Altıncı Söz

Maraton koşularını bilirsiniz; normal koşular gibi değildir. Birinci olursanız size altın madalya verirler, ama bu yarışta önemli olan onu bitirmektir. Üç yüzüncü olsanız bile bitirmeniz önemlidir; neredeyse kazanmak kadar önemli. Çünkü maraton yarışı insan gücünün sınırlarını zorlayan bir mücadeledir. Koşucu için bu mücadeleyi sergilemek, sergileyebilmek önemlidir.

İsa Mesih’in yeryüzündeki hizmeti de bir maraton gibiydi. Doğduğu zaman yalnızdı. Ama bazı kişiler O’nun bir kurtarıcı olduğunu biliyorlardı. Bazıları, yıldızbilimciler doğudan bile gelmişlerdi. O’na hediyelerle geldiler, tapındılar. İlk başlarda O’nu yok etmek isteyenler de oldu. İsa Mesih çölde yalnız bir şekilde hazırlandı. Hizmetine başlayıp sürdürdüğü üç yıl içinde bazıları yanında oldular, kimileri yuhaladılar, çelme taktılar ya da arkasında oldular. İsa Mesih bir noktada çarmıha çıktı; varış çizgisine geldiğine yanında kimse yoktu. Kimse O’nu alkışlamıyordu. Ter ve kan akıyordu vücudundan. İsa Mesih’in çarmıhtaki ilk beş sözünden bahsederken İsa Mesih’in koşusunun son dönemecinden söz ediyorduk. Şimdi varış çizgisini İsa Mesih’le beraber geçiyoruz.

Daha sonra İsa, her şeyin artık tamamlandığını bilerek Kutsal Yazı yerine gelsin diye, ‘Susadım!’ dedi. Orada ekşi şarap dolu bir kap vardı. Şaraba batırılmış bir süngeri mercanköşk dalına takarakO’nun ağzına uzattılar. İsa şarabı tadınca, ‘Tamamlandı!’ dedi ve başını eğerek ruhunu teslim etti” (Yuhanna 19:28-30).

İsa Mesih’in hizmeti boyunca kimse O’na yapamayacağı bir işte yardım etmedi. Çarmıhta acı çekerken de öyle. Kimse yardım da edemezdi. İsa Mesih bütün dünyaya yardım edebilmek için çarmıha çıktı. Rab İsa çarmıhta, “tamamlandı” dedi. Ama tamamlanan neydi?

Birkaç şeyin tamamlandığı söylenebilir. Eğer bir sıraya koyacak olursak ilk önce İsa Mesih’in çektiği acılar tamamlandı. Yalnızca koştuğu yarış değil, yeryüzüne gelmesiyle başlayan acılar süreci de tamamlandı. İsa Mesih dünyaya geldi, yaşadı ve yeryüzünde acılar çekti (Efesliler 5:5-8). İsa, yapması gereken işi tamamlıyordu ve yanında, O’nun işini kolaylaştıracak kimse yoktu. İsa Mesih çarmıhta acı çekti. O’nun çektiği acıların hiçbiri bir suçun ya da zayıflığın sonucunda gerçekleşmedi. Bizim suçlarımız, bizim zayıflıklarımız için acı çekti. İsa Mesih “tamamlandı” dediğinde öncelikle acılardan bahsediyor olmalı. Bizim suçlarımız, günahlarımız yüzünden çektiği acılar orada tamamlanıyordu.

İsa Mesih’in yeryüzüne geliş nedeni ve ölümüyle ilgili Kutsal Kitap’ta şöyle yazılıdır: “Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis’i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı… Bunun için her yönden kardeşlerine benzemesi gerekiyordu. Öyle ki, Tanrı’ya hizmetinde merhametli ve sadık bir başkâhin olup halkın günahlarını bağışlatabilsin. Çünkü kendisi denenip acı çektiği için denenenlere yardım edebilir” (İbraniler 2:14-18).

