1. İnsanları Kötülükten Döndürmek

img

Kutsal Kitap’a göre, Allah’ın rüyaları vermesinin sebeplerinden biri, insanları kötülükten döndürmektir.3 Cehalet, yargı, gurur ve güç, insanların yanlış yönlere sapmasına neden olabilir. Tevrat ve İncil’de bu kategoriye giren çeşitli örnekler vardır. Şimdilik iki tanesine bakalım. Birinci hikayemiz Tevrat’tan, Kral Avimelek’in hikayesidir.


Kral Avimelek’in Rüyası: İlk hikayemiz Hz. İbrahim’in yaşadığı dönemde; karısı Sara ve hayvan sürüleri ile birlikte diyar diyar gezdikleri zamanlarda, yani İ.Ö. 2090 yıllarında geçer. Hz. İbrahim, güçlü Kral Avimelek’in hüküm sürdüğü Gerar şehrine girer. Hz. İbrahim büyük bir peygamberdir, ama bununla birlikte sonuç itibarıyla o da bir insandır. Bir peygamber de olsa zaman zaman hata yapabilmektedir.4 Hz. İbrahim, Kral Avi-melek ile tanışmak üzeredir, ama korkmaktadır. Çünkü Hz. İbrahim, karısının güzelliğini görüp onu elde edebilmek ve onu eş olarak alabilmek için kralın, kendisinden kurtulmak isteyebileceğini düşünür. Evli olmalarına karşın Sara, Hz. İbrahim’in yarı kız kardeşidir. Böyle bir zayıflık anında, karı koca olmalarına rağmen Kral Avimelek’le tanıştıklarında karı koca değillermiş gibi davranırlar.


Ama Kral Avimelek Sara’nın güzelliğini görünce, Hz. İbrahim’in evlenmemiş kardeşi sanarak onu haremine alır. Hikayenin geri kalanını ve Kral Avimelek’in gördüğü rüyayı dikkatlice okuyun:


İbrahim Mamre'den Negev'e göçerek Kadeş ve Sur kentlerinin arasına yerleşti. Sonra geçici bir süre Ge-rar'da kaldı. Karısı Sara için, “Bu kadın kızkarde-şimdir” dedi. Bunun üzerine Gerar Kralı Avimelek adam gönderip Sara'yı getirtti. Ama Tanrı gece dü-şünde Avimelek'e görünerek, “Bu kadını aldığın içinöleceksin” dedi, “Çünkü o evli bir kadın.” Avimelekhenüz Sara'ya dokunmamıştı. “Ya RAB” dedi, “Suçsuz bir ulusu mu yok edeceksin? İbrahim'in kendisi bana, ‘Bu kadın kız kardeşimdir’ demedi mi? Kadın da İbrahim için, ‘O kardeşimdir’ dedi. Ben temiz vicdanla, suçsuz ellerimle yaptım bunu.”


Tanrı, düşünde ona, “Bunu temiz vicdanla yaptığını biliyorum” diye yanıtladı, “Ben de seni bu yüzden bana karşı günah işlemekten alıkoydum, kadına dokunmana izin vermedim. Şimdi kadını kocasına geri ver. Çünkü o bir peygamberdir. Senin için dua eder, ölmezsin. Ama kadını geri vermezsen, sen de sana ait olan herkes de ölecek, bilesin.”


Avimelek sabah erkenden kalktı, bütün adamlarını çağırarak olup biteni anlattı. Adamlar dehşete düştü. Avimelek İbrahim'i çağırtarak, “Ne yaptın bize?” dedi, “Sana ne haksızlık ettim ki, beni ve krallığımı bu büyük günaha sürükledin? Bana bu yaptığın yapılacak iş değil.” Sonra, “Amacın neydi, niçin yaptın bunu?” diye sordu. İbrahim, “Çünkü burada hiç Tanrı korkusu yok” diye yanıtladı, “Karım yüzünden beni öldürebilirler diye düşündüm. Üstelik, Sara gerçekten kızkardeşimdir. Babamız bir, annemiz ayrıdır. Onunla evlendim. Tanrı beni babamın evinden gurbete gönderdiği zaman karıma, ‘Bana sevgini şöyle göstereceksin: Gideceğimiz her yerde kardeşin olduğumu söyle’ dedim.”


