İbrahim ve İshak’ın Yahudi olmayan kralları tekrar tekrar yanıltmasından ne öğrenebiliriz (12:10-20; 20:1-18; 26:1-11)? Yaratılış bölümü, Tufan’dan önce (4:16-24; 6:1-13), Babil kulesinde (11:1-9) ve Sodom’da (13:10, 13; 14:21-23; 18:20-21; 19:1-26) iman etmeyen insanlığın günahlarının yanı sıra, atalar ve ailelerinin içinde bulunduğu utanç verici durumları da kaydeder. Aşağıda ek bir liste daha göreceksiniz:
Adem, Havva’yı dinler ve bütün insanlığı günaha sürükler (3:1-5).
Kayin, kardeşi Habil’i öldürür ve durumu Tanrı’nın yüzüne karşı inkâr eder (4:1-15).
Nuh, sarhoşken çadırında çırılçıplak yatarak kendini alçaltır (9:20-23).
İbrahim, Sara’yı dinler ve onun cariyesi Hacer’le yatar (16:1-6).
Lut, Sodom’dan isteksizce kurtarıldıktan sonra iki kızı tarafından alçaltılır (19:30-38).
Yakup, kardeşi Esav’ı iki kez kandırarak önce ilk oğulluk hakkını satın alır sonra da kılık değiştirerek onun kutsanma hakkını elinden alır (25; 27 bölümler).
Rahel, babası Laban’ın evinde tuttuğu putları çalar, sonra da onları saklamak için ona yalan söyler (31:19; 33-35).
Yakup’un oğulları, Simeon ve Levi, kızkardeşlerini kirlettiklerinden ötürü öç almak için koca bir kabileyi öldürürler (bölüm 34).
Yusuf’un kardeşleri, öz kardeşlerini köle olarak satar ve yaşlı babalarına bu konuda yalan söylerler (37:18-36).
Yahuda, onu fahişe sanarak kendi geliniyle yatar (bölüm 38).
Bütün bunlar insanda, “doğru” insanda bile gururlanacak hiçbir şey olmadığını gösterir. İman edenlerin babası olan İbrahim’in başarısızlığında bile bu çok açık bir şekilde görülmektedir. Günahları utanılacak iğrenç şeylerdi. Tevrat’ı okuyan İsrail halkı sürekli olarak atalarının günahlarını görür ve kurtuluşlarının sadece Tanrı’nın egemen lütfundan ötürü olduğu kendilerine hatırlatılırdı. Atalar, diğer insanlardan daha kutsal oldukları için seçilmemişlerdi. Sadece “imanla” aklanmışlardı. Buna karşın ataların hikâyesinin özü, sık sık gerçekleşen oymaklar arası kötü ilişkiler ya da ataların günahları değildir. Öykünün özü, Rab’bin amaçlarını yerine getirmeleri için seçilen bu zayıf, günahlı insanlar ile yüce Tanrı arasındaki eşsiz ve kutsal antlaşma ilişkisinde yatmaktadır.