9. BU KİTABIN YAZARLARI İSA MESİH’TEKİ YENİ YAŞAMI NASIL KEŞFETTİLER?


Bart Larson


Mesih İnancı’nın anlamını çocukken (pazar günleri aldığm kilise öğretişinden de öte) ünlü bir müjdeci olan Billy Graham’ı televizyonda izlerken anlamaya başladım. O zamana kadar, birçok Mesih İnanlısı’nın ikiyüzlü veya garip insanlar olduklarını düşünüyordum. Dr. Graham’ın vaazını işitince, yüreğimde birşeyler olduğunu hissettim. Ne kadar öznel de olsa, Tanrı’nın varlığının odada benimle birlikte olduğunu hissedebiliyordum.

Dr. Graham’ın açıkladığı düşüncelerden birisi, Tanrı’nın tamamen pak ve günahsız olduğu ve bizlerin günahlı olduğumuz düşüncesiydi (örn. bilinçli veya bilinçsiz olarak, her birimiz Tanrı’ya karşı geldik ve O’nun yetkinliğinden yoksun kaldık). Kendimi, “Fakat hakim bey öldürmemiş olduğum insanları göz önünde bulundurunuz!” diyen adamın durumundaymış gibi hissettim. Kutsal ve doğru olan Tanrı’nın karşısında, tamamen suçluydum ve günahlı doğamda bir değişiklik yapmadan, cenneti kirletmiş ve bozmuş olurdum.

Günahkâr olduğumu ne kadar çok reddettiysem, kendimi o kadar çok suçlu hissettim. Kendi standartlarıma göre bile yaşamadığımdan, Tanrı’nın standartlarına göre yaşamak benim için çok uzaktı. Dr. Graham konuşmasında, kiliseye gitmenin yeterli olmadığını söylemişti. Kiliseye gitmek, insanı Mesih İnanlısı yapmıyordu (seraya girmenin insanı çiçek yapmadığı gibi) ve gerçek bir Mesih İnanlısı olmak, pasif bir inanç değil, aktif bir inanç gerektiriyordu.

Niagara Şelalesi’nin üzerine çekilmiş gergin bir ipten sırtına yüklemiş olduğu yüz kiloluk bir kum torbasıyla geçen bir canbaz, izleyicilerden birine, “tekrar aynı şeyi yapabileceğime inanıyor musun?” diye sormuş ve izleyici de “Tabii ki!” diye karşılık vermiş. Bunun üzerine sırtındaki kum torbasını atan canbaz, “öyleyse sırtıma çık, tekrar deneyelim” demiş.

Gerçek inanç, Mesih İnancı’nın iddialarını sadece mantıksal olarak kabul etmek değildir. Mesih İnancı, ip üzerindeki canbaza güvenip, onun üzerine çıkmaya benzer. Kutsal Kitap’ın sözlerine güvenerek iman etmiyorsanız, inancınız Kutsal Kitap’ın temeline dayanmıyor demektir.

Bir yargıcın kızı, hızlı araba kullandığı için mahkemeye çıkarılmış. Duruşmanın sonunda, yargıç kızına en ağır para cezasını verdiğinde, herkes şaşırmış. Daha sonra oturduğu yerden kalkan yargıç, vezneye gidip, kızının para cezasını ödemiş. Bu şekilde hem yasanın yerine gelmesi sağlanmış, hem de baba sevgisi tatmin olmuştur. Dr. Graham konuşmasında, Tanrı’nın aynı şeyi İsa Mesih’in kişiliğinde nasıl yapmış olduğunu şöyle açıkladı: “Tanrı, insan bedeni alıp, insanlık için ölmekle, bize olan sevgisini göstermişti.”

Dr. Graham, günahımızı itiraf edip Mesih’in bizim için öldüğüne ve dirilişine iman aracılığıyla, Tanrı’nın bağışlamasına kavuşacağımızı açıklamıştı. Tanrı’nın affını ne kazanabilir, ne de bedelini ödeyebilirdik. Kurtuluşumuz, Tanrı’dan gelen, ya kabul edeceğimiz ya da reddedeceğimiz bir armağandı.

