TAPINAKTAKİ SÜREKLİ HİZMET


Rab’bin İsrail’e Kendisi önünde “sürekli olarak” yerine getirmesini buyurduğu hizmetler olduğuna dikkat etmeliyiz. Bu sözle, kahinlerin her iki sunakta, Yedili Şamdan ve Adak Ekmekleri Sofrasındaki hizmetleri belirtilmektedir. Ayrıca başkâhinler tarafından takılan göğüslüklerden de söz edilerek onların başlıca görevleri vurgulanır.45

Ekmekleri sürekli olarak huzuruma, masanın üzerine koyacaksın (Çık.25:30). “... kandilin sürekli yanması için saf sıkma zeytinyağı getirsinler... akşamdan sabaha kadar yağıbenim huzurumda yakacaklar (Çık.27:20-21). Harun Kutsal Yer’e girerken, İsrailoğulları’nın adlarının yazılı olduğu karar göğüslüğünü yüreğininüzerinde taşıyacak. Öyle ki, ben, RAB halkımı süreklianımsayayım (Çık.28:29). Düzenli olarak her günsunağın üzerinde birer yıllık iki kuzu sunacaksın... Kuzunun birini sabah, öbürünü akşamüstü sun... Buyakmalık sunu Buluşma Çadırı’nın giriş bölümünde, RABbin huzurunda, kuşaklar boyu süreklisunulacaktır (bkz. Çık.29:38-42). Akşamüstü kandilleri yakarken yine buhur yakacak. Böylece huzurumdakuşaklar boyunca sürekli buhur yanacak (Çık.30:8).

Bu kâhinsel hizmetlerin günümüzde Mesih’e iman edenler için kişisel uyarlamaları vardır. İnanlının bedeni, Kutsal Ruh aracılığıylaTanrı’nın bir tapınağı ya da tapınma çadırı haline getirilmiştir (1Ko.6:19-20). Tapınaktaki “kutsal yer” Tanrı’nın sürekli olarakKendi yaşadığı yer olmasını istediği “iç varlığı” resmeder. Mesih bizler için, Yaşam Ekmeği, Yaşam Işığı, Büyük Başkâhin ve Kurban Kuzusu’dur. Kâhinler olarak (bkz. 1Pe.2:5) bizler sürekli olarak, her gün ruhlarımızı O’na açmalı, kutsal sözleriyle bizleri temizlemesine ve şamdanımızıve masamızın üzerini yeniden doldurması için bizleri Tanrı’nın huzuruna taşımasına izin vermeliyiz.

Bu sürekli hazırlıklara karşılık olarak, Rab lütufkâr bir biçimde gelip halkının arasında sürekli olarak yaşadı.Böylece bütün yolculuklarında konutun üzerinde gündüzün RAB’bin bulutu, gece de ateş İsrailoğullarına yol gösterdi (Çık.40:38).

Tanrı’nın Görkemi

Bütün iş bitip tapınak çadırı Tanrı’nın buyruklarına göre kurulduğunda, “Toplanma Çadırı’nı bulut kapladı, meskeni Rab’bin görkemi doldurdu” (Çık.40:34). Böylece Tanrı’nın halkına inip yaklaşması, Çıkış kitabının temel düşüncesidir. İlk bölümlerde, onların çektikleri acıların bilincinde olarak onları Mısırlıların gücünden kurtarmak için “inmiştir” (3:8). 19’uncu bölümde halkıyla bir antlaşma yapmak için Sina Dağı’na “inmiştir.” Ve 40’ıncı bölümde de halkıyla birlikte oturmak için inip onların arasına gelir. Bu olaylar, Tanrı’nın halkı için kişisel sorumluluk almak üzere onlara yaklaşmasını anlatan bir tek öyküyü oluşturur.


II. BÖLÜM - Tanrı, Halkını Kendisine Yaklaşmaya Çağırıyor (Levililer)

Kendinizi takdis edin ve kutsal olun, çünkü ben Allahınız Rab’bim.

Levililer kitabının başlangıcında Rab yine Musa’ya hitap etmektedir, ama bu kez bunu Sina Dağı’ndan değil de “toplanma çadırından” yapmaktadır (1:1). Tanrı, varlığının onların arasında olması için gereken her şeyi yapmış ve onlara yaklaşmıştı. Şimdi de İsraillileri Kendisine yaklaşmaları için çağırmaktadır. Her şey hazırdır, ama Tanrı’nın bize vaat ettiği bu paydaşlığın zevkine varabilmemiz için O’nun sağladığı yolları kullanmamız gerekiyor.

Halkının, kendilerini Tanrı’ya adamaları ve kendilerini kirleten şeylerden temizlenmeleri, Tanrı’nın asıl isteğidir: “Kendinizi kutsayın, kutsal olun. Tanrınız RAB benim.” (Lev.20:7). Bunu yapmak için, kendilerini komşu ulusların putperestçe uygulamalarından ayırmaları, Tanrı’nın bildirdiği şenliklerde (bayramlar) Tanrı’nın buyurduğu kurbanları getirmeleri ve Tanrı’nın yasasında tanımlandığı gibi kutsal olmaları gerekiyordu.

Yaşamın her önemli alanı yasayla yönetiliyordu: yemek, aile yaşamı, cinsel ilişkiler, sağlık ve hastalık, evler, toprağın kullanımı vb. Levililer kitabı özde bir yasalar kitabıdır. Sunular hakkında (1-7’nci bölümler), kâhinlik hakkında (8-10’uncu bölümler), törensel saflık ve temizlik hakkında (11-15’inci bölümler) ve pratik kutsallık konusunda (17-27) çeşitli yasaları içerir. Bu yasalar, Tanrı’nın halkının Tanrı’yla birlikte olabilmesini sağlıyordu.

Kişinin Tanrı’yla olan ilişkisini korumasının yolu kurban sistemiydi. Kendini Tanrı’nın önünde alçaltan günahkâr bir insan, günahını itiraf edip 1-5’inci bölümlerde istenilen sunulardan birini getirirdi. Elini hayvanın başının üzerine koyar ve kesilen hayvan kişinin, “Rab’bin önündekabul olunması için (Lev.1:3-4) onun uğruna “kefaret” olmak üzere ateşte yakılarak Rab’be sunulurdu ve kişi böylece, “bağışlanacaktı” (Lev.4:26).

Temizlik, diyet, şölenler vb. hakkındaki bütün yasalar halka, temiz olanla temiz olmayan arasında bir ayrım yapmayı” (Lev. 11:47) ve kendilerini kurtaran kutsal Tanrı’yla paydaşlık içinde yaşamayı öğretiyordu. Buna karşın insanın günahkâr bir doğaya sahip olması günahı kaçınılmaz kılıyordu. Bu nedenle kâhinler halk için yakarmak ve onlara Tanrı’nın yasasını öğretmekle kalmayıp onların yaşamlarının iç ve dış kirlilikleri için de çeşitli kurbanlar sunarlardı. Kendilerini seven Tanrı onların günahlarına kefaret sağlamıştı. Eğer Kendisine güvenir ve kendilerini günahtan temizlerlerse Kendi huzurunda yaşayacaklarını onlara vaat etmişti. “Bu vaatlere sahip olduğumuza göre, bedeni ve ruhu lekeleyen her şeyden kendimizi arındıralım; Tanrı korkusunda yaşayarak kutsallıkta mükemmel olalım” (2Ko.7:1).