SONUÇ

Yeni Antlaşma, “Yahuda evi ve İsrail evi”yle yapılmıştı ve Mesih’in ikinci gelişinde ulusal olarak onlar için tamamen yerine gelecektir. Buna karşın bizler Mesih’e inananlar olarak artık yabancılar değil, “kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrı’nın ev halkıyız” (Ef.2:19). Kutsal Ruh’un adına, “Mesih’in gizi” dediği şey budur.

Bu mektubu okuduğunuz zaman Mesih sırrını nasıl kavradığımı anlayabilirsiniz. Bu sır önceki kuşaklara açıkça bildirilmedi. Şimdiyse Mesih’in kutsal elçilerine ve peygamberlerine Ruh aracılığıyla açıklanmış bulunuyor. Şöyle ki, diğer uluslar da mirasa ortaktır, aynı bedenin üyeleridir ve Müjde aracılığıyla Mesih İsa’da vaade ortaktırlar (Ef.3:4-6).


Adına, “Mesih’in akıl ermez zenginliği” denilen bu inanılmaz hazine, Yeni Antlaşma aracılığıyla bizlere garantilenmiş, Mesih’in değerli kanı aracılığıyla mühürlenmiş, bize aktarılmış (1Ko.11:25; İbr.8) ve “yaşayan Tanrı’nın Ruhuyla” yüreklerimize yazılmıştır (2Ko.3:3). Bu Yeni Antlaşma’nın aşılmaz yüceliğinin ışığında karşılaştığımız durum ne olursa olsun, Habakkuk’la birlikte şöyle demeliyiz:

Ben yine RAB’le sevineceğim,

Kurtuluşumun Tanrısı’yla sevinçten coşacağım.

Rab Yahve gücümdür benim.

Ayaklarıma geyik ayağının çevikliğini verir.

Aşırtır beni yükseklerden.” (Hab.3:18-19)