8. İSA MESİH SİZİN RAB’BİNİZ MİDİR?



Tüm kanıtları inceleyen bir kişinin, İsa Mesih’in tanrısallığına inanıp inanmayacağına karar vermesi gerekir. Kendilerine Mesih İnanlısı diyenlerin de kabul edeceği gibi, Mesih İsa yaşamış, ölmüş, gömülmüş ve dirilmiştir. İsa Mesih şöyle der: “Benim O olduğuma iman etmezseniz, günahlarınızın içinde öleceksiniz” (Yuhanna 8:24). Pavlus şöyle yazmıştır: “İsa’nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı’nın O’nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın” (Romalılar 10:9). Eğer Mesih Tanrı’ysa ve kurtuluş için O’nun tanrısallığına inanmak gerekiyorsa, vereceğimiz karar çok önemlidir.

C. S. Lewis, inancından şüpheli bir arkadaşına (Arthur Greeves) yazdığı bir mektubunda, İsa Mesih’in tanrısallığının önemi üzerinde durmuştur:


Bence büyük zorluk şudur: Eğer O Tanrı değilse kimdi veya neydi? Matta 28:19’da şu önemli formülü görüyoruz: ‘Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adıyla...’ Kimdir bu ‘Oğul’? Kutsal Ruh bir insan mıdır? Eğer değilse, O’nu ‘gönderen’ bir insan mıdır (bkz. Yuhanna 15:26)? Koloseliler l:17’de Mesih her şeyden öncedirve herşey O’ndadır. Bu nasıl bir insandır? Yuhanna’nın birinci bölümünde anlatılan o muhteşem açıklamadan bahsetmeyeceğim. Daha az açık olan bir ayete bakalım. Kudüs için ağlarken neden birdenbire şöyle demiştir?: ‘İşte bunun için size peygamberler, bilge kişiler ve dinbilginleri gönderiyorum’ (Matta 23:34). Bu kişi için kim, Tanrı’dır veya delidir diyebilir? Günahları bağışlayan bu kişi kimdir? Peki ya Markos 2:18-19’a ne demeli? Nasıl bir insan, oruç gibi bazı gereklilikleri istediği zaman geçersiz kılabilir? Okul yöneticilerinin dışında okulun tatil olduğunu kim söyleyebilir?

Mesih’in tanrısallık konusu, çözülmesi gereken bir problem değil, üzerini kaplayan ağların açılması gereken bir konudur. Tabii ki bu ayetlerin geçerliliğini reddedebilirsin, fakat o zaman ben de bu oyunu oynayıp, senin savunduğun noktalar için aynı iddiada bulunabilirim! Tanrı denenemez denildiğinde, ben bunu açık bir gerçek olarak görürüm. Tanrı ölemeyeceği gibi denenemez de. Mesih yeryüzüne, Tanrı’nın isteğini yapıp acı çekmek üzere gelmiştir. Tanrı, Tanrı olarak gelip, Mesih’in beden alarak yapmış olduğu bu görevi yapmazdı. Eğer Mesih’in tanrısallığını kaldırırsan, Mesih İnancı’ndan geriye ne kalır? Yeni Antlaşma’da beyan edilen bir insanın ölümü, nasıl olur da tüm insanları etkileyebilir?” 1


İşte esas nokta da budur. Hiçbir insan, tüm insanlık üzerinde özel bir etkide bulunamaz. Tanrı’nın hiçbir benzeri, insanları tatmin edemez.

Mesih İnancı’nın dayandığı temel nokta olan kurtuluşumuz, İsa Mesih’in sadece bir insan olmasına değil, Tanrı olmasına dayanır. Kurban kuzusu olarak işkence edilen, çarmıha gerilip öldürülen ve gömülen kuzunun, sürüden birisi olması gerekiyordu. Tanrı, bizim kardeşimiz olma durumunda değildir, fakat Tanrı’nın Oğlu bizim kardeşimizdir.