Birkaç yıl Mesih İnancı’nı benimsemedim. Bunun nedeni, kendilerine saygı duyacağım bazı Mesih İnanlıları’yla karşılaşmamın oldukça zaman almış olmasıydı ve aynı zamanda halâ nasıl Mesih İnanlısı olunacağı konusunda bilgi sahibi değildim. Fakat sonunda o gün geldi. Bir konuşmacı, oldukça uygun bir ortamda, nasıl Mesih İnanlısı olunacağmı açıkladı (Buna benzer diğer fırsatları utanma riskinden dolayı geri çevirmiştim. Bunun hiçbir işe yaramayacağından ve kendimi aptal yerine koymaktan çekiniyordum).

Böylece, lise öğrencilerine yönelik bir konferansta (Topeka, Kansas) sessizce dua edip Mesih’i yaşamımı yönlendirmeye çağırdım. Gerçekten de Mesih yaşamıma girmişti! Daha önce hiç hissetmediğim bir huzura sahiptim. Eskiden kalma tüm suçluluk hislerim yok olmuştu ve yaşamak için yeni bir sevincim ve yeni bir sebebim olmuştu. Tanrı’nın gerçekten de duamı cevaplaması bana şaşılacak bir mutluluk vermişti. Tanrı benimle ilgilenmişti!

Bazı zamanlar, Mesih İnanlısı olduktan sonra bile, kendimi bir sepetin içinde Tanrı’nın kapısının önüne terk edilmiş ve Tanrı sevgi dolu olduğu için, beni içeri almak zorunda kaldığını hissediyordum. Şimdi böyle olmadığını biliyorum, çünkü Tanrı yüce sevgisiyle beni seçmiştir (Efesliler 1:4-5). Tanrı, gelecek olan herkese “gelin” diyor!

Sizinle ilgilenen ve Tanrı’nın sevgisini yaşamış bir kişi olarak yapabileceğim tek şey, sizleri kararsız kalmamaya teşvik etmektir. Tanrı sizi seviyor ve size olan sevgisini beden alıp, sizin için ölerek kanıtlamıştır. İşte Mesih’in doğumunun ve tanrısallığının sebebi budur ve Josh ile birlikte bu kitabı yazmamıza neden olmuştur.


Josh McDowell 1


Mesih İnanlısı olmadan önce Kutsal Kitap’ın tarihsel yönden güvenilir bir belge olmadığını, dirilişin tarihsel bir gerçek olmadığını ve Mesih İnancı’nın uygun bir alternatif olmadığını kanıtlama girişiminde bulundum. Yazdığım kitaplarda açıklamış olduğum kanıtları bir araya getirdikten sonra, dayandığım bazı noktaların ayakta duramadığını gördüm. Çünkü İsa Mesih gerçekten de iddia etmiş olduğu gibi, Tanrı’nın Oğlu’ydu.

Kutsal Kitap’ın ve Mesih’in tarihsel olarak güvenilir olduğu sonucuna varmam, içimde yoğun bir bocalamaya neden oldu.

Aklım bütün bunların doğru olduğunu söylerken, isteğim beni farklı bir yöne çekiyordu. Mesih İnanlısı olmanın, yer sarsıntısı gibi bir tecrübe olduğunun farkına vardım.

Yaşamımda suçlu olduğum açıktı. İsa Mesih, Kurtarıcı olarak ve benim günahlarım uğruna çarmıha gerilmiş olarak, beni Kendisine çağırıyordu. Beni davet edişi şöyleydi: “İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Eğer biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim” (Vahiy 3:20).

Ancak, kendisini kabul edip, adına iman edenlerin hepsine, Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi” (Yuhanna 1:12). Su üzerinde yürümüş olması veya suyu şaraba çevirmiş olması, beni ilgilendirmiyordu. Gösteriş meraklısı birisinin yaşamımı fethetmesini istemiyordum. Aynı zamanda, akademik kariyerimi sürdürmek ve meslektaşlarım arasında edinmiş olduğum bilimsel kariyerime zarar gelmesini istemiyordum.

