6. İmanda Gelişme


Çimgizimde görülen duvarın öte tarafındaki merdiven, iman yolculuğunu simgeler. Buna “Lütuf Merdiveni” diyebiliriz. Merdivenler genellikle yere ve yüksek bir noktaya dayanır. Ama bu merdiven havada duruyor. Lütuf insani dayanaklara göre işlemez!

Romalılar 5:2’ye göre kişi iman ettikten sonra LÜTUF denilen yeni bir durum ve konumdadır: “İçinde bulunduğumuz lütuf,” yeni hayatın dayanağıdır. Lütuf, günahların bağışıyla imanlının Masumiyet Seviyesi’nden Kutsallık Seviyesi’ne yükselmesini sağlayan bir merdiven gibidir. Artık lütuf onu taşır…

Ama şimdi günahtan özgür kılınıp Tanrı'nın kulları olduğunuza göre, kazancınız kutsallaşma ve bunun sonucu olan sonsuz yaşamdır.”(Romalılar 6:22)


a. Lütuf nedir?

Merhamet hak edilen cezanın verilmemesi; Lütuf ise hak edilmeyen iyilik görmektir.

Merhamet ile lütuf aynı paranın iki yüzü gibidir. Birbirlerini tamamlar. Tanrı’nın merhametiyle kurtuluruz (hak ettiğimiz cezayı almayız). O’nun lütfuyla yoluna devam ederiz (kendimizde olmayan gücü O’ndan alırız).

Ama şimdi neysem, Tanrı'nın lütfuyla öyleyim. O'nun bana olan lütfu boşa gitmedi. Elçilerin hepsinden çok emek verdim. Aslında ben değil, Tanrı'nın bende olan lütfu emek verdi.” (1.Korintliler 15:20)

Lütuf, Mesih yolunu izlemek ve ruhsal hizmeti sürdürmek için imanlılara verilen ilahi güçtür. Pavlus emek verdi… Ama aslında kendisi değil, ondaki Tanrısal lütuf emek verdi. İnsan –en güçlü halterci bile– kendini yakasından tutup havaya kaldıramaz. İmanlı da kendi gücüyle Mesih yolunda ilerleyemez…

RAB'bin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor. «Çok garip» diye düşündü, «Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!»” (Çıkış 3:2-3)

Musa’nın gördüğü çalı yanıyor ama ateş onu bitirmiyordu. Bu nasıl mümkün? Çünkü ateşi besleyen kaynak çalının dalları değil onda görünen Rab’bin meleğiydi (yani İsa). Galatyalılar 2: 20’ye göre her imanlı: “Mesih'le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor” diyebilir. Çizime dikkatli bakacak olursak, çarmıh arkasında asılı duran ikinci bir insan figürünü görürüz. Kapının önünde dururken çarmıha gerilmiş İsa’yı; geçtikten sonra kendimizi de çarmıhta asılı görüyoruz... Mesih’in bizde yaşaması nasıl bir şey?

Bir gaz lambasının çalışma sistemine benzer. Alev, fitili sarar ama onu yakmaz, çünkü alev aslında fitilin emdiği gaz yağından beslenir. Gaz yağı tükenirse alev fitili de yakar… Gaz yağı insan yüreğini dolduran Kutsal Ruh gibidir. Fitil ise insan gayretini simgeler. Alev imanlıda parlayan Mesih’in yaşamı ve gücüdür. İmanlı kendi çabasıyla değil, Kutsal Ruh’un gücünden beslenen bir gayret ile Mesih’in yolunda ilerler. Bunun için tekrar ve tekrar Kutsal Ruh’la dolması gerekir. Bunu nasıl yapabilir?

Şarapla sarhoş olmayın, bu sizi sefahate götürür. Bunun yerine Ruh'la dolun: Birbirinize mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyin; yürekten Rab'be ezgiler, mezmurlar okuyun; durmadan, her şey için Rabbimiz İsa Mesih'in adıyla Baba Tanrı'ya şükredin; Mesih'e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize bağımlı olun.”(Efesliler 5:18-21)

Kutsal Ruh’la tekrar ve tekrar dolmak için dört temel yol vardır: (1) İbadetlere katılmak; (2) Kutsal Kitap’ı düzenli okumak; (3) Rab’be her şey için şükretmek ve (4) kiliseye bağımlı yaşamak.

O zaman lütuf merdiveni, yürüyen merdivenler gibi bizi kutsallığa doğru taşır sanki. Ve her ne kadar Rab’bin yolunda ilerlemek için biz gayret gösterirsek de bu bizi bitiren kuru bir çaba değil, gücümüze güç katan lütfun zaferidir! “Oğlum, Mesih İsa'da olan lütufla güçlen” (2.Timoteos 2:1).