İsa Mesih insan olup yeryüzünde bütün bu acılarla birlikte yaşadığı için bizi anlayabilir. Ancak İsa Mesih’in çektiği acılar yalnızca çarmıhtan ibaret değildir. İsa bütün acılarımızı, hastalıklarımızı, zayıflıklarımızı anlayabilecek durumdaydı. Bizim inancımız bu nedenle diğer dinlerden farklıdır. Başka dinlerin tanrıları beni anlar mı? Benimle duygudaşlık yaşayabilecek hangi sınırlılıklara sahip oldular? Ama İsa Mesih anlayabilir. Çünkü denendi, sınandı ve bütün bu acıları çekme sürecinden yani benimle duygudaş olabilmesi için gerekli koşullardan geçti. Sonunda İsa Mesih, ‘tamamlandı’ dediğinde acılar tamamlandı.

Siz kimsiniz? İsa Mesih’e iman ediyorsunuz, ama sizkimsiniz? Hepimiz birbirimizden farklıyız. Deneyimlerimiz farklı. Yine de İsa Mesih sizi, tek tek her birimizi anlıyor. Bir ayette şöyle yazılıdır: “Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir” (Romalılar 8:34). Baba’nın huzurunda beni, sizi, çektiğimiz acıları bilen ve bizi anlayan İsa duruyor.

Tamamlandığını söyleyebileceğimiz ikinci şey de İsa’nın yaşamıdır. Bu sözü söyledikten kısa bir zaman sonra İsa ölür. Bu sözle bir yemlikte doğan bebeğin, Mısır’a mülteci olarak giden çocuğun, babası olmadığı için Meryem’in oğlu diye aşağılanan delikanlının, reddedilen ve sevilen, korkulan, kıskanılan, suçlanan, öldürülen İsa Mesih’in hayatı sona erer.

Biz Türkiyeliler, müthiş bir imparatorluk kültürüne sahibiz. Mirasçısı olduğumuz Osmanlı İmparatorluğu olağanüstü bir medeniyet kurmuştur. Bizim krallarımız halkı ile iyi geçinmeye çalışan sultanlardır. O sultanlar halkın arasına dalar, tebdili kıyafetle dolaşırlarmış. Dördüncü Murat’ın hikâyesini bilirsiniz. Verdiği kararlara halkın nasıl tepki gösterdiğini anlamak için sıradan bir kişi gibi giyinir, halkın arasına karışırmış. İmparatorlar bazen gördükleri haksızlıkları düzeltir, bazen söz dinlemeyenleri cezalandırırlardı. Daha sonra da hiçbir şey olmamış gibi saraylarına dönerlerdi. İsa’nın insanların arasına gelmesi, yaşamını tamamlaması böyle bir şey değildir.

Romalılar 5:8 ayetini hatırlar mısınız? “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.” Peki ya 1. Yuhanna 3:16 ayetini anımsıyor musunuz? “Sevginin ne olduğunu Mesih’in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir.”

İsa Mesih her şeye sahip olmasına rağmen bizim için insan oldu. Kıyafetini değiştirdi. Kral olduğu halde kendisini sınırladı, insan bedeninde yaşadı. Yargılayacağım, cezalandıracağım insanları bulayım diye görünüşünü değiştirmedi.

İsa Mesih yeryüzüne geldi, bütün insanları sevdi. Bütün insanları kurtarmak için dünyada yaşadı, hizmet etti. Çektiği bütün acılarla beraber çarmıhta hayatı tamamlandı.

Tamamlananlar listesinin üçüncü sırasında Eski Antlaşma bulunuyor. İsa’nın çarmıhta yaptıkları Yeni Antlaşma’nın bünyesinde yer alsa da, Yeni Antlaşma’nın yürürlüğe girebilmesi için eskisinin tamamlanmış olması gerekiyordu. İşte İsa bunu yaptı. Kurtuluşa, kurtarıcıya ilişkin birçok peygamberlik sözleri vardı. Bunlar tamamlandı.