İşte karar noktasına gelmiştim. Aklım, Mesih İnancı’nın doğruluğunu söylerken, isteğim buna karşı çıkıyordu. Ne zaman şu coşkun Mesih İnanlıları’nın arasında bulunsam, içimdeki karmaşa daha da yoğunlaşıyordu. Kendinizi berbat hissettiğinizde, içinde bulunduğunuz mutlu insan topluluğunun sizi ne kadar çok rahatsız ettiğini anlarsınız. Onların mutluluğu karşısında kendimi sefil birisi gibi hissederek, orayı terkederdim.

Öyle bir noktaya gelmiştim ki, akşam saat 22:00’da yattığım halde, ancak sabahın dördüne doğru uyuyabiliyordum. İsa’yı aklımdan çıkarmam gerektiğini biliyordum, yoksa aklımı oynatacaktım.


Yeni Yaşamın Başlangıcı


Aklımı açıp, üniversitenin ikinci yılındayken 18 Aralık 1959’da, akşam saat 20:30’da bilimsel olarak ikna olduktan sonra, Mesih İnancı’nı benimsedim.Birisinin “Nasıl biliyorsun?” sorusuna “Ben oradaydım” karşılığını verdim.

O akşam dua ettim. Tanrı’nın diri Oğlu İsa Mesih’le kişisel bir ilişki kurmak için, dört şey için dua ettim. Belirli bir zaman süreci içinde, bu ilişki yaşamımı değiştirdi.

İlk olarak şöyle dua ettim; “Rab İsa, çarmıhta benim uğruma öldüğün için sana şükrediyorum.” İkinci olarak ise şöyle devam ettim; “Yaşamımda Seni hoşnut etmeyen şeyleri itiraf ediyorum ve beni bağışlayıp günahtan arındırmanı diliyorum.” (Kutsal Kitap’ta, “Günahlarınız kızıl da olsa, kar gibi bembeyaz olacaklar” [Yeşaya 1:18] diye yazılmıştır). Üçüncü olarak, “Hemen şu anda bildiğim en iyi şekilde, kalbimin ve yaşamımın kapısını sana açıyor ve Kurtarıcım ve Rabbim olarak Sana güveniyorum. Yaşamımın kontrolünü eline al. İçimi değiştir. Ve beni olmamı istediğin gibi bir kişi yap” diye dua ettim.

Dua ederken söylediğim son söz ise şuydu: “İmanla yaşamıma geldiğin için teşekkür ederim.” Bu iman, Kutsal Ruh’un göstermiş olduğu kanıtlara, tarihsel gerçeklere ve Tanrı’nın Sözü’ne dayanıyordu.

Eminim ki, dindar insanların ilk kez Mesih İnancı’nı kabul ettiklerinde bahsettikleri “şimşek akımını” duymuşsunuzdur. Ben dua ettikten sonra, hiçbir şey olmadı. Gerçekten de hiçbir şey olmadı. Hatta karar verdikten sonra kendimi daha kötü hissettim. Kusacağımı sandım. İçimden hastalandığımı bile düşünüyordum.

Kendi kendime, “Olamaz, McDowell, neyin içine girdin şimdi?” diye soruyordum. Gerçekten de en uç noktaya kadar gelmiş olduğumu hissediyordum ve bazı arkadaşlarım da benimle aynı fikirdeydiler.




Yaşamımdaki Değişmeler


Fakat Rab’be gelişimin ilk altı ayından sonra, yanlış bir karar vermediğimin bilincindeydim. Yaşamım değişmişti.

Bir üniversitenin tarih bölümü başkanıyla tartışırken, ona yaşamımın değiştiğini söyledim. Benimle alay edercesine bana şöyle dedi: “McDowell, Tanrı’nın gerçekten de 20. yüzyılda yaşamını değiştirmiş olduğunu mu söylüyorsun? Hangi yönlerden?” Kırkbeş dakika boyunca değişiklikleri anlattıktan sonra, “tamam bu kadarı yeterli” diyerek beni susturdu.

Akılsal Huzur. Yaşamımdaki değişiklikleri anlatırken açıkladığım değişimlerden birisi de yorgunluğumdu. Her zaman dolu olan bir kişiydim. Ya kız arkadaşımla zaman geçiriyor ya da beş para etmez etkinliklere katılıyordum. Aklım öyle meşgul ve karmaşa içindeydi ki, ders çalışmaya ve düşünmeye fırsat bulamıyordum.