B. İmanlının günah sorunu

İmanlı kişi lütuftan uzaklaşır veya günaha düşerse neler olur? Rab’bin gazabına uğrar mı? Mesih onun için tekrar haça gerilmeli midir? Günahsız bir seviyeye ulaşabilir mi?

Rab’be gelen, artık iki kişidir: hem eski ‘biz’ devam ediyor, hem de Kutsal Ruh bizde yaşıyor. “…benlik Ruh'a, Ruh da benliğe aykırı olanı arzular. Bunlar birbirine karşıttır; sonuç olarak, istediğinizi yapamıyorsunuz”(Galatyalılar 5:17).

İmanlı eski benliğine, günaha ve şeytana karşı savaş verir. Bu çatışma ömür boyu devam eder. Zafer, kusursuz olmakta değil, Rab’bin yolunu hiç terk etmemektedir. Geride kalan her şeyi unutup ileriye… hedefe doğru koşuyorum(Filipililer 3:13).

İmanlı, düştüğü zaman tövbe edecektir ve tekrar Tanrı’nın affına kavuşacaktır. Böylece yüreği kötü etkilerden arınır ve Kutsal Ruh tekrar yüreğinin tahtına oturur…

Günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır.”(1. Yuhanna 1:9)

İmanlı günaha düştüğünde ‘yürüyen merdiven’ durur, hatta geri gitmeye başlar... O zaman iman yolculuğu ezici bir yük halini alabilir. Eğer tövbe edip tekrar lütfa sarılmazsa bir müddet sonra imanda soğur, Rab’bi ve sevincini hissetmez olur, hatta hayatı bir imansızınkinden farksız hale gelebilir…


c. Mesih’in aracılık duası

Rab’bin vaatleri gökten sarkıtılıp ‘lütuf merdiveni’ni tutan çapa gibidir (İbraniler 6:17-18). Bu zincir aynı zaman Rab’bin aracılık hizmetiyle imanlıların yükünü taşımaktadır (çizimde merdiven ile üstte diz çökmüş figürü bağlayan zincir).

Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum. Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur.”(1Yu.2:1)

Bu nedenle O'nun aracılığıyla Tanrı'ya yaklaşanları sonsuza dek kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.”(İbr.7:25)

Aslında işlediğimiz her günahla cehennemi hak ederiz. Unutmamamız gereken şudur: Günah işlemediğimizde de cehennemi hak ederiz! Yani Tanrı bizi bir şeyler hak ettiğimiz için veya bir şeyleri hak etmek üzere kurtarmadı. Kurtuluşu asla hak etmediğimiz ve edemeyeceğimiz içindir ki, İsa kanını dökerek cezamızı bitirdi. Ama günah işlediğimizde bizi “Tanrımızın önünde gece gündüz suçlayan”İblis (Va.12:10) haklı çıkar… Yani?

Tanrı'nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı'dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı'nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir.”(Romalılar 8:33-34)

Şöyle bir sahne düşünelim: Duruşmada sanık (imanlı) %100 suçlu, savcı (şeytan) %100 haklı, hakim (Tanrı) %100 adil, avukat (İsa) cezayı %100 üstlenir… Sonuç nedir? Sanık aklanır! İlginç, değil mi? İşte Romalılar 8:31-34 ayetlerinde izah edilen buna benzer bir durumdur. Suçsuz olduğumuzu söylemez, suçlayanın haksız olduğunu da söylemez. Söylediği şudur: Mesih İsa ölümüyle cezanın bedelini ödedi ve Tanrı, ‘sanığı’ (seçtiklerini) aklar. Haleluya! Tek şart tekrar tövbeyle O’na yaklaşmaktır! (İbr.7:25).

İmana geldikten sonra şeytan “o suçludur” derken haklı olsa bile, İsa Baba’nın önünde, “doğrudur, ama ben o suçun bedelini de ödedim” der. Unutmayalım Tanrı merhametiyle olduğu kadar adaletiyle bizleri bağışladı ve bağışlamaya devam eder: Romalılar 3:25, 26; 1. Yuhanna 1:9; 2:1.

* * *

Kurtuluş yalnız bir başlangıçtır. İman yolunda ilerlemek gerek. ‘Lütuf merdiveni’ üstünde durabilmek için neler gerek?

  1. Önce kurtuluş kapısından geçmek;

  2. Ruhsal besinleri (ibadet, Kutsal Kitap okuma, dua ve itaat) ihmal etmemek;

  3. Her günahtan tövbe edip Rab’be dönmek; ve

  4. Mesih örneğindeki bir kutsallık ve hizmet yaşamını amaç edinmek.