8. VAAT EDİLEN KRAL

Davut’un Dönemi

Ele Alınan Bölümler: 1. ve 2. Samuel; Mezmurlar

Okunması Önerilen Bölümler: 1. Samuel 16:1-13; 2. Samuel 7; Mezmur 2; 45; 89:1-4, 19-37; 110; 132




Rut kitabının son ayetleri bizleri Davut’un gelişini beklemeye hazırlamıştır. Davut, “Tanrı’nın yükselttiği adam, Yakup’un Tanrısı’nın meshettiği, İsrail’in sevilen ezgi okuyucusu”ydu (2Sa. 23:1). İsrail’in gelecekteki bütün krallarının kendisiyle kıyaslanacağı kralıydı. Aynı zamanda onların en büyük mezmur yazarı ve ozanıydı. Tapınma için kaleme alınan ezgilerin en güzellerinden bazılarını yazmıştı. Davut’un krallık ettiği kırk yıllık süre, Tanrı’dan aldığı vaatlerin büyüklüğünden ötürü tarihin en önemli dönemleri arasındadır.


VAAT EDİLEN BİR KRAL

Rab’bin kendisi, “sonsuza dek krallık edecek” olan İsrail’in Kralıydı (Çık.15:18). Buna karşın, Tanrı’nın temsilcisi olarak insanî bir kral olacaktı, bu da Tanrı’nın planında çok önceden belirlenmişti (Say.24:17). Yaratılış 49:10’dan İsrail’in vaat edilen kralının Yahuda oymağından gelmesi gerektiğini biliyoruz. Ayrıca Tesniye 17:14-20’nci bölüm de gelecek olan kral hakkında kesin ayrıntılar içermektedir.

Ancak Hakimler döneminde bu konuda hatalı davranışlar olmuştur:


1) Avimelek

İsrail halkı, Midyanlıların üzerinde kazandığı zaferden sonra Gideon’a tahtı vermek istediklerinde, o, “size RAB önderlik edecek” diyerek bunu reddeder (Hak.8:22-23). Ancak Gideon’un oğlu Avimelek krallığı zorla ele geçirir ve bunu yapmak için de kardeşlerini öldürür. Hakimler 9. bölüm, bu sahte “krallığın” trajik sonuçlarını bize bildirir.

2) Saul

Samuel, İsrail’in hakimlerinin sonuncusuydu.Samuel ayrıca (Musa ve Hakimler 6:8’deki ismi verilmeyen peygamberden başka) gelecek uzun bir peygamberler dizisindeki ilk peygamberdi (Elç.3:24). Annesi Hanna, uzun yıllar boyunca kısır kalır. Bu, Tanrı’nın seçmiş olduğu kişilerin çoğunun annelerinde görülen bir kalıptı:

Rab, bütün insansal çabaların kısırlığını vurgulamak ve “Tanrının yapamayacağı hiçbir şey yoktur” (Luk.1:37) sözünü kanıtlamak için önemli gördüğü olayların gidişatını Kendisi düzenler. Hannanın bir çocuk sahibi olmak için ettiği ateşli dua yanıtlanır. Hanna bebeğini Şilo’daki tapınma çadırında Tanrı’nın hizmetine adar (1Sa.1–2). Tanrı onu daha küçük bir çocukken özel bir iş için çağırır.Çok geçmeden, “Samuel’in RAB’bin bir peygamberi olarakonaylandığını Dan’dan BeerŞeva’ya kadar bütün İsrail anladı” (3:20). Samuel İsrail’i hayatı boyunca sadakatle yönetir (1Sa.4–7). Samuel yaşlanınca halk, “bütün uluslar gibi” olmak için, savaşlarında kendileriyle birlikte savaşacak bir kral isteminde bulunur (1Sa.8:5, 20). Bunu yaparak gerçekte, Rab’bi kralları olarak reddediyorlardı. Samuel’in uyarılarına kulak asmadılar ve Tanrı onlara istediklerini verir: Bu, adı Saul olan bir kraldır (8:10 - 10:1). Saul, Tanrı’nın “seçilmişi” olarak (10:1, 24) kendisine verilen işi başararak zaferli bir önder olduğunu gösterir (9:16; 14:47-48). Ama Rabbe iki kez itaatsizlik edip (13:8-14; 15:1-26), içindeki “asiliği” gösterdikten sonra (15:23) Saul’a iki kez, “RAB’bin buyruğunu reddettiğin için, RAB de senin kral olmanı reddetti” (15:23, 26) denilmiştir.

Saul’u reddettikten sonra “RAB kendi isteklerine uygun birini aradı,” (1Sa.13:14) ve Samuel’i, Yesse’nin oğullarından birini kral olarak meshetmeye yollar Yesse, oğullarından yedisini ihtiyar peygamberin önünden geçirir, ama koyunlara bakmakta olan genç, önemsiz Davut çağrılana dek Samuel Tanrı’nın kendisine şöyle diyen sözünü duymaz: “Kalk, onu yağla kutsa. Meshettiğim kişi odur (16:1-13). Başına dökülen yağ, Tanrı’nın onu çağırdığı işi yapmaya yetkili kıldığını ve Tanrı’nın ulusunu yönetmek için meshettiğini gösterir. “O günden başlayarak RAB’bin Ruhu Davut’un üzerine güçlü bir biçimde indi” (16:13). “Meshedilmiş olan” anlamına gelen bu İbranice sözcük, Tanrı’nın gelmekte olan Kurtarıcı Kralının unvanı olur: MESİH (Mez.2:2; Yşa.61:1; Dan.9:25-26).

Benim bütün istediklerimi yapacak, kalbime göre bir adam.”

Rab’be hizmet ederek tapınakta büyümüş olan (1Sa.1–3) ve “yaşadığı sürece İsrail’e önderlik yapmış” olan (7:15) Samuel gibi büyük bir peygamberin bile, “RAB insanın gördüğü gibi görmez;insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar” gerçeğini öğrenmesi gerekir (1Sa.16:6-7; ve 10:23-24). Bu bizim için de öğrenilmesi güç bir derstir. Tanrı’nın değer verdiği içsel karakter özellikleri yerine insanların dış görünüşleri, zenginlikleri ya da öğrenim durumları bizi etkiler. Rab, küçük çoban çocuğun kalbinde gerçekten de ne görmüştü?

Böyle bir yürek Tanrı’nın egemenliğini yansıtır (Mat.5–7). Tanrı bizim kalplerimize bakınca ne görüyor? Davut’la birlikte, “EyTanrı, beni yokla, yüreğimi tanı… Bak, seni gücendiren bir şey var mı bende” diyebilecek kadar cesaretimiz var mı? (Mez.139:23-24).

1. Samuel’in ikinci yarısı Davut’un, kral Saul’un kıskançlık ve nefretinden kaçarak bir kaçak olarak geçirdiği uzun yılları anlatır (18-30). Bu derin kişisel mücadele yıllarında Davut, Rab’be güvenme konusunda en duygulandırıcı Mezmurlarından bazılarını yazmıştır (örneğin, 31, 34, 56, 57, 63, 142). Ama en sonunda Tanrı’nın zamanı geldiğinde Saul, oğlu Yonatan’la birlikte savaşta ölür (1Sa. 31; 2Sa.1) ve Saul’un oğullarıyla yapılan mücadeleden galip çıkan Davut, bütün İsrail’in kralı olarak taç giyer (2Sa.5:1-5).