Fakat yaşamımı Mesih’e adadıktan birkaç ay kadar sonra, aklımda bir çeşit huzur vardı. Yanlış anlamayınız. Aklımdaki karmaşanın yok olmasından bahsetmiyorum. İsa Mesih’le olan ilişkimde karmaşanın yok olmasını değil, karmaşaya nasıl yaklaşılacağını gördüm. Bu huzuru dünyadaki hiçbir şeyle değişmem.

Öfkenin Kontrolü. Yaşamımda değişme gösteren diğer bir yön ise öfkemdi. Bir kişinin bana yan gözle bakması, beni çileden çıkarmaya yetiyordu. Bu yüzden üniversitenin birinci yılındayken birisini az daha öldürüyordum. Hala bu kavgadan kalan yara izlerini taşıyorum. Öfkem benimle öyle özdeşleşmişti ki, bilinçli olarak öfkemden kurtulma arayışında değildim.

Mesih’e iman etme kararımdan bir gün sonra, içimdeki öfkenin tamamen yok olduğunu farkettim. Ve Rab’le olan yirmi dört yıllık yürüyüşüm boyunca, sadece birkez öfkelendim.


Nefret Ettiğim Kişi


Yaşamımda hoşuma gitmeyen başka bir yön daha vardı. Bu konudan bahsediyorum, çünkü birçok kişinin, yaşayan diri Mesih aracılığıyla yaşamlarında aynı türden bir değişime gereksinimleri olduğunu biliyorum. Yaşamımda hoşuma gitmeyen bu yön; içimdeki nefretti.

Yaşamım bir sürü nefretle doluydu. Dışa görünür şekilde değil, içimde oluşan bu nefret beni insanlardan, olaylardan ve diğer şeylerden nefret etmeye yönlendiriyordu. Birçok kişi gibi ben de kendimi güvensizlik içinde hissediyordum. Ne zaman kendimden farklı birisiyle karşılaşsam, o kişiyi kendime tehdit olarak görüyordum.

Yeryüzünde herkesten çok nefret ettiğim kişi babamdı. Ondan iğreniyordum. Babam kasabamızın sarhoşu unvanına sahipti. Eğer küçük bir kasabadansanız ve babanız alkolikse, herkes sizden bahseder.

Herkes biliyordu. Lisedeki arkadaşlarım bana gelip, babamla alay ediyorlardı. Ve bunun beni rahatsız etmediğini sanıyorlardı. Dıştan gülüyordum fakat içimden ağlıyordum. Bazen annemi gübrelikte yatarken buluyordum. Babam tarafından dövülmüş ve düştüğü yerden kalkamamış durumda oluyordu.

Eve arkadaşlarımız geldiğinde babamı alıp ahırda bağlar ve arabayı da başka bir yere park ederdim. Böylece, utanmamak için, arkadaşlarımıza babamın bir yere gitmek zorunda olduğunu söylerdim. Benim babamdan nefret ettiğim kadar, hiç kimsenin başka birisinden nefret edebileceğini sanmıyorum.


Nefret Sevgiye Dönüşüyor


Mesih’e iman ettikten beş ay kadar sonra, İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’dan gelen bir sevgiyle babam için sevgi duymaya başladım. Bu sevgi, içimdeki nefreti tamamen ortadan kaldırmıştı. Bu sevgi o kadar güçlüydü ki, babamın gözlerine bakıp, “Baba, seni seviyorum” dememi sağlayacak güçteydi. Gerçekten de artık babama karşı sevgi duyuyordum. Yaptığım bazı şeyler onu oldukça şaşırtmıştı.

Özel bir üniversiteye geçiş yaptıktan sonra, ciddi bir otomobil kazası geçirdim. Boynumdaki alçıyla eve götürüldüm. Babamın odama gelip, “Benim gibi bir babayı nasıl sevebilirsin?” sorusunu hiç unutmayacağım. Ona, “Baba, altı ay önce senden iğreniyordum,” dedim. Daha sonra ona İsa Mesih’le ilgili varmış olduğum sonuçları anlattım.

Baba, Mesih’in yaşamıma girmesine izin verdim. Tam olarak açıklayamasam da, bu ilişkinin sonucu olarak tüm insanları oldukları gibi sevme ve kabul etme kapasitesine kavuştum.”