Avimelek İbrahim'e karısı Sara'yı geri verdi. Bunun yanısıra ona davar, sığır, köleler, cariyeler de verdi. İbrahim'e, “İşte ülkem önünde, nereye istersen oraya yerleş” dedi. Sara'ya da, “Kardeşine bin parça gümüş veriyorum” dedi, “Yanındakilere karşı senin suçsuz olduğunu gösteren bir kanıttır bu. Herkes suçsuz olduğunu bilsin.” İbrahim Tanrı'ya dua etti ve Tanrı Avimelek'le karısına, cariyelerine şifa verdi. Çocuk sahibi oldular. Çünkü İbrahim'in karısı Sara yüzünden RAB Avimelek'in evindeki kadınların hamile kalmasını engellemişti.5

Kral Avimelek günah işlemiş6 olsa da Allah, durum daha kötüye gitmeden ona merhamet etti. Burada rüyanın amacı onun suçsuz olduğunu vurgulamak değil, daha fazla hata yapmasını engellemektir.


Daha kötü sonuçlar doğurmadan sorun çözümlendi. Kral tövbe etti, Sara’yı geri verdi; hatta Hz. İbrahim’le sorunu tam olarak çözümlemek için hediyeler bile gönderdi. Hz. İbrahim de Kral Avimelek’i bereketlemek için dua etti; böylece mesele tamamen çözümlendi.


Görüm Nedir?

Rüyalar ve görümler birbirlerine çok yakındırlar. Görüm ile rüyaları birbi-rinden ayırabilmek için en kolay yön-tem, rüyayıuyurken gördüğümüzbir görüm olarak düşünmektir.


Görüm görmek için ise uykuda ol-mak şart değildir. Farklı türleri var-dır. Görüm görürken gözleriniz açık ya da kapalıolabilir. Düşüncede ya da gözler ve kulaklar aracılığıylaalgılanabilir. Görüm görenin hemen yanında bulunan kişiler her zaman onun gördüklerini görmez ve duy-mazlar. Saul’un görümü son derece gerçekti, ama ona eşlik eden yol ar-kadaşları hiçbir şey görmediler, sa-dece duydular.


img

Tarsus’lu Saul’un Görümü.Şimdiki hikayemiz Tarsus’lu Saul olarak bilinen, Allah’a inananlara zulmeden bir adamınbüyük bir öndere dönüşmesinin hikayesidir. Saul, Yahudi bir din adamıydı. Yahudi geçmişi, gelenek ve görenekleri ve de almış olduğu dini eğitimle çok gurur duyuyordu. Kendini, Yahudigeleneklerini korumaya o kadar adamıştı ki, yaptığı şeyleri Allah adına yaptığını düşünürken O’nakarşı olduğunun farkınabile varamamıştı. Hz. İsa, öğrencilerini bu kişilerin karşısında mağdur olmamaları için uyarmış, onlara şöyle demişti:

Sizi havra dışı edecekler. Evet, öyle bir saat geliyor ki, sizi öldüren herkes Tanrı’ya hizmet ettiğini sanacak.7


Tarsus’lu Saul, işte tam bu satırlarda tanımlan-dığı gibi bir adamdı.Onun gördüğü görümİncil’de anlatılır. Hz.İsa’nın göğe alınmasın-dan yaklaşık 35 yıl son-ra Yahudi din önderleri, Hz. İsa’nın öğrencileri-ne işkenceyapıyorlardı. İsa’nın öğretisini yayan öğrencilerinin, kendile-rine tehdit oluşturduğunudüşünüyorlardı. Yahudi din önderleri, “Sanhad-rin” diye bilinen ve Baş-kâhinler tarafından yö-netilen ihtiyarlardan olu-şuyordu. Başkâhinler Hz. İsa’nın öğrencilerinin Yahudi top-lumunda sürekli çoğalmasından rahatsızlık duyuyor ve onları yok etmek için gece gündüz çalışıyorlardı.


Binlerce Yahudi, Hz. İsa’nın yenilenme hareketinin bir par-çası oluyordu (bu harekete “Yol” deniyordu). Ama Baş-kâhinler onları bir tarikat olarak nitelendiriyor ve kendi yet-kilerini sarsmalarından korkuyorlardı. Bu nedenle bağnaz ve ateşli bir Yahudi olan Saul’u, Hz. İsa’yı izleyenleri yakalayıp işkence etmesi için seçmişlerdi. Saul’un Allah’a olan inancı tamdı ve bu yeni tarikat üyeleri diye tanımlanan kişilere baskı yapıp sıkıntı yaratarak Allah’a hizmet ettiğini sanıyordu. Saul köy köy, kasaba kasaba yanında bir grup askerle dolaşarak Hz. İsa’nın izleyicileri olduğunu söyleyen kişi ve önderleritutukluyordu. Acımasızdı ve görevini başarıyla yerine getiri-yordu. İncil’de Saul’un görümü şöyle anlatılır:


Saul ise Rab'bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam'daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Ye-ruşalim'e8getirmek niyetindeydi. Yol alıp Şam'a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı. Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” dediğini işitti. Saul, “Ey Efendim, sen kimsin?” dedi. “Ben senin zulmettiğin İsa'yım” diye yanıt geldi. “Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.”