Mesih’in tanrısallığını reddedenlerin çoğunluğu, Üçlübirliği veya Mesih’in iki doğasını ‘olanaksız’ veya ‘mantıksız’ olduğu içinreddetmektedir. Onlara göre; ‘Tanrı bir çarmıha çivilenemez...’ ‘Tanrı Ruhtur’ veya ‘Tanrı Kendisini Kendisine sunmaz’ ya da ‘Tanrı beden alıp doğamaz.’ Bu sözleri söyleyenler, Oğul’un kul özünü almakla Kendisini Baba’ya sunmuş olduğunu ve Baba Tanrı için olanaksız olan hiçbir şey olmadığını göz ardı etmektedirler.

Mantıklı’ veya ‘olabilir’ gibi kavramların, Tanrı’nın göstermiş olduğu şeyleri yargılamasına izin vermemeliyiz. Buradaki konu bizim ne kavrayabileceğimiz değil, Tanrı’nın ne söylediğidir. İncil’i okuduğumuzda, İsa’nın insanlardan üç temel tepki almış olduğunu görüyoruz: nefret, şaşkınlık ve saygı... O’nun iddialarını anlayanlar, oldukları gibi kalamamışlardır. İsa Mesih, tüm insanların Kendisini ya kabul etmelerini, ya da reddetmelerini ister.

Mesih İsa’yı üç kere reddetmiş olan Petrus, İsa’nın kul özü almış Mesih olduğuna inandığından dolayı şehit edilmiştir. Mesih Petrus’a, kim olduğunu sorduğunda Petrus şöyle beyan etmiştir: “Sen yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin” (Matta 16:16). Petrus’un cevabına karşılık veren Mesih İsa, Petrus’un sözlerini kabul edip şöyle demiştir: “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun! Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır” (Matta 16:17).

Mesih İsa’nın dirilişinden şüphe etmiş olduğu için, genellikle Tomas’tan ‘şüpheci Tomas’ diye bahsedilir. Sonunda, dirilişten sonra Mesih’i gören Tomas O’na tapınarak; “Rabbim ve Tanrım!” (Yuhanna 20:28) demiştir.

O zamandan beri, yüzyıllar boyunca Mesih İsa’nın şu sorusuyla karşılaşan birçok kişi aynı şekilde bocalamıştır ve bocalamaktadır: “Benim kim olduğumu söylüyorsun?” Aşağıda gösterilen şemada üçlü bir açıklamayla yüz yüze geliyoruz:



İSA TANRI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR

(İKİ SEÇENEK)


İddiaları YANLIŞTI İddiaları GERÇEKTİ


(İki Seçenek) O Rab’dir


İddialarının YANLIŞ İddialarının (İki Seçenek)

Olduğunu BİLİYORDU YANLIŞ Olduğunu

BİLMİYORDU KABUL RED

Edebilir- Edebilir-

siniz siniz

KASITLI OLARAK CİDDİ BİR

YALAN SÖYLEMİŞTİ YANILGIDAYDI


O Bir YALANCIYDI


O Bir İKİYÜZLÜYDÜ O Bir DELİYDİ


O Bir CİNDİ


Yalanı Uğruna Öldüğü İçin

Bir APTALDI


Yukarıdaki şemanın daha geniş bir açıklaması için “Evidence That Demands a Verdict” (Hüküm Gerektiren Yeni Kanıtlar - Bölüm 7) ve “Marangozdan da Öte” (Bölüm 2) adlı kitaplara bakınız. Mesih’in tanrısallığını destekleyen daha geniş bir tarihi açıklama için “The Resurrection Factor” (Diriliş Gerçeği) adlı kitabı okuyunuz.

Peki ya siz ne durumdasınız? Mesih’in kim olduğunu düşünüyorsunuz? Sadece bir din mensubu musunuz, yoksa Oğlu İsa Mesih aracılığıyla yaşayan Tanrı’yla kişisel bir ilişki içerisinde misiniz? Karar vermeye istekli olanlar için, Mesih’in tanrısallığına inancı destekleyen yeterince kanıt vardır. Tomas İsa’ya “Rabbim ve Tanrım” dedikten sonra İsa şöyle karşılık vermiştir: “Beni gördüğün için mi iman etin? Görmeden iman edenlere ne mutlu!” (Yuhanna 20:29).