O günler Yahuda ve Yeruşalim halkını

Sürgünden geri getirdiğimde,

Bütün ulusları toplayıp

Yehoşafat Vadisi'ne indireceğim.

Mirasım olan İsrail halkını

Uluslar arasına dağıttıkları ve ülkemi bölüştükleri için

Onları orada yargılayacağım (3:1-2).


AMOS

Ayrıcalık sorumluluk getirir. Üç değişik bölümde Amos ilk önce, “Doğru kişiler olmadıkları için İsrail ve komşularına gürleyerek hitap eder”91 (1–2), sonra İsrail’i ya tövbe etmesi ya da “Tanrısını karşılamaya hazırlanması” için uyarır (3–6). Son olarak verilen beş görüm gelmesi kesin olan yargıyı izleyecek olan Tanrı’nın vaadinin ilerde gerçekleşmesinden başka bir umudun kalmadığını ortaya koyar (7–9).

Tanrı evreni yaratmasının Kendisine sağladığı hakla bütün tarihin Yöneticisidir (4:13; 5:8-9; 9:5-6). İsrail ve Yahuda dahil bütün ulusları bilir, yargılar ve suçlamalarını kesin bir biçimde dile getirir (1-2). Tanrı onları, tekrar tekrar gönderdiği kıtlık, kuraklık, hastalık salgınları ve yangınlarla uyarmıştır (4:6-12). Onları ayrıca peygamberler aracılığıyla da uyardı: “Gerçek şu ki, Rab Yahve kulupeygamberlere sırrını açmadıkça bir şey yapmaz” (3:7). Tanrı’nın halkı, ayrıcalıklı durumlarının kendilerini Tanrı’nın disiplininden kurtaracağını düşünmemelidir. Gerçek bunun tam tersidir (3:2): “Yeryüzündeki bütün halklar arasından yalnız sizi tanıdım, bu yüzden suçlarınızı karşılıksız bırakmayacağım (3:7). Rab onlara açık bir şekilde dinsel tapınmalarının Kendisi için kabul edilmez olduğunu bildiriyor:

RAB şöyle diyor:

İğreniyor, tiksiniyorum bayramlarınızdan,

Hoşlanmıyorum dinsel toplantılarınızdan,

Yakmalık ve tahıl sunularınızı

Bana sunsanız bile kabul etmeyeceğim,

Besili hayvanlarınızdan sunacağınız

Esenlik sunularına dönüp bakmayacağım.

Uzak tutun benden ezgilerinizin gürültüsünü,

Çenklerinizin sesini dinlemeyeceğim.

Bunun yerine adalet su gibi,

Doğruluk ırmak gibi sürekli aksın’ (5:21-24).

Onlara yüzyıllardır, Mısır’dan çıkışlarında çölde bile putperestliklerine katlandığını hatırlatıyor: Ey İsrail halkı, çölde kırk yıl bana kurbanlar, sunular mı sundunuz? Gerçekte kralınızın Sakkut'u, putunuz Kayvan'ı, kendiniz için yaptığınız ilahın yıldızını taşıdınız (5:25-26).

İlk Mesih İnanlısı şehit İstefan bu yakıcı sözleri İsrail’in Yüksek Kurulu’nda aktardığında (Elç.7:42-43), o kadar kızdılar ki, onu taşlayarak öldürdüler.

Ama yine de burada her şeyin düzeleceği vaat edilmiştir. Tanrı, Davut’un vaat edilen soyundan olan Mesih’te “Davut’un yıkılanbarınağını dikeceğim” diyor (9:11). Sadece İsrail değil, bütün uluslar bu kurtarıştan etkilenecekti: “o günde Edomlular’ın artakalanını, adımı taşıyan bütün ulusları, sahiplensinler” (9:12).


OBADYA

Obadya’nın kısa kitabının büyük bir bölümü, Yakup’un kardeşi Esav’ın soyundan gelen Edom ulusunun (Yar.36) yıkılmasıyla ilgili olduğu halde, aynı zamanda uzak bir geleceği de resmeder. Orada, bütün uluslara yaklaşılıp kötülüklerinden ötürü onların cezalandırılacağı “RAB’bin gününü” görmüştür (15). Edom, bütün ulusları temsil ediyordu (15-16; aynı zamanda bkz. Yşa.34:5 ve Hez.36:5). Ama o günden sonra asıl olan Tanrı’nın görkemli amacı gerçekleşecekti: “Egemenlik Rab’binolacaktır!” (21). Merkezi Filistin dolaylarında Sion Dağı’nda olacaktı. Başka hiçbir hükümet böylesine adil bir düzen asla getiremeyecek. Bu ancak bu çağın son günlerinde, Yahudi sürgünlerinin kendi ülkelerine dönmelerinden ve Tanrı’nın temizleyici yargısından sonra yerine gelebilirdi (17-21). Tanrı’nın Krallığını yeryüzünde kurmaya ilişkin bütün diğer iddialar sahtedir. Mesih öğrencilerine şöyle demişti: “Bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, Tanrı’nın egemenliği yakındır” (Luk.21:31).


SONUÇ

Tanrı halkı, ayrılık ve putperestliğin yıkıma götüren yoluna koyulur koyulmaz, “Rab’bin sözü” gelmeye başladı. Tanrı açıkça uyarıp tövbeye yöneltmeden hiçbir zaman bizi kendi yollarımıza terk etmez. Günahlarımızdan ötürü bizleri yargılayıp terbiye edeceğinden emin olabiliriz, ama vaatlerini her zaman yerine getirir.

Peygamberler iki gerçeği bildirdiler: İlk olarak, Tanrı’nın adil olduğunu ve korkunç yargısının bir gün dünyamıza geleceğini bildirdiler. İkincisi ise, Tanrı’nın belirlediği zaman geldiğinde O’nun Mesih’i, bütün yaratılış için doğruluk, barış ve büyük bir bereketle egemenlik sürecektir. “Krallık RAB’bin olacaktır!” Her iki gerçeğin de tam bir biçimde gerçekleşmesi Rab İsa Mesih’in ikinci gelişini beklemektedir. Bu iki büyük gerçeği göz önünde bulundurarak, kalıcı olmayan her şeyi sevinçle terketmeli ve yaşamlarımızla O’nun Krallığı için yatırımlarda bulunmalıyız.