Saul'la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldılar. Sesi duydularsa da, kimseyi göremediler. Saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam'a götürdüler. Üç gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi.9


Allah Saul’un gözlerini “açmak” için onun görüm görmesini sağladı. İlk defa o zaman Saul, Hz. İsa’nın izleyicilerine karşı takındığı tutumun yanlış olduğunu fark etti. Saul’un önyargısı ve bilgisizliği, onun Rab’bin yollarını görmesini engellemişti. Saul, Hz. İsa’nın izleyicilerinin Allah’ın dostları olduğunu ve O’nun izleyicilerine zulmetmenin O’na zulmetmekle aynı şey olduğunu fark etti. Saul şaşırdı ve korktu. Hayatını Rab’bin yollarına adayan biri için bu korkutucu bir haberdi. Hikaye başka bir görümle devam ediyor. Bu kez Allah, Hz. İsa’nın öğrencilerinden olan Hananya’ya bir görümde şöyle seslendi:


Şam'da Hananya adında bir İsa öğrencisi vardı. Bir görümde Rab ona, “Hananya!” diye seslendi.” Buradayım, ya Rab” dedi Hananya. Rab ona, “Kalk” dedi, “Doğru Sokak denilen sokağa git ve Yahuda'nın evinde Saul adında Tarsuslu birini sor. Şu anda orada duaediyor. Görümünde yanına Hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini kendisinin üzerine koyduğunu görmüştür.” Hananya şöyle karşılık verdi: “Ya Rab, birçoklarının bu adam hakkında neler anlattıklarını duydum. Yeruşalim'de senin kutsallarına nice kötülük yapmış! Burada da senin adını anan herkesitutuklamak için başkâhinlerden yetki almıştır.” Rabona, “Git!” dedi. “Bu adam, benim adımı öteki uluslara, krallara ve İsrailoğulları'na duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır. Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.10


Gördüğü görümde Hananya’nın Hz. İsa’yı görür görmez tanımış olması çok ilginçtir! O, Saul gibi, “Sen kimsin?” diye sormadı. Hananya hemen cevap verdi: “Buradayım, ya Rab.” Hz. İsa’yı tanıyordu, çünkü O’nun öğrencilerinden biriydi.Saul’un Hz. İsa’nın izleyicileri arasında kötü bir ününün olduğu şüphe götürmez bir gerçekti. Ama buna rağmen Hanan-ya Rab’be itaat etmiş ve korkusuna yenik düşmemiştir. Hi-kaye şu şekilde devam eder:


Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve elleriniSaul'un üzerine koydu. “Saul kardeş” dedi, “Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı.”

img

O anda Saul'un gözlerinden balık pulunu andıran şeyler düştü. Saul yeniden görmeye başladı. Kalkıp vaftiz oldu. Sonra yemek yiyip kuvvet buldu. Saul birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. Havralarda İsa'nın Tanrı'nın Oğlu11olduğunu hemen duyurmaya başladı. Onu duyanların hepsi şaşkına döndü. “Yeruşalim’de bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi? Buraya da, öylelerini tutuklayıp başkâhinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?” diyorlardı. Saul ise günden günegüçleniyordu. İsa'nın Mesih olduğuna dair kanıtlargöstererek Şam'da yaşayan Yahudiler'i şaşkına çeviriyordu.


Aradan günler geçti. Yahudiler Saul'u öldürmek için bir düzen kurdular. Ne var ki, kurdukları düzenle ilgili haber Saul'a ulaştı. Yahudiler onu öldürmek için gecegündüz kentin kapılarını gözlüyorlardı. Ama Saul'un öğrencileri geceleyin kendisini aldılar, kentin surlarından sarkıttıkları bir küfe içinde aşağı indirdiler. Saul Yeruşalim'e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa'nın öğrencisi olduğuna inanamıyorlardı.12


Bu, insanları kötü yollarından döndürmek için Allah’ın birrüyayı (bu örnekte bir görümü) kullanışının güzel bir örneğidir. Allah Saul’a kötü yolundan dönmesi ve tövbe etmesi için bir fırsat verdi. Sonuç olarak, Saul sadece Hz. İsa’nın öğrencilerine zulmetmeyi bırakmakla kalmayıp kendisi de onlardan biri oldu. Daha sonra diğer öğrenciler tarafından da kabulgördü ve birkaç yıl içinde büyük ve saygıdeğer bir önder ve öğretmen kimliğini aldı. İncil’de Saul hakkında daha birçok şey anlatılır, ama artık adı değişmiş ve Pavlus olmuştur.