Kırk beş dakika sonra, yaşamımın en muhteşem anlarından birine tanık oldum. Kendi ailemden, beni çok iyi tanıyan kişi olan babam bana şöyle dedi: “Oğlum, eğer Tanrı, senin yaşamında yaptığını gördüğüm değişikliği, benim yaşamımda da yapabilirse, o zaman O’na bu fırsatı vermek isterim.” Babam orada benimle birlikte dua edip Mesih’i yaşamına kabul etti.

Genellikle değişiklikler günler, haftalar, aylar ve hatta seneler alır. Babamın yaşamı gözlerimin önünde değişmişti. Sanki birisi uzanıp babamın içindeki ışığı yakmış gibiydi. Daha önce ve bu olaydan sonra, hiçbir zaman böyle hızlı bir değişim görmemiştim. O zamandan sonra babam sadece bir kez alkole el sürmüştür. Alkol dolu bardağı dudaklarına kadar götürmüş ve orada alkol yaşamını noktalamıştır. Bir daha da alkole el sürme gereksinimi bile duymadı.


İşe Yarıyor


Bir sonuca vardım. İsa Mesih’le olan bir ilişki insanın yaşamını değiştirir. Bilinçsizce Mesih İnancı’yla alay edebilirsiniz. Fakat Mesih İnancı işe yaramaktadır. Mesih’e iman ederseniz, davranışlarınızı ve hareketlerinizi gözlemlemeye başlayınız, çünkü İsa Mesih yaşamınızı değiştirmekle meşguldür... Günahlarınızı bağışlamış ve suçlarınızı ortadan kaldırmıştır.


Seçim Size Kalmış


Mesih İnancı insanlara zorla kabul ettirilmeye çalışılan veya ite kaka kendisine bir yol edinmeye çalışan bir din değildir. Herkesin yaşamı kendisine aittir. Benim tek yapabileceğim şey size öğrenmiş olduklarımı anlatmak olur. Bunun ötesi sizin kararınıza kalıyor. Eşim bu konuda şöyle diyor: “Mesih ölümden dirildiği için yaşıyor. Mesih yaşadığı için insanların yaşamına sonsuz olarak girme, onları affetme ve değiştirme yetkisine sahiptir.”

Buradaki temel kavram diriliş gerçeğidir. Mesih dirilmiştir.


Mesih İnancı Kişiseldir


Mesih’in iddialarına kişisel olarak nasıl karşılık verdiğimi sizinle paylaştım. Sizin de kendinize şu soruyu sormanız yerindeolur: “Tüm bu kanıtlar benim için neyi değiştirir? Mesih’in çarmıhta benim günahlarım için ölmesi ve dirilmesi neyi değiştirir?” Bunun cevabını İsa en iyi şekilde şüpheci Tomas’a vermiştir; “Yol, gerçek ve yaşam benim. Benim aracılığım olmadan, Baba’ya kimse gelemez” (Yuhanna 14:6).

Mesih’in dirilişiyle ilgili tüm kanıtları temel alarak ve İsa’nın günahları bağışlama ve Tanrı’yla sonsuz bir ilişki sağlama armağanını göz önünde bulundurarak, kim akılsızca O’nu reddedebilir? Mesih diridir. İsa bugün yaşamaktadır.

Hemen şimdi dua ederek Mesih’e iman edebilirsiniz. Dua Tanrı’yla konuşmaktır. Tanrı yüreğinizi biliyor ve yüreğinizden gelenlerle sözlerinizden daha çok ilgileniyor. Daha önce Mesih’e iman etmediyseniz, hemen şimdi yaşamınızı O’na teslim edebilirsiniz.

Mesih’i yaşamıma davet etmek için ettiğim dua şöyleydi: “Rab İsa, sana ihtiyacım var. Günahlarım uğruna çarmıhta öldüğün için sana teşekkür ederim. Yaşamımın kapısını sana açıyorum ve sana kurtarıcım olarak güveniyorum. Günahlarımı bağışlayıp, bana sonsuz yaşam verdiğin için sana teşekkür ederim. Beni, olmamı istediğin gibi bir kişi yap. Sana güvenebildiğim için teşekkür ederim.”