı. 13  Size doğrusunu söyleyeyim, bu Müjde dünyanın neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak.›› 14-15  O sırada Onikiler'den biri -adı Yahuda İskariot olanı- başkâhinlere giderek, ‹‹O'nu ele verirsem bana ne verirsiniz?›› dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. 16  Yahuda o andan itibaren İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. 17  Mayasız Ekmek Bayramı'nın ilk günü öğrenciler İsa'nın yanına gelerek, ‹‹Fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?›› diye sordular. 18  İsa onlara, ‹‹Kente varıp o adamın evine gidin›› dedi. ‹‹Ona şöyle deyin: ‹Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh Bayramı'nı, öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.› ›› 19  Öğrenciler, İsa'nın buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. 20  Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu. 21  Yemek yerlerken, ‹‹Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana ihanet edecek›› dedi. 22  Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, ‹‹Ya Rab, beni demek istemedin ya?›› diye sormaya başladılar. 23  O da, ‹‹Bana ihanet edecek olan›› dedi, ‹‹Elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır. 24  İnsanoğlu, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu'na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.›› 25  O'na ihanet edecek olan Yahuda, ‹‹Rabbî, yoksa beni mi demek istedin?›› diye sordu. İsa ona, ‹‹Söylediğin gibidir›› karşılığını verdi. 26  Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. ‹‹Alın, yiyin›› dedi, ‹‹Bu benim bedenimdir.›› 27  Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, ‹‹Hepiniz bundan için›› dedi. 28  ‹‹Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. 29  Size şunu söyleyeyim, Babam'ın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.›› 30  İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı'na doğru gittiler.



AÇIKLAMA: Mesih ‘İnsanoğlunun’ görkemli dönüşünü anlattı fakat önce çarmıha gerilmesi gerekiyordu. Neden? Çünkü ancak bu şekilde insanlar günahlarına karşılık af bulabilirdi. İsa’nın insanlık uğruna kurban olması gerekti. O sırada din bilginleri, Mesih’i yok etmek için komplo kuruyorlardı. Ancak bayramda olmasını istemiyorlardı çünkü bayram sırasında Yeruşalim yüz binlerce misafirle dolup taşıyordu. Ayrıca Yahudi toplumu için bu bayram çok özel bir anlam teşkil ediyordu. Bu onların kurtuluş bayramıydı – Rab Mısır’ı cezalandırırken İsrailoğulları’nı gazabından esirgeyip kurtardı. Yasa uyarınca bayram sırasında Yahudiler kusursuz bir kuzu kurban ederlerdi. Ne var ki o kuzu aslında yakında kurban edilecek olan İsa Mesih’i temsil ediyordu. Onlar farkında olmadan binlerce sene önce hazırlanmış senaryonun provasını her yıl yapıyorlardı ancak bu yıl tam tamına gerçekleşecekti.

Önce bir kadın, muhtemelen Meryem, İsa’yı meshetmek ister. (bkz. Yuhanna 12:1-8) Bu Lazar’ın ablası olan ve Mesih’in ayakları dibinde saatlerce oturup O’nu dinlemeyi seven Meryem’dir. Aslında çok ironiktir ki bir yandan din bilginleri Mesih’i yok etmeye çalışırken ve diğer yandan kendi havarileri egemenlik hayallerini kurarken bir tek Meryem İsa’nın gerçekten niçin geldiğini kestirir. Herkesin itirazına karşın Meryem çok pahalı bir parfümü İsa’nın başından dökerek O’nun takdirini kazanır. Keseye bakan Yahuda özellikle çok kızdı ki bundan sonra Mesih’i satmaya karar verir. 30 gümüşe karşılık öğretmenini ele vermeye anlaşır. Meryem, Mesih’in değerini bildi; Yahuda ise üç yıl sonrasında hala İsa’nın kim olduğunu anlayamadı. Ancak Yahuda, Mesih’i değil kendi ruhunu sattı.

Bayramın en büyük olayı ailece kutlanan fısıh yemeğiydi. Fısıh demek, üzerinden geçmek yani esirgemek demek. İlk Fısıh Bayramında, Yahudiler kurban edilen kusursuz kurbanın kanını evin kapısına ve sövelerine sürdüler. Böylece Mısırlıları cezalandıran ölüm meleği evlerinin üzerinden geçerek onları esirgedi. Her aile kurban edilen kuzuyu pişirir ve birlikte yerdi. Mesih öğrencileriyle geleneksel sofraya oturur ama bu defa sofradaki unsurlara farklı bir anlam yükledi. Mesih, ekmeği ertesi gün parçalanacak olan kendi bedenine benzeterek aralarında paylaştırır. İçilen şarabı da dökülecek olan kanına benzetir. Bunlar sembolik olarak Mesih’in kurban edilişini temsil ediyorlardı. Ayrıca Mesih bununla yeni bir antlaşma dönemi başladığını belirtir. Eski Antlaşma yani Musa’nın Yasası insanları ancak imgyargıya gömdü. Mesih ise peygamberlerin vaat ettiği Yeni Antlaşma’dan söz ederek ölümüyle yeni bir dönem başlattığını belirtir. (bkz. Yeremya 31:31-34) Böylece binlerce sene önce başlayan Fısıh Bayramı nihayet hedefini buldu. Bugün dahi dünyanın her yerindeki Mesih inanlıları bir araya geldiklerinde bu sofrayı kutlarlar. Mesih tüm herkesi sofrasına çağırır. Hepimizi, Meryem gibi karşısında oturup O’nun güzel varlığından doymaya davet eder. Ne duruyoruz?