Eski Antlaşma’nın birçok töreninin İsa’da tamamlandığını da öğreniyoruz. Örneğin, artık kurban kesmeye gerek yoktur. İsa Mesih çarmıhta günahlar için sonsuza dek geçerli olan kurbanı sağlamıştır (İbraniler 10:10-18). Kurban tamamlandı! Artık tapınakların sınırlarına, Eski Antlaşma kâhinlik düzenine ihtiyaç yoktur. İsa Mesih’in kanı aracılığıyla insanlar Tanrı’nın huzuruna çıkabilecek duruma gelmişlerdir (İbraniler 4:14-16; 10:19-20). Elbette Eski Antlaşma hâlâ Tanrı’nın tasarısını anlamamız, halkının tarihini öğrenmemiz için yararlı olmayı sürdürmektedir. Ama artık İsa tarafından tamamlanmış ve eski olduğu ilan edilmiştir (Matta 5:17; İbraniler 8:13;2. Korintliler 3:7-18).

Tanrı’nın Eski Antlaşma’da vaat ettiği kutsamalar, kurtuluş İsa tarafından tamamlanmış oldu. Mesih’in geleceğini ve kurtuluş sağlayacağını umutla bekleyen insanlar, İsa tarafından beklentilerine kavuşturuldu. İsrail’in Mısır’dan çıkarken tattığı kurtuluş, İsa’nın çarmıhında tamamlandı. Çarmıhta, Eski Antlaşma’nın sözlerinin gerçek ve güvenilir olduğu kanıtlandı ve yeni bir antlaşmanın yolu açıldı.

Tamamlandı sözünün dördüncü yönü, zaferin tamamlandığını anlatmasıdır. İsa’nın çarmıhta yaşadıkları, çektiği bütün acılar ve ölümü kesinlikle bir yenilginin ifadesi değildi. İsa kurtarıcı olmaya soyunmuş, ama başarısız kalıp çarmıhta öldürülmüş biri değildir. İsa’nın çarmıhtaki ölümü iyi ve akıllı, sevgi dolu ve fedakâr bir peygamberin kendi dinindeki insanlar için yaşamını feda etmesi değildir. Çok bilgece sözler söyleyen bir ermişin, insanlara şifa veren bir pirin ölümü değildir. Anadolu topraklarının her yeri şifacılardan, ermişlerden, iyi insanlardan geçilmiyor. Her şehirde peygamber, şeyh, şıh mezarları var. Bütün peygamberler öldü gitti. Bütün âlimler, bütün felsefeciler Tanrı’ya inanmasalar bile ölecekler ve Tanrı’nın karşısına çıkıp hesap verecekler. Yapacakları bir şey yok! Bazıları kahramanca ölür ve kahramanlar mezarlığına gömülür. Bazıları belediye tarafından kimsesizler mezarlığına kaldırılır, ama sonunda herkes ölür. Mezarlıklar kendisine kurtarıcı süsü veren, kurtarma iddiasında olan insanlarla dolu. Kendine peygamber diyenlerin hepsinin bir mezarda yeri var.

İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümü, Tanrı’nın bütün dünyanın günahları için belirlediği kurbanın ölümüydü. İsa Mesih öldü, tarih boyunca yaşamış herkesin günahlarını, hatta evreni bir şekilde etkileyen günahları kendi üzerinde taşıdı, bedeli ödedi. Tanrı’nın insanlık ve yaratılış için tasarısını tamamladı. Artık başka bir kurtarıcıya, peygambere ihtiyaç yok. Dinlerin bittiğini ilan ediyoruz! Artık dine ihtiyaç yok! İsa Mesih, Rab’dir; ölümü ve dirilişiyle Rab olduğunu açıkça kanıtlamıştır. Herkesin mezarı dolu, ama İsa Mesih’in mezarı boş! İsa Mesih üçüncü gün ölümden dirilmiştir. “Tamamlandı” dediğinde Tanrı’nın O’nun aracılığı ile yapmak istediği her şeyin tamamlandığını ifade etmektedir.

İsa çarmıha çıkmadan önceki hafta içinde kendi zaferinden söz ediyordu. “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (Yuhanna 16:33).

Dünyada karşılaştığınız sorunlar, sıkıntılar elbette sizin yaşamlarınızı olumsuz etkilemekte, kimi zaman derinden üzmektedir. Her ne durumda olursanız olun, İsa’nın çarmıhtaki zaferini unutmayın. Sıkıntılar bir gün geçecek ve kurtuluş sizin için elle tutulur hale gelecektir.

İsa’nın zaferini paylaşmaya hazır mısınız?